BÖLÜM 11

361 60 0
                                    

Yolculuğumuzun gerisi benim utanmam ve Savaş'ın birşeyler söylemeye çalışmasıyla geçmişti.
Arabadan inerken Rüzgar güneş gözlüklerini gözüne geçirip Savaşı kucağımdan aldı.
Bende arka taraftaki eşyaları alarak arabadan indim.

Rüzgar önde bende arkada giderken Savaş ise etrafı meraklı gözlerle inceliyordu.

Atahan Holdinge girdiğimizde ise bütün gözler benim , Rüzgarın ve Savaşa dönmüştü.
Bazıları fısır fısır konuşurken , bazıları ise şaşkınlıkla bize bakıyordu.

Rüzgar' a biraz yaklaşarak "Rüzgar, galiba yanlış anladılar. " diyerek meraklı gözlerimi ona çevirdim.

Bir insan bu kadar yakışıklı olmayı nasıl beceriyordu? Onu geçtim yüzünde bir kırışıklık bile olmaz mıydı bir insanda.

Rüzgar umursamazca omuz silkti. "Kimsenin ne düşündüğü beni ilgilendirmez. " diyerek kısa bir açıklama yaptı.
"İnsanlar çok enterasan varlıklar. Dıştan çok karmaşık biri gibi dursalarda..."diyerek durup bana döndü.

İşaret parmağını kalbimin üzerine koyarak kahverengi gözleri odağıma girdi.
"Herşey bu kocaman kalpte bitiyor Kumsal."

Kalbimin hızı nedenini bilmediğim bir şekilde hızlanırken , Rüzgar ise bakışlarını ilk parmağını değdirdiği yere sonra ise gözlerime baktı. Tam o esnada sanki bir şeyden panik yaparak veya korkarak elektirik çarpmış gibi hızlıca parmağını kalbimden çekti.
Ben de konuyu değiştirmek adına birşeyler gevelemeye başladım.
"Aynı insan değilmiş gibi konuştun."
Rüzgar parmağını kalbimden çekerek asansör düğmesine basarak homurdandı.

"Birşey mi dedin?"

"Yok. Şey diyordum biraz empati kurdum o kadar."diyerek gelen asansöre bindi. Tabiki bende arkasından.

"İnsan hani bir bayanlara öncelik verirdi yani. Ayı."derdemez asansörün köşesine sinerek onun bakışlarına maruz kalmamak için kafamı yere indirdim.

Ne mi yapmıştı. Düşünmenize bile gerek yok. Tek kaşını kaldırarak o keskin bakışlarından birini göndermesiyle yerime sinmiştim zaten.
Ben buna boşuna ayı demiyorum ya , ilk karşılaşmamızda da kavga edip edip duruyorduk.

Asansörün kapıları açıldığında ona inat bu sefer ben önden geçip çıktım.
"Git git , kafana göre .Sanki odamı biliyorsun ya."dediği an kahkaha atması bir oldu. Kendi rezilliğime mi şaşırsam yoksa onun kahkaha atarken kalbimin teklemesine mi şaşırsamdiye düşünürken Rüzgarın inlemesiyle hızlıca arkamı döndüm.

Gözlerini bana dikmiş tek eliyle kalbini tutuyordu.

"Kumsal , Savaş'ı al." Emir veren cümlesiyle Savaşı almam ve Rüzgarın lavabo yazan bölüme hızlıca gitmesi bir olmuştu.
Şimdi ne olmuştu buna. Bilmeden birşey mi yapmıştım acaba.

2 dakika içinde geri geldiğinde busefer daha ciddi , daha dik ve daha sert bakışlar eşliğinde geri geldi.

"Bir sorun mu var?" Rüzgar beni umursamayıp kucağımdaki Savaş'ı ve elimdeki çantayı alarak koridorun sonuna doğru yol almaya başladı.
" Hayır. Akşam seni alırım. " diyerek sekreterinden odasının anahtarını alarak içeri girdi. Tabii sonrasında duyulan sert kapı sesi.

Yemin ederim Değişik. Demin gülerken bir anda buz kütlesine dönüşü verdi. Ayı...

Asansöre binip restorantın bulunduğu bölüme geldim.
Acaba Buket burada mıydı? Onunla en son telefonda konuşmuştuk oysa.

Mutfak bölümüne geçip önlüğümü taktım.
Kenardan eşyalarımı alıp karşıma ilk gelen masaya gittim.

####

SON VAMPİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin