Bölüm 76

127 17 0
                                    


"Bunu da nereden uydurdun, onu sadece bir kaç kez iş de, bir de balo gecesi gördüm."

"Elvan onun seni çok beğendiğini, falan söyleyince,sonrada Melek,*Yanındakiyle mutlu olsun* diyince bende şey zannettim."

"Ah be kızım hiç anlamadın mı?"

"Evet bir şeyler anlıyordum ama ben emin olamadan sen ters şeyler yapıyor beni, yok sayıyor dun. "

Sarılıp biraz daha uyudular. Uyandıklarında yeniden özlem giderdiler. Gülümse kalkıp duşa girdiğinde Tınaz uyuyordu. Üzerini giyinip sevdiği adama doyasıya bakmak için odaya girdi. Sırt üstü yatmış, tek kolunu sanki ışıktan rahatsız olmuş gibi gözlerinin üzerine koymuştu.

"Of Tanrım bu şahane adam beni seviyor. En üzüntülü günümde beni mutlu etti. İnsan kazara bu gövdeye çarpsa kesin bir yerleri kırılır."  Güneşte kalmış gibi parlayan bronz teni, az önceki yaşadıkları güzel anları hatırlatıyordu. Ayakları yataktan dışarı taşmıştı. Bunu düşününce Gülümsenin yüzü güldü, ağzının suyu akıyordu. Parisdeki geceden sonra, hep bu esmer ve kaslı vücudu düşünmüştü. Hatta hiç bir utanç duymadan, dibine kadar hayaller kurmuştu.

Tınaz kolunu yüzünden çekip aniden Gülümsenin üzerine zıpladı ve yatağa yatırdı. Gülümse çığlık çığlığa bağırıyordu.

"Sevgilim benimi inceliyormuş! Bir kusur buldun mu bari?" bir yandan konuşup bir yandan Gülümsenin açıkta kalan yerlerini öpüyordu.

"Evet seni inceliyordum ve hiç bir kusur bulamadım, ama sadece şurada, (öpücük) birde şurada,(öpücük) en çok da şurada ( öpücük), bazı yerler var sadece bana ait, kimse elleyemez ve öpemez. Anlaştık mı?"  Sonra zıplayıp mutfağa koştu. Kapı çalındığında ocağa kahve için su koymuştu.

"Bir çığlık duymuş bizim çocuklarda, bir bakayım dedim iyi misin?"

"İyiyim sağ ol elimi kapıya sıkıştırdım da."

"A.. senin bileklerine ne oldu. Aman, Allahım çok fena yaralanmışsın. Hemde uzun olmamış baksana yara yerleri tazecik duruyor."

"Bir kaza geçirmiştim, o yüzden, anneannemin yanına daha erken gelemedim."

"Ay, neyse geçmiş olsun. Ha yemek falan yapma mantı açtık birazdan olur bir tencere ver de sana da getireyim."

"Zahmet etme biz bir şeyler yeriz."

"Evde bir şey yok ne yiyeceksen artık!  Ya,biz mantıyı yapınca tüm köy yeriz, ver işte şu tencereyi. Öyle yabanlık yapma alınırım valla. Temizdir, hani iğrenme diye diyorum."

"Aşk olsun Huriye,neden iğreneyim, sanki biz şehirde hep temiz şeyler yiyiyoruz da. Sen o lokantalarda neler pişiyor biliyor musun. Ondan değil, zahmet olmasın diye. İyi tamam devirme gözlerini, bak çok koyma tamam mı."

Kadını uğurladıktan sonra kaynayan suda çay yapmaya karar verdi, mantının üzerine iyi gider diye düşündü. Tınaz elinde telefonla konuşarak oturma odasına girip, çekyata oturdu.

"Evet evet, iyi. Sen kardeşini benden iyi tanırsın. Yapacağım dediyse onu kimse durduramıyor. Tamam veriyorum."

"Al bakalım biraz fırça yede aklın başına gelsin."

Gülümse dilini çıkarıp telefonu aldı. Tabi beklediği fırçayı yedi ama aşağıda kalır mı, oda saldırdı sonunda tatlıya bağlayıp, Elvanın da iyi olduğunu anlayınca kapattı.

Yemek geldiğinde koku ikisininde karnından guruldama sesleri getirmişti. Çaylarını da içip, Huriye'nin evine gittiler.

Hep birlikte köyün biraz dışında olan mezarlığa gittiklerinde Gülümse, yine kepenkleri kapatıp altından, yaşları dökmeye başlamıştı.

Bu karda kışta yapılacak bir şey yoktu. Daha yeni olduğu için mezarı yapmamışlardı. Yazın gelip yaptırmayı kafasına yazan Gülümse'yi, Tınaz elinden tutarak eve kadar götürdü.

"Birazdan geleceğim," dedi Huriye ,onları daha fazla rahatsız etmemek için.

"Yarın gidelim. Buradan alacak pek bir şey yok. Belki sonra  gelip köyü  ve etrafını gezeriz. Anneannem burayı nasıl buldu! Hiç hatırlamıyorum! Acaba çocukken geldim mi?"

"Kadın gelince ona sorsana?"

Çok geçmeden Huriye geldi.

"Huriye, evi kapatacağım. Sana lazım bir şeyler varsa alabilirsin. Belki yaza gelip köyü ve etrafı gezerim. Sadece, anneanneme ait özel bir kaç şey alacağım. Eşyalarının  büyük bir kısmı İstanbul'daki evde. Asıl orayı nasıl toparlayacağım bilemiyorum. Burada sadece yatak, bir kaç mutfak eşyası yeter. Ha birde, anneannem bu evde ne zamandır oturuyor. Ben  hatırlamıyorum. Ben çocukken de bu ev var mıydı?"



KOD  ADI  Q  TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin