BÖLÜM ALTI - KRİZ

164 5 2
                                    

Asumanın Dilinden;

Ablamla konuştuktan sonra koltuğa oturmuş ve düşünmeye başlamıştım. Gerçekten ablamı bu kadar sevdiğimi düşünmüyordum. Hele onun beni bu kadar sevdiğini ve benim hayatım için kendi hayatından vazgeçeceğini bilmiyordum. Berke telefonundan bişey dinlerken ona dikkat kesildim bu ablamın sesiydi üstelik o şarkı söylüyordu. Evet şarkı söylüyordu. Berkenin elinden telefonu hızlıca alıp izlemeye başladım. En sevdiği ikinci şarkıyı yani (Emre Aydın- Beni vurup yerde bırakma) şarkısını söylüyordu. videonun tarihine bakınca gözlerim doldu ve sağgözümden bir damla yaş düştü. Video benim kaçırıldığım güne aitti...

Adanın Dilinden;

Arşivden dosyayı almıştım. Berke ile birlikte şuan cafede kahve içiyoruz. Telefonum çaldığında Berkenin aradığını gördüm. Egeye bir dakika işareti yaparak masadan kalktım balkona çıkarak aramayı cevapladım

"Efendim Berke."

dediğimde endişeli gibiydi. Sesi titrerken söze girdi.

"Ada hemen buraya gel Asuman sinir krizi geçiriyor herşeyi kırıp döküyor. Ve sürekli 'Herşey benim yüzümden.' diyor hemen gel kimseyi yanına yanaştırmıyor."

dediğinde. Egeyi eklemeden evimin yakınlarındaki cafeden hızlıca çıkarak koşarak evime ilerledim Berkeye ise kısaca

"Beş dakikaya ordayım"

diyerek kapattım. Bir süre sonra kapıdaydım. Hızlıca kapıyı çalıyordum. Kapı açılırken beklemeden Asumanın sesine ilerledim. Odaya girdiğimde Asuman bana döndü. bağıracakken beni görünce  sustu. Ona hızlıca yaklaşıp kollarımı kardeşime doladım. bunu beklermişçesine oda kollarını bana sarıp. Ağlayarak

"Gelmeyeceğini düşünmüştüm."

dedi. Bense evi inceliyor sağlam kalan eşyalara bakıyordum. Kırılanların çoğu onun aksesuar diye aldıklarıydı. Diğerleri ise evi ilk aldığımda gelen hediyelerdi fakat benim için hiçbirinin değeri yoktu. Asuman biraz sakinleşirken. Bir elimi koluna koyarak onu L koltuğa yönlendirdim. Koltuğa oturduktan sonra benim dizime yattı. Bende beklemeden saçlarını okşuyordum. Asuman uyuduğunda Berke herzamanki patavatsızlığıyla

"Artık anlatsan hani bizdeki de merak ya."

dediğinde. Önce ofladım sonra olayı yüzeysel olarak anlattım. Ege biraz sonra kapıdaydı üstelik nefes nefeseydi. Ben onu unutmuştum. İçeri girdi ve kimseye bakmadan direkt bana hitaben

"Adamlar şikayetçi olmuşlar."

dediğinde ise Asumanın saçlarındaki elim durmuştu. Aumanın başını onu uyandırmadan yastığa bırakarak. Egeye kısaca ve sakince

"O zaman seslerini keseriz."

dedim. Sonra bana şaşkınlıkla bakan üçlüye aldırmadan Egeye 

"Bekle burda hazırlanıp geliyorum."

dedim. Cevap vermelerine ise izin vermeyerek yukarı odama çıktım.  Önce kısa bir duş aldım. Ardından üzerime siyah kazağımı , siyah deri taytımı ve siyah adidaslarımı giydim. Saülarımı da tarayıp kuruttuktan sonra tepeden bağladım. Siyah deri ceketimi de elime alıp aşağı indim. Bu kez piyano odasına gittim üçlü peşimden geliyordu. odanın kapısına gelince

"Ege sen gel siz Asumanın yanında kalın"

dedim. dediklerimi onlar uygularken bende içeri girdim. Ege kapıyı arkamdan kapatırken piyanoya ilerledim sonra kısa bir melodi çaldım. Piyano kenara kolayca kayarken Ege gelmişti. Benimle birlikte basamaklardan inmeye başladı. Basamaklar bitince beş yol çıktı karşımıza yandaki haritaya baktıktan sonra üçüncü tünele girdim ve üçe ayrılan yolda sağa girerek devam ettim. Birkaç yoldan daha geçtikten sonra el izimi okutarak çelik kapıdan girdim. Ege ise şaşkınlıkla etrafına bakıyordu. Kapı arkamızdan kapanırkan Egeye bir çanta verdim. Mesajı alan arkadaşım. dolu şarjörlerden koymaya başladı küçük çantaya dolunca bana verdi. Bense o sırada ikinci silahımı alıyordum. İkincisi demirdi. içine şarjör taktıktan sonra belime taktım. ceketim de ki çakıyı çıkarttığımda korkan Egeye aldırmayıp. Kısa kemer aldım. onu dizime taktıktan sonra bıçağımı oraya geçirdim. Odamda küçük çakıyı bu ayakkabıma geçirmeyi ise unutmamıştım. Ona siyah renkte bulunan silahlardan birisini uzattım. Onun şarjörü takılıydı. oda silahını beline takarken odadan çıktık. ve aynı yollardan geri dönerek merdivenlerden çıktık. Yukarı gelince şifreyi girmek yerine parmak izimi okuttum piyano kayarken kalan son iki basamağı da çıkarak yer altından çıkmış olduk. Ege kısaca saçlarını düzelttikten sonra benim sırtımda çantayla odadan çıktık. Asuman koltukta oturmuş Berkeyi süzüyordu. gözlerini bana çevirdiğinde kaşları çatıldı. bende dudağımı dişleyerek ona ilerledim. Gözleri bir ara Egeye kaysa da geri çekerek bıçağa baktı ardından bana daha sert bakmaya başladı. Ayağa kalktığında çantayı almasını beklemiyordum.  engellememe izin bile vermeden fermuarını açtı. Şarjörleri görünce şaşkınlıkla bana döndü sonra belime baktı. silah parlarken onu düzelterek görünmesini az da olsa engelledim. Asumanın şaşkınlığından yararlanmış ve çantayı almıştım. Tam ben giderken Asuman bu kez

"Abla gitme hem senden neden şikayetçi oldular."

dediğinde bir an duraksasamda bir adım daha attım. Asuman kolumdan tutunca Egeye çantayı vererek

"Dışarı çık geliyorum."

dedim. dediğimi yaparken bende Asumana döndüm ve gözlerinin içine bakarak

"Bu kıza..."

diyerek kızı gösterdim ve devam ettim

"Tecavüz edeceklerdi. Önce ellerini sonra dizlerini kırdım nasıl gittiler bilmiyorum ama giderek şikayetçi olmuşlar. Bu olay duyulmadan önce hem onlardan itiraf alacağım hemde seslerini keseceğim."

dedim. Kolumu kurtardım ve kapıdan dışarı çıkarak kapıyı ardımdan kapattım. Murat'a da 

"Asuman dışarıya bir adım dahi atmayacak şayet atarsa olacakları sen düşün."

dedim ve cevap beklemeden garaja ilerleyerek siyah lambourgene'mi çıkarttım. Ege arabaya binerek çantayı arka koltuğa koydu. O kapıyı kapatır kapatmaz arabayı sürmeye başladım. Oda hızlıca kemerini takarak önüne döndü. Ben aynı hızda arabayı kullanırken Ege sıkıntıyla nefesini vererek

"Ada biraz yavaşalasan mı ne dersin ! "

Dedi. Bende biraz daha yavaş sürmeye başladım adamların evinin önünde arabamı durdurarak indim. Kamera yoktu evde yada sokakta bu nedenle işimiz kolaydı. Kapıyı çaldım. Bir süre sonra açıldı. Adam beni görünce kapıyı kapatmaya çalışsada geç kalmıştı şimdi içerde oturuyoruz. Üçlü karşımdaki koltukta yanyana dizilirken birisinin ayaklarını ve ellerini kırmadığımı hatırladım. Diğerlerinin kolları ve ayakları alçılıydı. Bende sadede gelerek direkman

"Şikayetinizi geri çekin."

Dedim. Üçü hemen kabuil ettiler. Başta şaşırdım. Ama sonradan bişey yapma gereği hissederek üç deste doları tek tek verdim. Adamlar bana inanmazca bakarlarken sadece

"Hastane parası yanlış anlamayı bidahada böyle bişey olursa..."

Diyerek bıçağı gösterdim. Anında üçüde kafa salladı. Bende Egeyi alıp evden çıktım. Arabaya binince bana hızlıca

"Eşyalarını alman lazım."

Dedi. Bende oflayarak başımı salladım. Beş dakikada eve gelirken Egeye

"Yirmi dakika bekle geliyorum."

Diyerek indim. Eve kolayca girip direkt odama çıktım büyük valizime tişörtlerimi , pantolonlarımı , kazaklarımı ve taytlarımı koymadan önce odamdaki silahları ve mühimmatları sırayla koyup kamerayı açtım. Odadan çıkmadan önce bacağımdaki kemeri ve bıçağı da çıkarmayı unutmadım. Mavi valizimi kulpundan tutup sürükleyerek odadan çıkarttım. Hemen yan odama girerek tahtadan kutunun içine kitaplarımı koydum. Sonra onu da yanıma alarak alt kata indim. Asumana kısa bir not bırakmayı da ihmal etmedim notta

'Okula seni ben bırakacağım. Yakın bir zamandada eve döneceğim beni merak etme. Uyandırmaya kıyamadım.'

Yazıyordu. Kapıdan çıktım ve arabaya ilerledim. Ege resmen uyuyordu. Saat ise onikiye geliyordu. Valizimi ve kutumu bagaja yerleştirerek. Ses çıkartmadan arabayı çalıştırdım. Tekrar Kayranın evine sürmeye başlamıştım ki Egenin telefonu çaldı. Arayan yerinde 'Abisi' yazıyordu. Telefonu açtım

"Buyrun Ege Demirin telefonu ben Ada"

Dedim. Bir süre ses gelmezken bu kez

"Ordamısınız beyfendi"

Dediğimde duyduğum sesle resmen yerin dibine geçmiştim çünki arayan...

Mafya'nın AvukatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin