Gözlerimi açtığımda,"İstanbul" tabelasını fark ettim.Sağanak yağmur şiddetini arttırırken kafamı cama yaslamış,dışarıyı izliyordum.
Omzuma dokunan el,kafamı kaldırmama yetmemişti.Saçlarımı kulağımın ardına atınca Songül'ün uyandığını anladım.
Songül:"Gelmişiz."
Eylül:"Evet.Acaba doğru mu yaptığımız şey?"
Songül:"Ne yani?Bıraksaydık da başka adamların malı mı olsaydık?"
Eylül:"Bu adamların eli kolu her yere uzanır.Değil İstanbul,Amerika'ya gitsek bile bulurlar.O zaman ne yapacağız?"
Songül:"Bulamazlar.İstanbul'da ki arkadaşlarıma haber verdim.Onlarda kalacağız bir süre.Bu arada bu senin.Numaram kayıtlı."
Uzattığı telefonu alıp çantama attım.Kafamı cama tekrar yaslarken,Songül'ün de elbet bir gün yakalanacağımızı bildiğini biliyordum.Songül...Nişanlıydı.Doktor Mustafa ile.
Otobüs hâlâ seyir halindeyken uzun bir köprüden geçtiğimizi fark ettim.Songül ile büyülenmiş bir şekilde camdan dışarı bakıyorduk.Deniziyle,havasıyla bambaşkaymış gerçekten İstanbul.
Denizin ortasındaki kuleyi görünce Songül'e döndüm."Meşhur Kız Kulesi bu mu?" diye sorunca Songül gülümseyip bana sarıldı.
Songül:"Evet,bu.Hikâyesini biliyor musun?"
Bir şey söylemeyip camdan dışarı bakmaya devam ettim.Bir an için gözlerinizi kapayın ve düşünün: Yüzlerce yıl, hatta bin yıl önce, belki bir denizci, belki de bir korsansınız; İstanbul’a doğru yolculuktasınız... Çanakkale Boğazı’nı geçtiniz, Marmara’yı da aşıp İstanbul Boğazı’na yaklaştınız. Önce bir siluet karşıladı sizi, Ayasofya’nın kubbesi tüm haşmetiyle karşınızda! Bir tarafta da Cenevizlilerin Galata Kulesi, Boğaz’a doğru giderek süzülmeye başladınız ki ne göresiniz? Sizi, eğer düşmansanız tehditkâr, dostsanız da davetkâr şekilde karşılayan bir levent var denizin ortasında: Kız Kulesi!
Songül:"Salak bir Kral,falcının "Kızınız ölecek." lafına kanıp,korkmuş kızı ölecek diye.Sonra denizin ortasına kayalıklardan bir kule yaptırmış."
Eylül:"Peki ya sonra?"
Songül:"Yaptırdıktan sonra kızını oraya hapsetmiş.Fakat genç subayın biri Kral'ın kızına abayı yakmış."
Eylül:"Rapunzel masalı gibi mi yani?"
Songül güldü."Hayır kardeşim.Keşke öyle olsaymış.Genç subay,bir demet çiçek ve birkaç yiyecekle kuleye gitmiş fakat yılanın biri sepetin içine girmiş."
Songül:"Yılandan dolayı Kral'ın kızı ölmüş.O yüzden de buraya Kız Kulesi denilmiş."
Eylül:"Vay be.Ne rivayetler var."
Songül:"Öyle.Neyse otogara az kaldı.Ben arkadaşımla konuştum,bekliyorlar bizi."
Kafamı sallayıp tekrar önüme döndüğümde bana sarılıp,kafamı omzuna koymamı sağladı."Her şey çok güzel olacak..İnan bana."
🕛
Bir elimde montum,diğer elimde ise çantamla otobüsten indim.Etrafa göz gezdirdim bir süre.Saatlerdir oturduğum için bacaklarımı güçlükle tutabiliyordum ayakta.
Bavullarımızı alıp,banka oturduğumuzda Songül arkadaşıyla konuşuyordu.Çok geçmeden yanımıza el sallayarak,uzun boylu,güzel,bir kız ve 3 erkek geldi.
Meral:"Sen Eylül olmalısın.Ben Meral."
Eylül:"Memnun oldum."
Güney:"Ben Güney.Bunlar da Mert ve Ali."
Gülümseyip kafamı çevirdiğimde Meral,"Yorgunsunuzdur.Hadi gidelim de dinlenin." deyip bavulumun sapını tuttu.
Eylül:"Sağol Meral ağır değil ben taşırım."
Meral:"Sen bilirsin canım."
Ali:"İstersen yardım edebilirim."
Eylül:"Yok,sağol."
Güney:"Konuşmanız bittiyse gidelim diyorum ;)"
Songül:"Bu arada Mustafa nerede?"
Güney(Sessizce):"Mustafan batsın."
Mert:"Bir şey mi dedin kardeşim?"
Güney:"Yoo bir şey demedim.Mustafa'nın işi varmış,gelemeyecekmiş."
Songül'e baktığımda bozulduğu belliydi.Ortamı yumuşatmak için "Artık o gitme eylemini gerçekleştirsek mi?Zira bacaklarımı zor ayakta tutabiliyorum da." deyip montumu giydim.
Meral gülerek "Kız haklı.Hadi gidelim artık."
Güney ve Ali bavulları bagaja koyduktan sonra arabaya bindik.Güney radyo ile oynarken Mert eline vurmuştu.
Mert:"Lan yeter kaza yapacağız önüne bak!"
Güney:"Ben senin gibi ehliyetimi kasaptan almadım Mertciğim." deyip gülümserken Mert takmayıp camdan dışarı bakıyordu.
Ben de camı açıp dışarıyı seyrederken Meral,Mert ve Songül uyuyordu.Trabzon'u geçip geçemeyeceği tartışılır ama İstanbul gerçekten büyülüyordu insanı.
Selamlar!
Yeni hikâye ile karşınızdayım!➿Diyeceksiniz ki Mustafa ne alaka?
Merak etmeyin SonGün olacak.Hatta Mustafa'ya bayaa söveceksiniz ama biraz dişinizi sıkın😆Sizce Songül ve Eylül'ün başına ne gelmiş olabilir?😏
Sizi sorularla başbaşa bırakıp,gidiyorum🙋
Görüşmek üzereeee❤