Bölüm 34

139 18 0
                                    


Tınaz birden sustu. Gülümse sadece elini sıktı ve bir daha konuşmadı. Victor Hugo müzesine yaklaşırken Peter birden durdu. İki kemancı gelip,Alitayı aralarına aldılar ve Maitre Gims' in Bella şarkısını çalmaya başladılar. Peter'in Alita'ya ilk söylediği şarkıydı.

Önce ne olduğunu anlamadı,sonra Peter'e sarılıp hıçkırmaya başladı.Gülümse ve Tınaz onlara bakıp alkışladılar. Yoldan geçenler etraflarını sardı.Müzik bittiğinde herkes alkışlamaya başlayınca Alita ve Peter eğilip selam verdiler. Peter,bağırarak,biz evleniyoruz diye bağırdı. Alitayı kucaklayıp etrafında döndürdü.

Gülümse de göz yaşlarını tutamadı.Gidip ikisine birden sarıldı.

"Eğer ,sen hayatımda olmasaydın biz asla kavuşamazdık" diyerek ona sarıldılar.

Restorana girip onlar için ayrılan masa oturduklarında Alita hala sevinçten ağlıyordu.

"Seni çok seviyorum,"diyerek Peteri öptü.

Gece çok neşeli geçiyordu. Tınaz ve Peter iyi anlaşmışlardı. Peter'in İngilizcesi çok iyi olmasa da sohbetleri sıkılmadan devam ediyordu. Tınaz ertesi gece erkekler partisine gitmeye ikna olmuştu.

Yemekten sonra sokakalarda dolaşıp Parisin tadını çıkarttılar.

"Mavili izin ver bu gece Alitayı alıp evimize götüreyim onu çok özledim."

"Hayır, Peter bu konuyu daha önce konuşmuştuk. Düğünden önce olmaz.Onu çok özle ki bir daha bırakıp gideme."

"Tamam suçluyum ama, bu ceza çok ağır.Ben onu çok seviyorum ve ölünceye kadar çok seveceğim.Sana söz veriyorum bir daha asla onu üzmeyeceğim."

"Hadi Peter iyi geceler."

Ne olduğunu anlamayan Tınaz, Gülümse ve Peter'in birden ne için tartıştıklarını anlamadı.Bir ara Gülümseye,"Sorun ne?"dedi.

"Ben sana daha sonra anlatırım ama, bir sorun yok"dedi.

Eve girdiklerinde Gülümse gülerek Peterle olan konuşmalarını,daha önce Peterin Alitayı nasıl üzdüğünü anlatınca Tınaz ağzı açık dinledi.

"Yani şimdi sen onların birlikteliklerini evlenen kadar engelledin ve arkadaşında bunu kabul etti öylemi!."

"Evet,o benim en iyi dostum."

"Pes, Gülümse ,Peteri şimdi taktir ettim. Aferin çocuğa.Sen ne cadıymışsın da ben anlamamışım."

"Sağ ol ya ,arkadaşını korumak ne zamandır cadılık oluyor.İyi geceler yatağını hazırlamıştım".

Gülümsenin bozulduğunu anladı ama,bir şey söylemeden,Odasına gitti.

*Bu kız beni  şaşırtmaya ve kendisine hayran bırakmaya devam ediyor. Allah yardımcım olsun.Yarın Peter den onun hakkında daha çok şey öğrenebilirim nasıl olsa*. Kafasındaki düşüncelerle uykuya dalması biraz zaman aldı.

                                        ****                          ****                            ****

Atatürk hava limanına indiğinde, küçük valizini alıp çıkışa doğru yürümeye başladı. Adamın biri elindeki resmi cebine koyup yanına yanaştı,  " Elvan hanım ,sizi otelinize götürmekle görevlendirildim," diyerek elindeki valizi aldı.

Sakince etrafa baktı, şapkasını iyice gözlerinin üzerine düşürdü.Dışarı çıkıp en kör noktaya park ettiği arabasının kapısını açtı.Elvan, tabi ki hiçbir şeyden şüphelenmedi. Arka koltuğa oturup kemerini bağladı.

İstanbul'u çok iyi bildiği için bir süre sonra Çırağan'a gitmediklerini anladığında şoföre seslendi,

"Neden bu yoldan gidiyoruz,bu yol Beşiktaş'a gitmiyor. Tam tersi yöndeyiz.!"

"Meraklanmayın Elvan hanım, gideceğiniz yere götüreceğim."

Vaniköydeki surlarla çevrilmiş,bir yalının önünde durup uzaktan kumandanın düğmesine bastı.Yüksek demir kapılar heybetlerinin aksine sessizce iki yana çekilip arabaya yol verdi.

Elvan iyice paniklemiş bir halde bağırmaya başladı.

"Hey siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz!.Sizi gerçekten Yusuf bey mi gönderdi.?Bu yaptığınız adam kaçırmaya girer. Şimdi polisi arayacağım",  diyerek cep telefonunu çıkarttı. Uçaktan indikten sonra açmadığını anladığında içinden bir küfür savurdu. O telefonuyla uğraşırken, adam arka kapıyı açmış onu aşağıya çekmişti. Telefonu elinden düşünce eğilip almış,  "Bir süre buna ihtiyacınız olamayacak" ,diyerek cebine koymuştu.

"Önden buyurun lütfen" diyerek, onu yalının ön kapısına yönlendirdi.

Kapı daha çalınmadan açıldı. "Hanım efendi için hazırlanan odaya kadar eşlik edin"  dedi, kapıyı açan insan azmanı adama.

Elvan direnmenin anlamsız olduğunu bildiğinden,deneni yaptı. Odası tıpkı bir kraliçe odası gibiydi.  Dört direkli yatağın üzerinden işlemeli tüller sarkıyordu. Yatak örtüsü en iyi cinsten Hint işlemeli,  satendi. Yatak ve yastıkların kuş tüyü olduğundan şüphesi yoktu.Odanın her yanından lüks ve zevk fışkırıyordu. Yatak örtüsü ve halı hariç,her şey beyazdı.Kocaman camın önünde uzanarak oturmak için , beyaz desenli satenle kaplı ,bir markiz konmuştu. Diğer pencere kenarında iki berjer koltuk ve mini bir içki dolabı vardı.Onlarda beyazdı.

KOD  ADI  Q  TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin