Selam gençler. Yeni bir bölüm ile yeniden karşınızdayım. Bu bölüm çok heyecanlı olacak gibime geliyor. Umarım beğenirsiniz.
Medya- Atalay
---------------------------------
Başımdaki ağrı ile yataktan kalktım. Ne dediğinizi duyar gibiyim. 'Tümörün var ağrı olması normal.' Ama bu sefer yanılıyorsunuz bu ağrının sebebi tümör değil. Bugün okul var onun düşüncesi. Yeni okula başlama düşüncesi bile başımı daha çok ağrıtıyor.
Eski okulumu neden mi bıraktım? Burnu havada kolej çocukları tümörün ne kadar tehlikeli birşey olduğunu bilmeden yorum yaparlarsa tabiki de bırakırım. Tek bildikleri para olan bu şahıslar insanların kalbini kırmakta sınır tanımıyorlar. Kolejde okuyan her insan öyle olmak zorunda değil. Aralarında melek gibi olanları da var tabi. Mesela Masal. Masal benim en yakın arkadaşım ve benim için okulunu değişecek kadar iyi biri. Beraber yeni bir okula başlayacağız. Benim için kendi okuldan vazgeçen canım arkadaşım benim. Neyse onu çok övdüm. Sonra havalara giriyor.Okul için forma bakmaya gittiğimizde okulun kıyafetlerinin serbest olduğunu öğrendik. Bu harika birşey. Kolejde bile forma giymezsen ceza alıyorsun. Bu okula gittikçe ısınıyorum. Üstelik daha derslere bile girmeden. Masanın üzerinden telefonu alıp 'ESMER BOMBA'yı aradım.
"Günaydın esmer bomba."
"Günaydın sarışın hatun." Evet ben Masal'a 'ESMER BOMBA' derim. Masal da bana 'SARIŞIN HATUN' der. Sarışın Hatun'un bir hikayesi var. Biz bir gün Masalla yürürken yanımızdan keko tipler geçiyordu. Sonra bana "şşş yavrum. Sarışın hatuna bak be." Demişti. O günden beri Masal Hanım benim adımı sarışın hatun koydu. Bende ona esmer bomba diyorum.
"Ne zaman çıkıyoruz. Ben hazırım."
"Bende hazırım. Şoföre söyleyeyim de çıkalım. Kapının önünde bekle bizi."
"Ben bizim şoföre söyleyeyim o götürsün beni okulda buluşalım. Bizim evin önüne gelmene gerek yok."
"İyi sen bilirsin. Okula varınca ara beni. Kaybetmeyelim birbirimizi."
"Tamam. Okulda görüşürüz."
"Görüşürüz bebek." Telefonu çantama koyup aşağı indim.
"Günaydın Nazlı Sultan." Annemi mutfakta görünce şaşırdım açıkçası.
"Günaydın Hayal hanım." Gözlerimi masaya çevirdim.
"Nazlı Sultan yine döktürmüşsün." Anneme sultan demeyi seviyorum. Çok klişe oldu biliyorum ama hoşuma gidiyor.
"Hadi hadi şımartma beni. Otur ye bakalım. Okula geç kalma sakın."
"Anne Ahmet amcaya söyleyelim arabayı hazırlasın kahvaltıdan sonra direk gideyim." Ağzıma bir tane salatalık attım.
"Tamam kızım ben söyleyip geleyim. Bu arada yavaş ye boğulacaksın."
"Bon boğolmom onno." Ağzım dolu olduğu için böyle saçma sesler çıkıyordu. Kahvaltımı hızlıca yapıp arabaya binmek için dışarı çıktım.
"Günaydın Ahmet amca."
"Günaydın küçüğüm hadi gidelim."
"Ahmet amca koca kız oldum ne küçüğüm ya!"
"Alışmışım küçüğüm sana küçüğüm demeye. Sana çok yakışıyor."
"Tamam tamam. Kıyamadım söylememe izin veriyorum." Dedim hafif kıkırdayarak. O sırada annem geldi. Onu öptüm.
"Görüşürüz anneciğim kendine iyi bak."
"Görüşürüz kızım." Annemi son kez öptükten sonra arabaya bindim.
"Hadi bakalım tontonum. Götür beni yeni okuluma."
"Küçüğüm anlaşmıştık hani. Tontonum demek yoktu."
"Sende bana küçüğüm diyorsun."
"Tamam tamam izin verdim. Söyleyebilirsin." Dedi o da beni taklit ederek. Gülümsedim ve radyoyu açtım. Şansıma güzel bir müzik başlamıştı. Bende başımı cama yasladım. Aklıma aniden hastanedeki konuşma geldi.
'Bütün masrafları ben öderim siz bir an önce doktoru getirmeye bakın.' bu da ne demek oluyordu böyle. Kim bana yardım etmek isterdi ki? Bizim durumumuz iyiydi ama bu ameliyat çok pahalıydı. Zengindik. Bu parayı karşıladık. Ama annem riskli diye durumumuz kötü yalanını ortaya koyuyordu. Ben anlıyordum. Bilerek susuyorum. Doktorlar da annemin telaşını anlıyor ve 'durumları kötü' yalanını ortaya koyuyorlardı. Onlarda annemin yalanını devam ettiriyorlardı. Peki kim niye bana yardım etmek istesin ki? Annem bu ameliyatı olmamdan korkarken bu yabancı niye bana yardım etsin ki? Sorular kafamda dönüp dolaşırken okula geldiğimi farkettim.
"Teşekkürler tontonum. Sen olmasan ne yapardım?"
"En fazla yürürsün abartma küçüğüm. Hadi vakit kaybetmeden sınıfını bul. İyi dersler."
"Saol." Dedim elimi sallarken.
Kapının önüne geldiğimde Masal'ı arayacaktım ama onun beni beklediğini görünce koşarak sarıldım.
"Esmer bomba."
"Sarışın hatun."
"Özledim kız tipsiz."
"Bende özledim orangutan." Evet baya iyi anlaşıyoruz biliyorum.
"Hadi sınıfları öğrenelim."
"Hadi." Beraber yavaş yavaş merdivenleri çıktık. Sonunda müdürün odasını bulduğumuz da nefes nefese kalmıştık. Çünkü müdürün odası en üst kattaymış. Genelde alt katta olur ama bu okul farklı. 4 kat merdiven çıkıp tipimiz kaydı. Bu yüzden koridorun ucundaki aynadan üstümüzü başımızı düzelttikten sonra kapıyı tıklatıp içeri girdik.
"Merhaba hocam biz sınıfımızı öğrenmeye gelmiştik."
"Siz Hayal ve Masal olmalısınız. Okulumuza hoşgeldiniz. Masal Kaya senin sınıfın 12-C. Hayal Önver senin sınıfın 12-E. İyi dersler kızlar." Farklı sınıflar mı? Cidden mi?
"Hocam aynı sınıflar olmaz mı?" Dedi Masal iç sesimi duymuş gibi.
"Üzgünüm kızlar. Bir tek bu sınıflar boş. 2 kişilik boş yeri olan sınıf yok."
"Peki hocam saolun yinede." Dedi Masal müdürün odasından oflayarak çıkarken.
"Esmer bomba takma kafana. Teneffüslerde görüşürüz."
"Sen nasıl bir hatunsun ya. Peki o zaman şimdilik böyle olsun."
Sırada sınıfları bulmak vardı. Okul o kadar büyüktü ki kaybolmadan sınıfı bulabileceğimden emin değilim. Uzun uğraşlarım sonucunda sınıfı bulduğumda derin bir nefes aldım. Masalla aramızda bir sınıf vardı. Buluşmak istediğimizde 12-Dyi geçmemiz yeterdi. Ağır adımlarla sınıfa ilerledim. İçeri öğretmen vardı. Bunu içeriden gelen kadın sesiyle anladım ve ders büyük ihtimalle kimyaydı. Çünkü kadın kimya terimleriyle konuşuyordu. Kapıyı tıklayıp içeri girdim. Bütün sınıfın gözü bana dönerken utancımdan kızardığıma eminim.
"Merhaba hocam. Ben Hayal burası yeni sınıfım."
"Aaa hoşgeldin Hayal'cim. Buyur boş bulduğun yere otur." Sınıfa göz gezdirirken bir ses konuştu.
"Bir tek benim yanıma boş gel buraya." Ne kadar ukala bir sesti öyle. Sınıfa baktığımda çoğunlukla erkeklerin yanının boş olduğunu gördüm. Hey! Hani sınıfa daha fazla öğrenci alınamazdı. Erkekler bana burası boş dermiş gibi bakarken ben o sesi aradım. Gözüm en son sıraya bakınca orada tanıdık birini gördüm. Aklım bir yerden hatırlıyordu ama nereden? Tabi ya! Hastanedeki odama giren çocuk bu. Yanına oturmak için ilerledim.
"Yine karşılaştık güzelim."
"Yine mi sen? Ben gidip daha kibar ve yakışıklı olanların yanına oturacağım." Gözlerindeki alaycı ifade gitmiş yerini sinir dolu bir ifade almıştı.
"Otur şuraya sakın bir daha kalkma. Zaten herkesin gözü senin üzerinde." Diye tısladı.
"Herkesin gözü benim üzerimde değil. Yeni geldiğim için yeni kız nasıl merakı. Yarın görürsün kimse beni takmayacak."
"Sen öyle san. Bu okul senin bildiğin okullara benzemez." O sırada zil çaldı ve ismini bile bilmediğim yanımdaki çocuk yanımdan kalktı. Sinirle sıradan kalktım. Ne demek bu okul senin bildiğin okullara benzemez. Hemen Masal'ın yanına gitmeliyim. 12-Cnin önüne geldiğimde direk içeri girdim. Masal biriyle konuşuyordu.
"Merhaba Masal. İlk günden kendine arkadaş bulmuşsun ne hoş."
"Merhaba Hayal. Bak seni kimle tanıştıracağım. Bu Çınar. Benim sıra arkadaşım."
"Merhaba Çınar. Tanıştığıma memnun oldum."
"Bende senin gibi güzel bir kızla tanıştığım için memnun oldum Hayal." Dedi elimi nazikçe dudağına götürürken. Kendimi çok garip hissettim. İlk defa bir erkek elimi öpüyordu.
*************
Günün diğer saatleri de normal geçti. Yeni arkadaşlarla tanış. Atalay'ın (sıra arkadaşım hani şu yakışıklı olan) mal mal konuşmasını dinle falan filan. Şuan neredeyim? Tabiki de hastanede. Her gün gelip kontrol edileceğim ki okulda bayılma riski yaşamayayım. Hafta sonları da tedavi için hastaneye gelicem. Benim hayatım hastanelerde geçiyor. Keşke şu ölümlü hayatıma kısa bile olsa güzel birşey girse. Ölümü bile güzel kılacak birşey...
---------------------------
Veee yeni bölüm geldiii. 1100den fazla kelime var. Uzun oldu bu bölüm. Hadi bakalım ben üşenmedim yazdım sizde üşenmedim okuyun, oylayın, yorumlayın. Hepinizi çok seviyorum canlarım.♥♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tümörle Aşk Mı?
ChickLitBeyninde gittikçe büyüyen bir tümör olan bir kız. Ve kızlara asla bağlanmayacağına yemin eden bir erkek. Birinin hastalığı, diğerinin yemini. Ne olacak bu ikilinin hali? ''Beynimde büyüyen bir tümör varken aşk mı? Asla.'' ''Büyük konuşma Hayal. Hem...