"Ağlamadım diye sormadılar.Beni iyi sanıyorlar."
Güney'in koşarak evden çıkmasıyla peşine düşmüştük."Güney dursana lan!" diye bağıran Mert'i takmıyor,koşmaya devam ediyordu Güney.
Sokaktan çıktığımızda durdu.Ellerini başına koyup etrafına göz gezdirdi.Sonra ağlamaya devam etti."Güney...İyi misin?"
Güney:"Ya ben bir şey yapmadan duramıyorum artık!Evde kös kös oturmaktan bıktım!Bir şey yapalım ama bulalım Songül'ü Ali.Bulalım nolur."
Ali Güney'i sakinleştirmek babında sarılırken aklıma Ferit'in söyledikleri geldi.Zamanında Songül beni kurtarmıştı hayatını hiçe sayarak.Sanırım...Şimdi sıra bendeydi.
🕐
Hiçbirimiz uyumamıştık.Songül'den haber bekliyorduk.Ben ise Ferit'den haber bekliyordum.Akşam,arayıp geleceğimi söylemiştim.Saatler geçmiş,haber yoktu hâlâ.
Güney'in ağlamak istiyormuş ama güçlü görünmeye çalışıyormuş gibi bir hali vardı.Mert,Meral'in yanından bir saniye bile ayrılmamış,ağlamasına bile izin vermiyordu.
Ali,aramızda en güçlü görünendi.Herkes salya sümük ağlarken o tek bir damla gözyaşı dökmemişti.Nedenini bilmiyordum ama bir bit yeniği vardı sanırsam.
Sık sık tişörtümün kolunu sıyırıp saate bakıyordum.Arada sırada telefonuma bakıp biri aramış mı diye de kontrol ediyordum.
Yine telefonuma bakarken bu sefer çaldı.Gözler üstüme çevrilmişken telefonumu alıp yan odaya geçtim."Songül iyi mi?"
Ferit:"Aşk olsun Eylül.İnsan bir nasılsın der."
Eylül:"Sana Songül nasıl dedim!" Sesimin desibeli artarken elimi ağzıma götürdüm.Bir yandan da duymamış olsunlar diye dua ediyordum içimden.
Ferit:"Merak etme,iyi.Ama sen gelirsen daha iyi olacak."
Eylül:"Adresi ver."
Ferit:"Benimle buluşmak için can attığını düşünüyorum.2 saat sonra,*****'da ki depoda görüşelim.Ha,bir şeytanlık eder,kankişlerinle beraber gelirsen eğer..."
Eylül:"Tamam dedim ya.Tek geleceğim ama Songül'ün kılına dokunmayacaksın!Duydun mu beni?!"
Soruma cevap gelmemiş,telefon kapanmıştı.Odadan çıktığım an,kafam Ali'nin göğsüne çarpmıştı.Kendimi geri çekerken Ali,"İyi misin sen?"
Eylül:"Sen beni mi dinliyordun?"
Ali:"Hayır.Bağırdığını duyunca geldim."
Eylül:"Bir şey yok,iyiyim." deyip salona geçerken herkes uyumuş bir tek Güney ve Ali ayaktaydı.Evden çıkmam için uyumaları gerekiyordu.
Eylül:"Eee.Sizin uykunuz yok mu?"
Güney:"Sence Eylül?"
Gözlerimi kaçırıp arkama yaslandığımda Meral ve Mert uyanmıştı.Buyur buradan yak!Sanırım...Bana başka çare bırakmamışlardı.
Eylül:"Meyve suyu getiriyorum.Herkes içecek.İtiraz yok ona göre."
Salondan çıkmış,mutfağa doğru giderken,"Sen nasıl bu kadar sakinsin?" diye sorulan soru karşısında burukça gülümsedim ve arkamı döndüm.
Eylül:"Bir şeylerle oyalanmaya çalışıyorum sadece."
Mert kafasını sallarken mutfağa gitmiştim.Meyve suyunu alıp bardaklara koyduktan sonra çekmeceden hap şişesini çıkarmıştım.Tek tek bardaklara koyup karıştırdıktan sonra tepsiyi alıp salona geçtim.Herkese uzattıktan sonra "Ben yatmaya gidiyorum.Haber falan gelirse uyandırın.İyi geceler." demiştim.
Yaklaşık yarım saat oldu ve artık sızdıklarını düşünüyordum.Elimdeki mektupla salona gittiğimde herkes uyumuştu.Mektubu masanın üstüne bırakıp montumu alıp çıkmıştım evden.
Ferit'in söylediği adrese geldiğimde iki adam kollarımı tuttular."Songül nerede?!" diye bağırdığımda Ferit arabanın kapısını açtı ve içeriden başında çuval olan,"Bırak lan beni şerefsiz!" diye bağıran Songül indi.
Sesimi duymaması için sessiz kalırken adamlardan kollarımı kurtarıp yanına gittim.Elim saçına gittiğinde geri çekildi."Dokunma lan bana!" diye bağırdı.
Adamlar tekrar kollarımı tutarken Songül'ü bıraktılar.Beni görmediği için direk koşmaya başladı.
🕑
Gözlerimi,boş bir odada açarken Ferit'in alayla bana bakmasını ve masanın üzerindeki birkaç alet ile karşı karşıya kaldım.Adamlar beni kaldırırken önümdeki suya baktım.
Ferit:"Naber Eylül?"
Sessiz kaldım.
Ferit:"Küs müsün bana?Asıl benim sana küs olmam gerek.Sonuçta,babasının ölümüne sebep olan birine böyle davranılmalı."
Eylül:"Sen benim abim olamazsın."
Ortalık dumanaltı😂😂😂
Öğrendiniz,Ferit Eylül'ün abisi.
Peki bu öldürme meselesine ne demeli?
Diğer bölüm,sır perdesi biraz daha aralanacak merak etmeyin.
Diğer bölümde görüşmek üzere🙌