''Yeni okulunun ilk gününe hazır mısın kızım ? Seni bırakayım mi ?'' dedi babam çizgileri belirmiş yüzünde koca bir gülümseme takınarak.
Gözlerimi devirerek,burada kaldığım için hislerimle örtüşen siyah çantamı sırtıma geçirip gereksiz babama doğru döndüm.''Ha...''
''Hazır babası hazır.'' diyerek sözümü kesti tanıdığım en kötü kalbe sahip olan ; kızıl saçlı kadın,babamın omzunu sıvazlarken.''Baksana ne kadar güzel olmuş.''
Üvey anneciğimdi kendileri.
''Her neyse,yürüyerek gideceğim okula.Bana karışmayın.'' diyerek bu yapmacık ikiliye daha fazla katlanamayacağım için ayakkabılarımı giydiğim gibi evden dışarı attım kendimi.Ardından gözlerimi kapadım ve temiz havayı soluyarak kendimi rahatlatmaya çalıştım.
Ancak güneşli hava her ne kadar iliklerime kadar işleyip vücudumu ısıtsa da,gökyüzünde uçuşan kuşların çıkardığı sesler kulağıma bir melodi gibi gelse de sakinleşmem mümkün değildi.İçinde bulunduğum durumu bir türlü hazmedemiyordum.
Ben bu aptallarla koskoca bir yılımı nasıl geçirecektim ki?
''Of of.'' dedim sarı saçımı kulağımın arkasına alırken.Olanları sindirsem de sindiremesem de başka çarem yoktu,lise son sınıfı bitirene kadar onlarla birlikte İstanbul'da yaşayacaktım.
.
Kaldığım kişilerden yakınsam da İstanbul'da bulunmak o kadar kötü değildi aslında.Hatta birkaç günde en az İzmir kadar sevdiğim söylenebilirdi.Boğaz manzarası,tarihi yerleri,kalabalık oluşu kendini bana sevdirmeye yetmişti bile.Şu bir yıl içinde kendimi milyon kez evden atacağıma emin olduğuma göre şehri keşfedecek daha çok vaktim olacaktı anlaşılan.
Bilmediğim şehirde bana okulun yolunu gösteren telefonumdaki navigasyona bir kez daha göz attım.Yürümeye karar vererek iyi bir seçim yapmıştım anlaşılan.Hedefe ulaşmama sadece on dakika kalmıştı.Alnımdaki teri silerek derin bir nefes aldığımda ayak ucumda beyaz bir kedi belirmişti.
''Sen ne kadarda tatlı bir şeysin öyle.'' dedim kedinin yanına eğilip parmaklarımı hoşlanacağı şekilde başında gezdirirken.Sanki ben onu sevdikçe o mutlu oluyor,benim ise sinirim diniyordu.Sabahtan beri kafama taktığım konular kafamdan uçuşup gidiyor,kedi bana anın tadını çıkarıldığında insana huzur geldiğini gösteriyordu.
Beyaz kedi uzun bir süre kendini sevdirttikten sonra beni düşüncelerimle baş başa bırakarak yoluna devam etmişti.Olduğum yerden doğrulurken gülümsemeye başladım.
Kendime bir söz vermeliydim.Bugün,içinde bulunduğum durumu unutmaya çalışmalı ve anın tadını daha çok çıkarmalıydım.Olumsuzluklara odaklanıp günü yaşamaktan alıkoymamalıydım kendimi.Babamın moralimi bozmasına izin vermemeliydim.
Bugün güzel bir gün olacaktı.
''Kızım ! Kızım bana yardım et ne olursun !''
Yabancı bir sesin bağırışıyla elimdeki telefonun yere düşmesi ve korku dolu bakışlarla gözlerimin etrafa ilişmesi bir olmuştu.Bağıran kimdi ? Neler oluyordu ?!
''Ne...Neredesiniz ?''
''Kız...Kızım gel ne olur bina...binanın...''
Nefes nefese kalmaktan konuşamadığı belli olan kişinin nerede olduğunu anlamaya çalışırken kafamı yandaki gri,döküntülü binanın bahçesine doğru çevirdiğimde bilekleri ve ayakları iple bağlanmış,yüzü kan reva içinde kalan orta yaşlı,yırtık ceket pantolon giymiş adamın yerde kıvrandığını gördüm.Korkudan kalbim göğüs kafesimden fırlayacaktı adeta.Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüşçesine donakalmıştım.
Karşılaştığım manzara üstüne nefesim kesilmiş,sanki benimde elim ayağım birbirine dolanmıştı.Korkudan açılan gözlerimin kuruduğunu hisseder gibiydim.Neler oluyordu burada ?!
Şaşkınlığımı ve korkumu atlatmaya çalışarak bahçe çimine uzanmış adamın yanına koşturup adama doğru eğildim ve adamın ne durumda olduğunu bakmak için başını ellerimin arasına aldığımda titreyen parmaklarımı kaplayan kan bir kez daha şoka girmeme neden olmuştu.
''Amca...Amca kim yaptı bunu sana ?! Ne oluyor ?'' derken bir yandan korku içinde etrafa bakınıyor diğer yandan ise kan bulaşan ellerimle adama bağlanan ipleri çözmeye çalışıyordum.Alkol kokusu burnuma sinen adam konuşmak için kendini zorluyor gibiydi.
''Geliyor...'' dedi ipe bağlı elini kaldırıp binayı işaret ederken.
''Kim ? Kim geliyor ?!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Teen FictionBen sana bağımlıyım,sen cinayete. * Beni hayatımın sonuna götürmeye aracılık eden arabanın camından dışarı baktım.Gökyüzü adeta sisten griye bürünmüş,bulutlar...