8

590 72 45
                                    

Sabaha kadar süren zevk ve özlem dolu anlardan sonra yorgun düşen çift kendini yatağa atmıştı. Öğle güneşinin ışıltıları Bella'nın yatak odasını aydınlatırken, Abel'ın çalan telefonu ile ikisi de gözlerini zar zor açabilmişti.

Abel telefonuna baktığında aramayı yapan kişinin Linda olduğunu görünce aramayı reddedip, göğsünde yatan Bella'ya çevirdi bakışlarını.
Bir açıklama yapması gerektiğini anlayınca, "Fredrik. Fredrik aradı, parası bitmiş olmalı." dedi.

Bella olumlu anlamda başını salladıktan sonra Abel'a sıkıca sarıldı. Abel da kollarını sevdiği kadının çıplak bedenine sarıp gözlerini kapattı. Birkaç dakika sonra tekrardan telefon çaldığında Abel sinirle ayağa kalkıp iç çamaşırını giydikten sonra telefonuyla birlikte odadan çıktı.

Bella ise olanları sessizce izlemekle yetinmişti. Fredrik'ten hoşlanmıyordu çünkü Bella'ya göre kumarbaz bir piçin tekiydi. Başı sıkıştığında Abel'ı arayıp para ister sonra da ortadan kaybolurdu. O tam anlamıyla ucubeydi.

Yataktan yavaşça kalkıp Abel'ın yerde duran tişörtünü üzerine geçirdikten sonra ağır adımlarla odadan çıktı. Abel'ın sesi uzaktan geliyordu. Ne dediğini kestiremediği için biraz daha ilerledikten sonra kapalı kapının arkasından konuşulanları dinlemeye başladı.

"Ne dememi bekliyorsun? Aramızda birkaç şey yaşandı sadece ve senin bundan çıkarttığın sonuç bu mu?......... Hayır gelemem. O geceyi de unut. Hesabına para yatıracağım. Artık görüşmesek iyi olacak Linda. Hoşçakal."

Bella aniden oluşup aniden sonuçlanan bu durum karşısında afallamıştı. Zihninde sadece Linda ismi yankılanıyordu.

Linda Linda Linda....

Merak ettiği tek bir şey vardı.

Neden?

Bunu düşündüğü sırada Abel odadan çıkınca kafasını hızla kaldırdı. Abel, karşısında Bella'yı görünce birazdan nelerin yaşanabileceğini az çok tahmin ediyordu.

Bella'nın sinirden gözleri dolmuştu. Bir şey söyleyemiyordu. Ayrıldıklarında kimseyle görüşmemişti, Abel'a ihanet etmemişti ancak Abel için aynı şey geçerli değildi.

Abel'ın konuşacağı sıra Bella eliyle dış kapıyı işaret etti. Yüzüne dahi bakmadan ona ait olan tişörtü karşısında çıkarıp yere fırlatarak odasına gitti. Yerde duran Abel'ın pantolonunu da odadan dışarı fırlattıktan sonra kapıyı sertçe kapatıp kilitledi.

Abel kapının önüne geçip sakince konuşmaya başladı.

"Beni dinlemeyecek misin? Bir açıklama yapmama izin vermeyecek misin Bella?"

Cevap gelmeyince birkaç defa kapıyı tıklattı ancak yine ses yoktu. Bella bir süre yalnız kalmalıydı, sinirli olduğu zamanlarda mantıklı davranamıyordu.

Yerden kıyafetlerini toplayıp üzerine giydikten sonra son şansını denemek isteyerek Bella'nın odasının kapısını bir defa daha tıklattı. Bekledi fakat yine ses gelmedi.

Elleriyle yüzünü ovup dış kapıya doğru ilerledi. Kapının koluna tuttuğu sırada dış kapı hiçbir şey yapmadığı halde açıldı. Başını kaldırdığında karşısında Yolanda'yı görünce olduğu yerde kitlendiği hissetti.

Yolanda kaşları çatık bir şekilde Abel'a bakarken aynı sırada Bella da odasından çıktı. Annesini karşısında görünce yüzü kızarmıştı. Yolanda saçlarını arkaya atıp, Abel'a küçümseyen bir bakış attıktan sonra Bella'ya dönüp sordu.

"Bu siyahi adamın senin evinde ne aradığını bana anlatacak mısın Bella?"

In The Night [Abella] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin