Bölüm (18+)'dır arkadaşlar.
BÖLÜM 17
Kendimi Kaybederken
Gümbürdeyen müzik ayaklarımı yerden kesiyordu. Ciddiyim! Her bas ritmiyle birlikte ayaklarım sanki zeminden birkaç santim yükseliyordu. Kat'in elini tutmam biraz işe yarıyordu. Bu devasa kalıbıyla yerde kalmamı sağlıyordu. İçerideki hava ağırdı, rengarenk ışıklar yanıp sönüyor, beni kör etmeye uğraşıyordu.Dans pistinin ortasında bir çift... sevişiyordu. Sanki her gün böyle şeyler görüyormuşum gibi rahat davranmaya çalışarak yanlarından geçtim. Sıktığım dişlerimi gevşetirken sandığım kadar rahat olmadığımı fark ettim.
Uzaktaki kabinlerden birisinde tanıdık bir yüz görünce kalbimdeki panik duygusu biraz olsun hafifledi. Jessie elini kaldırarak yanındaki Charlie'yi susturmuş etrafı kolaçan ediyordu. Charlie parmaklarını onun saçına dolayarak yüzünü kendisininkine çekti. Öfkeyle kaşlarımı çattım ve Kat'in elini bırakarak öne doğru yürüdüm ama Jessie'nin kollarını onun boynuna dolaması üzerine duraksadım. Hah! Ben kim, Jessie'yi korumak kim... Hoşlanmasa böyle bir şeye hayatta izin vermezdi.
Ağzım açık yürüdüğüm için nereye gittiğime bakmıyordum. Dans eden terli bedenlerin arasında kendimi buldum. Etrafıma bakınıp mekandaki en uzun boylu adamı aradım ama hayır, ışıkların kör edici doğası gereği bunu başarmak mümkün değildi. "Kat," diye bağırdım ama müzik ağzımdan çıkan her şeyi yutuyordu.
Smack my bitch up şarkısı çalıyor, tepemizdeki beyaz tüller ve dolayısıyla kadınlar daha hızlı hareket ediyorlardı. Belime bir kol dolandı ve beni çekerek kendi bedenine yapıştırdı. Adamın eli yavaşça bacaklarımın arasına inmeye çalışırken eğilip boynumu kokladı. Adamın karnına dirseğimi indirmeye hazırlanıyordum ki elleri yok oluverdi. Hızla arkamı döndüğümde esmer, uzun boylu bir vampirin şaşkınlık ve korkuyla bana baktığını gördüm. İki elini birden havaya kaldırdı ve önümde dizlerinin üzerine çöktü.
"Affedin. Kokusunu üzerinizden alamadım. Affedin."
"Ne?" dedim şaşkınlıkla. Ah... Kat'in kokusunu almıştı. Vay canına, Kat'in kokusu bu kadar etki yapıyor muydu? Adam dizlerinin üzerine çökmüş bana yalvarıyordu.
"Ne olur size dokunduğumu söylemeyin. Daha önce bu kadar güçlü bir koku duymamıştım, bundan sağ çıkamam."
Hafifçe burnumu çekip tırnaklarımı kontrol ettim ve arkamı döndüm.
Vampir arkamdan hala yalvarıyordu. Elbette gidip velisine şikayet eden çocuklar gibi onu şikayet etmeyecektim. Biraz korkmasının ne zararı olacaktı ki?
"Kat!" diye bağırdım.
Beyaz bir tül çevremde dolanarak tam önümde durdu. Tüldeki çıplak kadın bacaklarını tüle dolayarak baş aşağı kaydı ve yüzü tam karşımdaydı. Kafasını yana eğerek yüzüme baktı ve hızla öne doğru eğilerek dudağıma bir öpücük kondurdu. Kadını omuzlarından itmeye çalıştım.
"Hey!" diye bağıramadan diğer tüle atlayarak uzaklaştı. Tepedeyken arkasını dönüp bana göz kırptı ve balkon gibi bir yere atlayarak koşmaya başladı. İşte o zaman bir şeylerden şüphelendim. "Bu da neydi böyle?" diye homurdanırken dans eden bedenlerin arasından çıkmaya çalıştım. Birisi kalçamı avuçladığında arkama uzanıp elini tırnakladım ve anında yok oldu.
İlk sefer için bu hiç iyi olmamıştı. Tanrım... Lanet olası dans pistinin ortasında kalmıştım. Ve dans edenler ucube gibi hareket ediyorlardı. Onu yapmayanlarsa birbirini yiyordu. Kimisinin boynunda ve bileklerinde kanlı halkalar vardı. Donörler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurban: 13. Bakire
FantasySiz bilmeseniz de, onlar var. Karanlıkta yaşıyorlar. On üç yılda bir yapılan bir ritüelle sadece biri güneşin altında yürüyebiliyor. Dikkatli ol! Arkana bak, yanındakine güvenme. Kendini hayatın için savaşmaya hazırla. Sana ulaşmalarına çok az kal...