Bir ışık parlıyordu karanlığın içinden.Bir umut,bir şans gösteriyordu kendini sanki derin siyahın içinden.Işık git gide büyüyor, uzun süren siyahlığı yenerek etrafı aydınlatıyordu.O kadar aydınlıktıki bu ışık gözlerimi yakmıştı.
Uzun süredir kapadığım gözümü zor bela kısarak açtığımda bu aydınlığın güneşten kaynaklandığını anladım.
Urgaz...Urgaz tetiği çekmemişmiydi yani ? Yaşıyor muydum ?
''Nası...Nasıl ya ?'' derken kıstığım gözlerimi ovarak açtım ve nerede olduğumu görünce dahada karışmıştı bulanan aklım.
İçi siyah renkle donatılmış kaliteli bir arabanın arka koltuğunda uzanıyordum.Arabayı kullanan kişi ise Urgaz'dı. Ben...Beni kaçırıyor muydu yani ? Şakın gözlerle etrafıma bakarken aklıma gelen bir diğer düşünceyle birlikte üstümü incelemeye başladım.
Yoksa bana kurşun sıkmıştıda sonrasında pişman olup hastaneye mi götürmeye karar vermişti...Ölümden mi dönmüştüm ?
''Günaydın.'' dedi araba aynasından keskin gözlerle ve yüzünden eksik etmediği sert yüz ifadesiyle bana doğru bakan Urgaz.Ardından ise ne yaptığımı anlamış olmalıydıki kafasını bana doğru çevirerek yarım ağızla gülümsemeye başlamıştı.
''Boşuna meraklanma tetiği çekmedim ; bayıldın sadece.''
Tabi ya...Bayılmıştım.Bu birçok şeyi açıklıyordu ancak aklımdaki soruların cevabını vermiyordu.
Beni neden öldürmemişti ?
Neden arabasındaydım ?
Nereye gidiyorduk ?
Neden !?
Bu soruları sorarak sohbet etmeye hiç niyetim yoktu.Gerçeği söylemek gerekirse sorularıma karşılık vereceği cevabı duymaktan da korkuyordum zaten.Tek yapmam gereken şey arabadan inmenin bir yolunu bularak bu lanet Urgaz'dan bir an önce kurtulmaktı.Neler olduğunu,olacağını öğrenip çaresizce susmak değil.Aklında her ne geçiyorsa geçsin,beni ulaştırmak istediği yere götürmesine izin vermemeliydim sadece.
Buradan kurtulmanın bir yolunu bulmak için dua ederken olduğum yerden doğrularak istemsizce başımı tuttum. Bayılırken başımı yere sert çarpmış olmalıydım, o kadar ağrıyordu ki ana odaklanmam imkansız denecek kadar zordu.
Ancak aklımda bir plan oluşturup şuan uygulamak dışında başka çarem yoktu.Belkide bu şansı bir daha hiç elde edemeyecektim.
Aynadan bana bakan Urgaz, gözünü yola iliştirdiği anda ona çaktırmadan elimi kapı koluna götürdüm ancak tahmin ettiğim gibi kilitlenmişti.Arabadan indiğimiz anda kaçmak dışında başka bir yol izleyemezdim anlaşılan.
Veya...
''Tuvaletim geldi.'' dedim vücudumu gerçekten tuvaletim varmışçasına sallayıp aynadan ona ekşittiğim yüzümle bakarken.
''Ne ?''
''Ne ne ? İnsanlık hali,geldi işte.Arabanın batmamasını istiyorsan beni bir yerde bırakırsan güzel olur.''
Karamel gözlerini ben kime çattım dercesine devirirken sabrını zorladığımı belirten derin bir nefes almıştı.Sanırım planım işe yarayacak,beni bir yere bırakacaktı.Bu pislikten az sonra kurtulacaktım.
*
Uzun süren,artık binaların yok olduğu,sadece ağaçların görünmeye başladığı zaman ıssız görünen bir benzinci belirmişti önümüzde.Arabaların bile barınmadığı,dışarıda sadece iki orta yaşlı çalışanın bulunduğu döküntülü,eski bir benzinciydi burası.Arabayı kapıya doğru yaklaştırığında uzun zaman sonunda ilk kez bana doğru dönmüştü.Gözleriyle benzincide bulunan tuvaleti işaret ederek tek kaşını havaya kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Teen FictionBen sana bağımlıyım,sen cinayete. * Beni hayatımın sonuna götürmeye aracılık eden arabanın camından dışarı baktım.Gökyüzü adeta sisten griye bürünmüş,bulutlar...