-3- Yeni çocuk

5.8K 283 24
                                    

"Bunun sebebini sende biliyorsun." "Evet, biliyorum." "Doktorlar, yani doktorların beni görmeni istemiyor." "Seni görmemem gerektiğini düşünmeleri bunu yapacağım anlamına gelmez." "Alice, ilaçlarını al." "Hayır, her ilaç aldığımda uzun bir süre yok oluyorsun." "Unutma, ben zaten yokum. Sadece senin hayal ürününüm..." "Biliyorum, ama gitme. Sen olmadan çok yanlız kalıyorum." "Sana söyledim. Sınıfındaki çocuklarla tanış, onlarla biraz zaman geçir. Arkadaş edin." "Neden böyle söylüyorsun? Normalde sende ilaçlarımı almamı istemezdin, şimdi ne oldu?" Sessizlik annemin bana seslenişi ile bozuldu. "Amber gitmelisin. Annem geliyor." Vee gitti. "Hayatım, uzun süredir odandan çıkmıyorsun bir sorun mu var ?" "Hayır anne, sadece bir şey düşünüyordum." "Tamam tatlım hadi kahvaltıya." "Geliyorum."

Amber da gitmişti. Belkide tek gerçek arkadaşımdı. Belki görmem yasaktı, zararlıydı ama arkadaşımdı işte. Sanırım bir annenin yokluğunda ilk ihtiyaç duyulan şey birinin ilgisiydi ve ben bu ilgiyi ilk Amber'da görmüştüm. Yatağımın üzerinde gelişigüzel uzanıyordum. Aniden gözüm ilaç kutularına takıldı. Birini elime aldım. Sanırım bu ilaçlar ileride işime yarayacaktı. Hepsini dolabımın en üst gözüne koydum. Amber'ın haklı olduğu bir konu vardı. Biraz sosyalleşmeliydim. Bilgisayarımı aldım ve telefonumu yatağa fırlattım. Kendime bir sosyal siteden hesap açtım ve çeşitli durum vb. paylaştım. Belki bu sayede arkadaş edinebilirdim. Evet, hadi. Hiçbir şey olmuyordu. Herhangi bir bildirim, arkadaşlık isteği, hatta güncelleme bile gelmiyordu. Aradan iki saat geçmişti ve durum hala aynıydı. Demekki yanlızlık benim kaderimdi. Sosyal hayattan umudum kesildi ve bilgisayarı bıraktım. Tekrar yatağın üzerine geçtim. Çevreme bir göz gezdirip gitarımı elime aldım, sonra kabının ön kısmındaki bölmeden parça defterimi çıkardım. Bu defterde yazan parçaların çoğu bana aitti. Kendi, özel bestelerim. Çoğu kişinin bundan haberi bile yok. Yavaş ritimli parçalardan başlayarak neredeyse tümünü çalmıştım. Ve ancak yan ev uyarmaya gelince saatin farkına vardım. Epey geç olmuştu. Ama uykum yoktu. Gerçi benim hiçbir zaman uykum olmazdı. Ben bir vampirim sanırım. Soluk ten, siyah saç, kırmızı sevgisi... evet her şey uyuyor. Pencereden dışarıyı seyrettim. Çok karanlık ve sessizdi. Yürüyüş için harika bir ortamdı. Siyah ceketimi ve beremi alarak dışarı çıktım. Annem ve babam birkaç saat önce bir galarinin açılışına gitmişti. Yani yokluğumun farkında bile olmayacaklardı. Yavaşça evden kendimi attım. Belki sadece sitenin bahçesinde gezinirdim, belki de dışarı çıkardım. Kim bilir. Dışarısı kesinlikle çok karanlıktı ve bende bu karanlığın içinde kamufle oluyordum. Ne zamandır gezmek için dışarıya çıkmıyordum. Siteye bir park bile yaplımıştı. Dur biraz o park senelerdir ordaydı. Her neyse. Yavaşça ilerlememe rağmen 3 blok geçmiştim. 4. bloğun önündeki bahçe çok güzeldi. O tarafa doğru yöneldim ve ilerledikçe artan bir ses vardı. Hıçkırık, daha çok bir ağlama. Sese doğru ilerledim. Banklarda biri oturuyordu. Kesinlikle yabancılarla konuşmayı seven bir insandım. Biraz daha yaklaştım. Ve yanına oturdum. Bana döndü ve ilk başta biraz irkildi. Benim yaşlarımda ve incecik bir erkekti. Manga çizimi gibi bir yüzü vardı ve teni beyazdı. Dikkatlice baktığımda yüzünde yer yer kızarıklıklar vardı ve dudağı kanıyordu. Ardından gözünden inen bir damla yaşı bana farkettirmemeye çalışarak sildi. "Sende kimsin?"

EvlatlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin