·3·

36 20 5
                                    

İlya: Benim de çok şeye ihtiyacım var. Anneme, babama. En önemlisi de neye biliyomusun ? Sevgiye, güvene. Lanet olası duyguları tekrar tatmak istiyorum. Ama yok yani olmuyor. Benim sinirlerimi bozma ve bidaha da bana yazma.

Artık fazla ileri gitti. İhtiyacı varmış. Sen beni ne kadar tanıyosun ki bana ihtiyaç duyuyosun. Tek tuşla engelledim. Tanımıyorum yani bana zarar da verebilir. Bilmediğim birisiyle neden konuşaym ki.

Telefonu kapatıp uyumak için gözlerimi kapattım. Yarın yine iş arayacaktım. Zamanımı boş geçirmenin bi anlamı yok. Çünkü param yok.

Melike: Bu zamanda mecnun olmak zorrrrrr gönül..

Melikenin o üstün tellere sahip sesini duyduktan sonra gözlerimi açtım.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Melike de Sinem de kendi işlerine gitti. Bende iş aramak için evden çıktım. Sokak sokak dolaşıp camlardaki ilanlara bakmaktan başka çarem yoktu. Hadi bakalım İlay. Yine kovulmadan önce işe girme zamanı.

İlk ilanı gördüğümde iş yerinden içeri girdim. Dıştan kuaföre benzemiyordu. Ama içeri girdigimde kuaför olduğunu anladım.

Kadın yanıma geldi,

'Sizin ne vardı ?'

'Ben ilanınızı gördümde. O yüzden geldim'

'Pekala, buyrun böyle oturun.'

Kadının gösterdiği yere oturduktan sonra tekrar konuşmaya başladı.

'Daha önceden tecrübeniz var mı ?'

'Hayır, yok'

'Peki ne mezunusunuz ?'

'Lise'

'Üzgünüm ama üniversite mezunu arıyoruz. Üstelik tecrübeli bayanlar bizim için ilk sırada.'

'Anladım, teşekkür ederim.'

'Ben teşekkür ederim.'

Olumsuz sonuca karşılık yine dolaşmaya başladım. Bugün iş bulmam gerek. Yarın pazar çoğu yer kapalı olur. Pazartesiyi bekleyemem.

Bu sefer bakkaldaki ilana takıldı gözüm. Konuşmak için içeriye girdim.

'Merhaba'

'Meraba kızım. Buyur ne alıcaktın'

'Ben ilanınız için gelmiştim amca'

'Anladım kızım. Ne mezunusun, yaşın kaç ? '

Niye herkes bunu soruyo. İlkokul mezunu olsak nolucak ki. Belki bişey olduda okuyamadık. Belki durumumuz yoktu. Hiç düşünmüyorlar bunu.

'Lise mezunuyum. 19 yaşındayım'

'Okusaydın ya kızım bu devirde çalışmaktan baska bişey yok zaten. Oku kurtar kendini.'

'Böylesi daha iyi amca işe ihtiyacım var.'

'Tamam kızım başlayabilirsin. Zaten gördüğün gibi küçük bakkal. Zorlanmassın pek pazartesi gel başla.'

Bu kadar erken bulacağımı tahmin etmemiştim. Hem fazla da soru sormadı. Sandığımdan da kolay oldu. Ani gelen mutlulukla yerimde zıpladım. Amca ne yapıyor bu dermişcesine baktığında durdum. Biraz saçmalamış olabilirim. Ama birazcık..

'Şey acaba ne kadar alacağım'

'350 Tl kızım.'

Ne ? 350 mi ? Kirama bile yetmiyo. Ama bu olmadı ki ya. Ne dicem ben şimdi amcaya.

'Amcacım ben vazgeçtim. Yani çalışmayacağım ben. Daha gencim ne çalışması dimi en iyisi ben gideyim amcacım iyi günler.'

Resmen kendi kendimi nazar ettim. Ama o işi ben bugün bulucam. Mecburum yani en kısa zamanda girmem gerek.

Telefonum çaldığında arayana baktım. Melike arıyordu.

İlay: Efendim

Melike: Alo, buldunmu iş.

İlay: Yok daha bulamadım.

Melike: Tamam bak şimdi ben sana buldum. Konum atıyorum. Hemen git  başvur. Lise mezunu da alıyolarmış. Hemde şirket. Esnaf işleri değil yani kızım daha iyisini bulamazsın.

İlay: Sen nerden buldun ?

Melike: Hani bi arkadaşım vardı ya Tuğrul o söyledi girmek istermisin diye ama sen boştasın bende sana söyledim.

İlya: Teşekkür ederim. Hakkını nasıl öderim bilmem.

Melike: Saçmalama kızım ya. Geçtik biz bu aşamaları hadi git de başvur haberdar et beni atıyorum konumu.

İlya: Tamam görüşürüz.

Mesajdaki konumu açtım. Taksiye binip mesajdaki adrese gitmesini söyledim. Hadi hayırlısı.

Taksiye parasını verip arabadan indim. Oha cidden şirket bu mu. Bu bildigin yani saray. Burda çalışmaktan sıkılmam ben. Kim bilir nasıl kişiler başvurdu buraya. Aman beni mi alıcaklar. Neyse yine başvurayım. Belki şans benim de yüzüme güler.

Vakit kaybetmeden şirketten içeri girdim. Resepsiyona başvuru için geldiğimi söyledim.

'Siz İlya hanım olmalısınız'

'Evet de siz benim ismimi nerd-'

'İşe alındınız. Size vereceğim şu evrakı imzalamanız yeterli.'

'İyi de işim ne ? Hangi konumda çalışacağım ben ?'

'Yönetici asistanısınız hanımefendi şu imzayı atın lütfen. Yönetici sizinle görüşmek istiyor. Nasıl çalışmanız gerektiğini size kendileri söyleyecek.'

'Peki.'

İmzayı attıktan sonra kadın beni bi kata çıkardı. Yöneticinin olduğu kat heralde.

'Şu ilerideki orta kapı hanımefendi Taha bey sizi bekliyor.'

'Tamam, teşekkür ederim.'

Kapıyı tıklattıktan sonra içeriye girdim. Yakışıklıymış, neyse. Başımı hafif eğip içeriye girdim. Kapıyı kapattıktan sonra karşısındaki koltuğa oturdum.

Bişey söylemiyordu. Benim mi demem gerekti acaba ?

İlay: Meraba Taha bey ben asis-

Taha: Niye engelledin beni ?

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin