Yancy uzun kırların sardığı çayırlardan geçerken yüzünü belli belirsiz bir öfke kaplamıştı. Belli ki Karanlık Lordun düşüşü ve geri dönemeyeceği olasılığı hala aklındaydı. Güneşin ışığıyla doldurduğu çayırlar ve yemyeşil ovalar her yeri süslüyordu. Yancy uzun otların arasından yürüdükçe tepedeki ağaçlar güneş ışığını kesip duruyor ve bu sırada Yancy'nin sert yüz hatları açığa çıkıyordu. Peşinden ihtiyatla yürüyen Aleron bir deri bir kemik kalmasına rağmen ses çıkarmıyor, Yancy'yi kızdırmamaya dikkat ediyordu. Eğer kızdırırsa başına geleceklerin efendisinin sonundan bile kötü olacağı gerçeğinden haberdardı elbet. Birkaç dakika daha yürüdükten sonra önlerinden bir at-adam sürüsü geçti. Beklemek zorundaydılar. Bu dakikalarda bile Aleron korkusunu gizleyemiyor ve hırıltılı nefesler koyuveriyordu, bir titremeydi bu. Belki de bir ödleklik. At-adam sürüsü geçince nihayet yola koyuldular. Önlerindeki dolambaçlı yol-tam bir yol denemezdi birisinin zorla açtığı öylesine belliydi ki-onları ormanın derinliklerine götüredursun ışıl ışıl parlayan güneş yerini soluk renkli aya devrediyordu. Yürümeye devam ediyorlardı ki Aleron'un acıyla uluması sessiz geceyi bölen tiz bir feryat oldu.
"Ah-dişim, dişim!"
Yancy hızla sırtını döndü ve mekanik bir şekilde "Evet," dedi. Yerlerde bir şeyler aranan Aleron, "Buldum!" diye çığlığı bastı. Anlaşılan taşa takılıp yere düşen Aleron dişini kaybetmişti. Onun bu türden aptallıklarına çoğu kez tanık olan Yancy umutsuzca başını salladı. Efendisine ulaşamayacağından emin gibiydi, bu şekilde.
"Neyi buldun, seni sersem?"
"Dişimi." diye yanıtladı Aleron. Ayın soluk ışığı altında binlerce renk huzmesine ayrılan bu mavi taş, kesinlikle bir diş olamazdı, en azından Yancy'nin deneyimlerine göre. Hayatında bir diş gördüğüne emin olan Yancy ihtiyatlı adımlarla Aleron'a yaklaştı ve o daha başını kaldıramadan hızla taşı elinden aldı. Bir kez daha ayın ışığı altında parlayan taşın üzerinde işaretler vardı.
"Diriltme Taşı..." diye mırıldandı Yancy. Olanlardan hiçbir şey anlayamayan Aleron aptal aptal gözlerini kırpıştırarak sordu:
"Ne?"
Onu duymazlıktan gelen Yancy, "Seni ödüllendireceğim. Aylardır süren bu uzun yolculuğumuzun bir yere varamayacağını düşünüyor gibiydim, aferin." dedi, hala gözlerini aptal aptal kırpıştırmakta olan Aleron'u da çekip uzaklaştı. İstediğini bulmuştu ne de olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
James Potter ve Beklenmedik Dönüş
FantasyHarry Potter seneler önce adının telaffuz edilmesinden bile korkulan, döneminin en karanlık, zalim ve acımasız büyücüsü Lord Voldemort yani diğer adıyla Tom Riddle ile yapılan mücadelede kıyasıya dövüşmüş, ve onu yenmiştir. O dönemden sonra her şey...