3. Bölüm: "Ruhun Vaveylası."

98 26 4
                                    

Belki ileride bir gün, adımız da olur.

Multimedya: Baran Alaz

Bölüm şarkısı: Ölünce sevemezsem seni- Senden bana kalan

İyi okumalar.

3. Bölüm: "Ruhun Vaveylası."

 O dakikalar Baran'dan

Eliz okula gelmemiş, telefonlara çıkmamıştı.Bu yaptığı ilk değildi, içimden bir ses son da olmayacak diyordu. Kafa dinlemek istiyordu,onu anlamaya çalışıyorduk ama merak etmiştik Bugün gelmezse, biz ona gitmeyi düşünüyorduk. Tahminimce gelirdi, Arsen gelecekti. Kaçırmazdı. Gazel'le birlikte okula doğru yürüyorduk.

 "Ya sen manyak mısın?" Hesabını çalıp, profil fotoğrafını ağzı açık rimel süren hali yapmıştım. Tabi ki de o fotoğrafı çekmek için, kızlar tuvaletine dalmamıştım!"Ya manyak falan hiç oluyor mu gaz yağım?"Sesimi sitemli çıkarmaya çalışarak konuşuyordum. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum, her an dalabilirdi. "Gayette oluyor, bar taburem." Iyk bar taburesi mi? "Gazel güzelim kafan mı güzel? Bar taburesi ne lan?"Gözlerini devirip,"Ne var be ben gaz yağı oluyorum da,sen bar taburesi olamıyor musun? Ayrıca evet, kafam çok güzel."diye konuştu. "Bak ben, imanlı bir şey seçtim. Sen bar taburesi diyorsun. Hem o nasıl bir egodur?" "Baran, bu ego değil gerçekler. Konuyu değiştirme,hesabımın şifresini ver." Tabi ki de değiştirmiştim şifreyi. Vermeyecektim, kudursun biraz. Biraz diyorum çünkü ne yapar ne eder alırdı hesabını. Kaçmam gerekiyordu.

Okulla aramdaki mesafeyi ve koşma hızımızı hesaplayıp bahane buldum. "Gazel kanka, şey olmuş." "Ne olmuş Baran?" "Hıı şey bak gökyüzüne, bulutlar emoji halini almış." Bu kız gerçekten saftı. Kafasını yukarı kaldırdığı an,tabana kuvvet koşmaya başlamıştım.  Dört saniye sonra bağırmasına bakılırsa, durumu çakmıştı. Okula yine erken geldiğimiz için koridorlar boştu çoktan sınıfa varmıştım. Muhteşem hızlı ve kaslı bacaklarımın da etkisi vardı tabii ki.Geldiğinde onu korkutabilmek için sınıf kapısının arkasına saklandım. Bekledim ama gelmiyordu

Gazel geç kalmıştı, şaşkındım. Herhalde mezarlık işlerini falan hallediyordu. Sınıfa girdiğinde ki yüz hali, tahminimi doğruluyordu. "Gazel, ne bu suratının hali?" Cevap vermekten çok uzak bir şekilde sırasına oturdu yanına geçip"Ne oluyor, üzüleceğin bir şey mi gördün? Yoksa bana mı kızdın?"diye sordum. Hızla kafasını bana çevirip," Gelmiş," dedi. "Burada gelmiş, ama bu sefer bambaşka bir şey için. Ne yapmaya çalışıyor ki, aklınca gönlünü mü ferahlatacak?" Anlamıştım kimden bahsettiği, Arsen Sekban buradaydı. Sekban şirketlerinin tek varisi ve babasının geçmişini sakladığı biricik oğlu buradaydı. Tanıdığımdan beri, sevememiştim hiç. Kapalı bir kutu gibiydi ve bu kutunun içi kirli sırlara özeldi. 

Bizim ruhu kırığımız, neyi göremiyordu ki? O adam karanlıktı. 

Bildiğim ve emin olduğum tek şey Eliz'in bu yaşadıklarında bir parmağı olduğuydu. Babam bir şeyler biliyordu ama benden bile saklıyordu. Sekban şirketiyle, bizim şirketimiz ortaktı. Kenan amcam bir gün telaşla evimize gelip babamla çok önemli bir şey konuşması gerektiğini söylemişti. Apar topar çalışma odasına geçmişlerdi. Kenan amcamın telaşından olacak ki bir kısık sesle, bir yüksek sesle konuşuyordu. Duyduğum kelimeler arasında dikkatimi çeken isim Eliz'di, Eliz Yılmaz demişti. Bizim okuldan olduğunu biliyordum, adını çok duymuştum. Hiç konuşmaya fırsat bulamamıştım.Okula bile doğru düzgün gelmiyordu. Yine de bir yolunu bulup gidiyordum yanına. Hiç konuşmasa da anlıyordum gözlerinden bir şeyleri. Mutlu eden olmayı seçmiştim. Mutlu olduklarını görmek, mutlu ediyordu. 

İNCİ TANELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin