*4*

149 10 2
                                    

Kimse okumasa da öylesine yazıyorum ben aşlskdjadkh.

***

Bir yere oturup düşünmeye çalıştım. Ellerimin bağını sonunda açmışlardı.

Adeta aç kurt gibi yemek yiyorlardı. Bense burada açlıktan ölüyordum, neden? İnatçılığım yüzünden. Pes edip yemek yesem ne olurdu ki?

''Aç olmadığına emin misin Blair? Çünkü bizi bile yiyecekmiş gibi duruyorsun da.''

''Sanane?''  diye sertçe karşılık verdim. Karnımın guruldamasını bastırmak için seslice dışarıya nefesimi verdim ve kafamı arkamdaki duvara yasladım. Şimdi de aralarında fısıldamaya başlamışlardı. Sessiz olmaya çalışarak ne konuştuklarını dinlemeye çalıştım.

''Dostum biz bu kızı ne yapmak için kaçırdık?'' Daha ne yapacaklarını bile bilmiyorlar, ahmaklar çetesi.

Bu adı sevdim, ahmaklar çetesi. Onlara artık böyle diyeceğim.

'Tanrım, Louis. Şu kıza bir kap yemek götür. Kız açlıktan kendi kendine sırıtıyor.'' 

''Ah, Harry. Beni tanrın olarak görmen ne kadar güzel birşey'' dedi Louis sırıtarak adını Harry olduğunu öğrendiğim çocuğa bakarak.

''Off, ben ne diyorum sen ne diyorsun Louis. Kapa çeneni''

Gerçektende kendi kendime sırıtıyordum, yaptığım şeyi farkedip hemen ciddi halime geri döndüm ve karşımdaki bana boş boş bakan çocuklara dik dik baktım.

Adını Louis olarak anladığım çocuk elinde tepsiyle bana yaklaştı. Tepsiyi bana uzattığında elimin tersiyle ittim.

''Sen bilirsin. Yemek istersen alırsın.'' dedi ve tepsiyi yanıma sakince bıraktı.

Ben ve benim lanet inadım.

***

Hala birşey yememiştim  ve açlıktan bayılmak üzereydim. Şimdi yiyebilirdim ama istemiyordum. Çünkü bana bakacaklar ve 'biz söylemiştik' bakışları gönderecekler. Ölürüm daha iyi.

Louis yedikleri tabakları yıkıyordu ve diğer çocuklar koltukta sohbet ediyorlardı. Ya da başka birşey yapıyorlar bilmiyorum.

Louis sonunda zorlu bulaşık yıkama görevini bitirip çocukların yanına gitti. ''Ben uyumaya gidiyorum. Yarın zaten işimiz var.'' dedi kafasını çevirip bana bakarken.

Hepside aynı anda ''Bende yatacağım'' dedi ve kalktılar. Ben hala aynı yerde oturduğum için oturmaktan kıçım uyuşmuştu. Sarı kafa yanıma geldi ve

''Sana yatacağın yeri göstereyim, gel.'' dedi ve kalkmama yardım etmek için elini uzattı.

''Teşekkürler, ben kalkabilirim.'' dedim ve elini görmemezlikten gelerek ayağa kalktım. Kesinlikle popom uyuşmuştu.

''Herneyse'' dedi ve elini kendine geri çekti. Önümden yürüyerek bana gideceğim yeri gösterdi.

Oda gibi bir yerdi ama değildi. İçinde yatak gibi birşey vardı.

''Burada yatabilirsin. Daha iyi bir yerimiz yok.Senin muhteşem yatağın gibi olmasada idare eder'' dedi ve gitti. Şimdi de trip mi atıyordu o?

Kendi kendime omzumu silkip etrafıma bakındım. Basık duvarlar yüzünden içim kararmıştı. Yatak gibi yere yattığımda tabikide uyuyamadım. Çocukların uyumalarını bekledim ve birkaç dakika sonra uyuduklarını tahmin ederek ayağa kalktım. Yavaş ve sessiz adımlarımı mutfağa ilerlettim. Kazana baktığımda yemek kaldığını gördüm. Hemen kapağı elime aldım ve kaldırdım. Kapak çok ağırdı ve elim ağırlığı kaldıramayacak dönünce kapak yere seslice düştü.

İşte bu benim bittiğim andır.

Kimseden ses duymayınca derin nefes vererek sessizce yerdeki kapağı almak için eğilirken kafama sert bir darbe yedim. Bilincim kaydı ve gözlerim kendi kendine kapandı.

Lingering History | Zayn Malik FanFic. |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin