Boynumu sıkan keşanımı alıp çantama koymuştum.Camdan dışarı bakmaya doyamadığımdan,havasını iliklerime kadar hissetmek istiyordum.
Songül:"Açmıyor ya of çıldıracağım!"
Meral:"İşi vardır Songül.Yoksa gelmez miydi?"
Songül:"Haklısın galiba."
Meral ve Songül kafa kafaya vermiş uyurlarken ben yine dışarı bakıyordum.
Doğruyu söylemek gerekirse,Trabzon'un dışına hiç çıkamadığımdan yabancılıyordum İstanbul'u.
Ali:"Hiç gelmedin mi İstanbul'a?"
Eylül:"Efendim?"
Ali:"Adın Eylül dü değil mi?"
Başımı olumlu anlamda salladığımda,"Hiç gelmedin herhalde İstanbul'a."
Eylül:"Çok mu belli ediyorum?" dedim gülerek.
Ben gülünce o da güldü."Evet.Ama Trabzon'u geçemez İstanbul.Bir Tarbzon'lu olarak söylüyorum bak." deyince garipsedim.
Eylül:"Neden ki?"
Ali güldü."İstanbul pencereden göründüğü gibi değildir.Mesela şu deniz çok güzel gözüküyor değil mi?" dedi eliyle denizi işaret ederken.
Bir şey demeyip yüzüne baktım.O da yüzünü bana çevirip,"O denizin içinde sayamadığın kadar çöp var." gerçekten Trabzon'u geçemezdi sanırsam.
Ali:"Hele insanları.Şiddetinden tut,kızım yaşındaki çocuklara göz koyacak koyacak kadar şerefsizler."
Camı kapatıp önüme dönmüştüm.Bir süre bakıştıktan sonra araba durmuştu.Kapıyı açıp indiğimde mütevazi bir ev ile karşılaştım.Bahçesi çiçek dolu,geniş bir salıncağı gözüme çarparken çantamı ve bavulumu alıp peşlerinden gitmiştim.
🕧
Kıyafetlerimi dolaba yerleştirdikten sonra,üstüme siyah dar pantolonumu,beyaz kısa tişörtümü,bej rengindeki hırkamı giyip salona inmiştim.
Salona adım atar atmaz,zil çalmıştı.Güney açmak için ayağa kalkınca elimle engellemiştim."Sen otur Güney,ben açarım." deyip kapıya yönelmiştim.
Kusuruma bakmayın ama,hangi öküzse patlayacaktı neredeyse.Kapıyı açtığımda Cemre ile göz göze gelmiştim.
Cemre:"Eylül!Hoşgeldin!" dedikten sonra bana sarıldı.Bende "Hoşbulduk" dedim.
Salona geçip oturduğumuzda Cemre bana "Songül'e ne oldu?" dedi.
Cevap vermeden Songül patlamıştı."Hâlâ açmıyor!"
Ali:"Bende işkilenmeye başladım."
Mert:"Kötü düşünmeyin lan."
Cemre:"Songül...Ben nerede olduğunu biliyorum."
Meral:"Nasıl yani?"
Güney:"Kızım konuşsana."
Cemre:"Ya sen ne kadar gurursuzsun Güney!Bana bir şey demeden önce kendine bak!Gurursuz!"
Güney ayağa kalktı."Ne diyorsun ya sen?"
Cemre:"Songül diyorum...Seviyorsun diyorum."
Songül:"Saçmalama!Asıl sen önce kendine bak!Eylül'ün yokluğundan faydalanıp,Serkan ile gezip tozdun.O zaman senin gururun neredeydi acaba?!"
Ali:"Ya tamam kesin şunu!"
Meral:"Eski defterleri açmayın demedin mi ben size?!"
Songül:"Kusuruma bakma Cemre.Birden patladım."
Cemre:"Asıl ben özür dilerim.Güney kusuruma bakma."
Güney bir şey demeyip kafasını sallarken ben yutkunmuştum.Serkan defteri kapanmıştı,tekrar tozlu raflardan kaldırıp,açmaya gerek yoktu!
Selamlar🙌
Ortalık kızışmaya başladı🔥
Sizce Cemre neden Mustafa konusunu kapatmak için Güney'e saldırdı?☠
Peki Ali'nin İstanbul&Trabzon karşılaştırması?👌Bence enfesti.
"Eylül ne yaşadı acaba?" diye merak ediyorsanız,diğer bölümde biraz ortaya çıkacak.
Songül'ün Cemre'ye dedikleri?Ofofof mükemmeldi😎
Soruları yanıtlar,yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.
Diğer bölümde görüşmek üzeree❤