Bölüm 43

123 17 0
                                    


Kabinlere geçince, giysileri kadına verip özür diledi ve hızlıca arka taraftan sokağa çıkıp ilk bulduğu taksiye bindi ve Alita'nın yeni evinin adresini verdi.

"Ne oldu mavili rengin kaçmış?"

Gülümse detaya girmeden ailesinin bazı düşmanlarının olduğunu, onu burada bulduklarını söyledi. Arkadaşı fazla bir şey sormadı, o da anlatmadı.

"Alita bu gece burada kalabilir miyim.  Yarını sabah daha sakin kafayla karar veririm."

"Haydi tüm olanları unutup yemeğe oturalım.Burada istediğin kadar kalabilirsin."

Bu sırada kapı çalındı,Peter ve Martin içeri girdiler. Yemek Gülümsenin arada dalması dışında iyi geçti.Tam bir Fransız akşam yemeğiydi. Gece yarısı sofradan kalktılar. Kızlar sofrayı topladı,erkekler kirlileri makineye koydular.

Salona geçip biraz daha sohbetten sonra Martin, "Seni eve bırakayım,mavili," dedi.

Alita ,Gülümsenin onlarda kalacağını ama,sabah gelip ona eşlik etmesini ve takip edildiğini anlatınca,her kes önüne bakıp,üstelemediler. Kapıda,Martin Gülümseye sarılıp,"Ben her zaman sana yardıma hazırım. Ne yapmamı istersen söyle, hemen yaparım."

"Dostluğunuz için sonsuz teşekkür ederim. Sizin gibi dostlarımın olması beni her zaman çok mutlu etti. Sabah konuşuruz,biraz düşünüp en iyi kararı vermek istiyorum."

Alita odasını gösterdiğinde gidip yatağa uzandı ve Tınaz'a olanları anlatmaya karar verdi.Onun sesini duymaya ihtiyacı vardı.

Özel telefonu çıkarıp tek tuşa basıp bekledi.Ses boğuk ve gürültülü bir yerden geliyordu.

"Acil değilse seni yarın arayayım mı?Şu anda uygun değilim."

"Tamam ,sadece takip edildiğimi söylemek istemiştim." diyerek, telefonu kapattı. Gözlerinden yaşlar sicim gibi akıyordu ve o engel  olmuyordu.Son zamanlarda yaşadıkları ona çok ağır gelmişti.

Daha telefonu elinden bırakmadan,çaldı.

"Sen ne dedin! Takip mi ediliyorsun? Seni nasıl bulmuşlar .Allah kahretsin tabi ya,oraya geldiğimi bazıları biliyor. Tahmin yürütüp buldular. Peki adamı tanıyor musun?" O sırada arkadan bir kadın kah kahsı duyuldu,*Hadi ama,Tınaz amma uzattın ya.*

Gülümsenin dili tutuldu,gözyaşları daha da arttı ve boğazından yukarı çıkan öğürtüyü bastıramadı. Telefonu kapatıp, banyoya koştu. Ne kadar sessiz olmaya çalışsa o kadar çok öğürüyordu. Odasının kapısı tıkladı ve Alita, cevap bile beklemeden Gülümsenin banyosuna koşup yerde dizlerinin üzerine çökmüş, tuvalete kusan arkadaşının saçlarını topladı. İkisi de hiç konuşmadılar. Alita,temiz bir diş fırçası ve havlu uzattı. O sırada telefon ısrarla çalmaya devam etti. En sonunda Alita dayanamayıp açtı.

"Kimsin?"dedi Fransızca.

"Ben Tınaz,Gülümsenin arkadaşı. Alita sen misin?"Tınaz da İngilizce konuşmaya başladı.

"Selam ,Gülümse biraz rahatsız seni sonra arasın. Şu anda banyoda, az önce yediklerini içinde tutamadı da. Bu gün biraz korkmuş. Şu anda bizim evde,yarın Martin gelip ona yardım edecek. Belki Ericle  turneye gitmeye ikna edebiliriz." dedi Alita, bu son sözcükleri bilhassa söylemişti.

"Düzelince beni mutlaka aramasını söyler misiniz çok önemli!"

Alita, gülerek telefonu kapattığında Gülümse içeri girip,Alita'ya baktı,"Nedir seni bu kadar mutlu eden?".

"Az önce senin koca adam aradı bende biraz içine kurt düşürdüm. Bu gece rahat uyumasın diye."

"Ne dedin adama Alita, yapma o beni istemiyor. Az önce benimle konuşurken yanında bir kadın vardı. Adamı uygunsuz zamanda rahatsız ettim."

"Oh, o zaman çok iyi yapmışım,senin Ericle turneye gitmen için ısrar edeceğimizi,yarında Martinin seninle ilgileneceğini söyledim," dedi, kıkırdayarak.

Arkadaşına sarılıp,boğazındaki yumruğu yuttu, iyi geceler diledi, ayrıldılar.

Sabah Martinin getirdiği sıcak kruvasanlarla geç kahvaltıya başladılar. Peter'in çekimleri olduğu için erkenden gitmişti.

Martin, türlü şebeklikler yaparak masayı neşelendiriyordu.

"Martin, siz Alitay la eve gidip benim eşyalarımı küçük valize koyarsınız değil mi? Lap topumu, öteki telefonumu ve çizim defterimi de lütfen. Bende uçak biletlerine bakacağım. Aktarmalı da olsa bu gün İstanbul'a gitmeliyim. Orada daha güvende olacağım. Hem sizinde başınıza benim yüzümden bir şey gelmesini istemem. Burada daha fazla kalamam."

"Tamam mavili, sen nasıl istersen," dedi Martin. Gülümse, kalktığından bu yana, belki onuncu kez camlardan dışarı bakıyordu. Yine dışarı baktığında,

"Aaaa"diyerek ağzı açık kaldı.Martin yerinden koşarak yanına geldi, dışarı baktığında,elindeki kağıdı yoldan geçen birisine gösteren ve muhtemelen istediği yanıtı almayan,daha doğrusu onu anlamayan  insanlara bakan Tınaz'ı görüp kahkahayı bastı. Gülümse koluna bir yumruk atıp, "Güleceğine gidip adamcağıza yardım etsene "dedi,

On dakika sonra suratından düşen bin parça Tınaz ve sırıtışı tüm yüzüne yayılmış Martin içeri girdiler.

KOD  ADI  Q  TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin