-6- --Dexter--

3K 169 20
                                    

"-Selam ben Dexter." En sonunda bir mesaj gelmişti. Sohbeti açtım ve yazdım, "Ben Alice." "Memnun oldum Alice, nasılsın." Konuşmaya bir süre daha devam ettik ve konuştukça birbirimizi tanımaya başladık. Dexter bizim sitemizin 2 alt sokağındaki sitede oturuyormuş. Benden buluşmamızı istedi. Bende bir sorun olmaz diye kabul ettim. Bu akşam saat 21:30'da bizim siteye gelecekmiş. Bende yeni tanışacağım insan evladı için hazırlık yapmaya başladım... Buluşmamıza sadece bir saat kalmıştı. Derken telefonuma bir mesaj geldi; "-Alice neredesin? -Eric." Olamaz, bugün pazar. Eric'le her pazar, akşam dokuzda buluşuyorduk. Onu ekemezdim. Ama Dexter'a da söz vermiştim. Bende doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapıp, Eric'e mesaj attım. "-Eric çok üzgünüm, bugün kötü hissediyorum. Yarın buluşsak olmaz mı?" Yalan söylemiştim ve şimdiden kötü hissediyordum. Ama yarın bunu telafi edebileceğimi düşündüm. Saatime baktığımda aynı zamanda kapı da çaldı. Aşağıya indim ve annemi sollayarak kapıyı açtım. "Hoşgeldin Dexter, içeri gelsene." Gülümsedi. Kolundan tutup odama götürdüm. Sarı saçlı ve sarı gözlüydü. Gerçek anlamda şaşırmıştım. Çünkü babamın küçük haline benziyordu, gerçek babamın. Fotoğraflarda görmüştüm. Her neyse Dexter'a dönecek olursak; Zayıf, beyaz tenli, benim boylarımda ve giyimine dikkat eden biriydi. Normal bir kızın gördüğü ilk beş dakikada aşık olabileceği tiptendi. "Odan güzelmiş." Düşünce dünyamdan çıktım ve cevapladım. "Teşekkürler." "Fotoğraflarından daha güzelsin." "Sende çok tatlısın." "Efendim?" "Hiçbir şey, hadi terasa çıkıp sohbet edelim ?" "Olur." Ne yapıyorum ben. Resmen çocuğun içine düşecektim. Kendimi durdurdum ve bir karar aldım. Ona bakıp daldığım zamanlarda kolumu sıkacaktım. Ama günün sonunda kolumun mosmor olacağını kim bilebilirdi ki?

Terasta takılırken, ilk yıldızın gökyüzünde yerini aldığını gördüm. "Çok güzel değil mi ?" Ona döndüm, aynı yıldızı kastetmişti. "Evet, gerçekten çok güzel. Ve çok parlak." Şimdi dikkatimi çekmişti, yıldız normal bir yıldıza göre çok parlaktı. "İstersen sana o yıldızı getirebilirim." Güldüm. "Nasıl ?" Cebinden bir şey çıkardı.Küçük bir kutuydu. Daha sonra bana doğru yaklaştı ve kutuyu uzattı. "Aç, bak." Aldım ve yavaşça açtım. Sonrada sadece birkaç şey söyleyebildim, "Ama bu çok güzeel." "Beğendiğine sevindim." "Beğenmek mi, bayıldım." Bu bir kolyeydi. Üzerinde büyük ve parlak bir yıldız vardı ve o yıldızın yanlarında da küçük yıldızlar. Gerçekten çok hoştu. "Peki bu ne için ?" "Yeni akadaşımla tanışırken bir şey hediye etmek istemiş olamaz mıyım ?" Gülümsedim. "Gerçekten çok teşekkürler." "Ne demek, takmamı ister misin ?" "Tabii." Arkama geçti, saçlarımı öne çekti ve kolyeyi taktı. "Çok yakıştı." "Teşekkür ederim." deyip sarıldım. Sarıldıktan birkaç saniye sonra bir ses duydum ve sağa döndüm. "Eric ?" "Demek kendini kötü hissediyordun ?" O an duraksadım. Utançtan yerin dibine girecektim. Tabi Eric durmadı ve gitti. Üzerime milyonlarca kaya düşmüş gibi oldum. Dexter olayı anlamamıştı ama saat geç olduğu için gitmek zorunda kaldı. Terasta tek başıma oturuyordum. Acaba Eric şimdi nerede? Ve işte o an ampul yandı. Hemen banklara gittim. Tahmin ettiğim gibi, oradaydı. Yanına oturdum, bana döndü. "Arkadaşının yanına gitsene." "O gitti." "Hım, yani o gittiği için geldin. Bende ne oldu diye merak etmiştim." Sanırım susmalıydım çünkü konuştukça batıyordum. "Eric özür dilerim." "Her pazar buluşacağız sözünü tutmadığın için mi ? Yalan söylediğin için mi ? Yoksa o çocuk için benden vazgeçtiğin için mi?" "Saçmalama onunla daha yeni tanıştık. Kim olduğundan bile emin değilim." Bana döndü, bakışları çok soğuktu. Hatta duygusuzca bakıyordu. "Eric sen benim için çok değerlisin, inan bana kimse senin yerini alamaz." Susuyordu. "Boşversene, benim sana karışma hakkım yok. Ben kimim ki." (Y.N: Demek ki Eric çok iyi trip atabiliyormuş.) "Saçmalama, sen benim en iyi arkadaşımsın." Tekrar bana döndü. "Alice anlamıyorsun ben seni seviyorum." Ben bu cümleyi anlayana kadar baya bir zaman geçmişti. Bu sırada Eric'in bana yaklaştığını farkettim ve beni neredeyse öpeceğini. Sonra refleks olarak bir tokat attım ve yanağı kızardı. "Ö-özür dilerim." cevap vermedi ve kalktı. Şimdi daha deminkinden daha da kötü hissediyordum. Bugünün bitmesi için her şeyi yapardım. Hem de he şeyi...

"Onu rahat bırak!" Biri karşısındakine bağırıyordu, bir kadın sesiydi. O tarafa doğru koştum ve bugünkü üçüncü şokumu yaşadım. Amber, Dexter'a kızıyordu. Dur biraz, ama bu saçmalık. "Alice'den uzak dur Dexter. Sen onların dünyasına ait değilsin, onlarda bizim dünyamıza. Şimdi onunla bir daha görüşmeyeceğine dair bana söz ver." "Hayır, asla." dedi ve Amber'ı ittirdi. Ve söz hakkı bana geldi; "Burada neler oluyor ?"

EvlatlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin