Birkaç saat geçmişti aradan. Rose'un misafirleri yeni gitmişti. Kapının kapanma sesiyle birlikte Rose'un da hıçkırıkları başlamıştı. Yeni kapamış olduğu kapıya dayandı ve ağlamaya başladı. Onu seviyordu... Hep sevmişti... Ama bunu anlaması kolay olmamıştı. Yaptığı hatayı geç fark etti ve bu her şeyi değiştirdi. Mike yerine başkasını seçerek hayatının en büyük yanlışını yapmıştı zaten.
Durmak istedi... gözyaşlarını durdurmak istedi... Ama yapamadı. Her ağladığında yaptığı gibi üst kattaki odalardan birine gitti ve resim kalemlerini açığa çıkardı. Bir beyaz kağıt çıkararak çizmeye başladı. Aynı şeyi çiziyordu. Asla unutmak istemediği yüzünü hatırlayabilmenin tek yolu buydu. Bugün yeniden görme imkanına sahip olmuştu, o yüzden yine çizdi. İlk önce Mike'ın, sonra kaybettiği diğer kişilerin resmini çizdi. Kağıt gözyaşları ile ıslanıyordu, ama git gide azalıyordu bu. Artık rahatladığını düşündüğünde yerinden kalkmaya yeltendiğinde onun gözleriyle karşılaştı. Karşı evdeki kırmızı saçlı çocuğun ona bakan gözleriyle... Ve gözleri yeniden doldu. Ama bunu gizleyerek gülümsedi ve odadan çıktı.
Kendi kendine söyledi:
O artık eski Mike değildi. Ama onu Hala seviyordu. Bu Mike'ın yüksek duvarları vardı içindeki gerçek duygu ve düşünceleri gizleyen. Ve bu duvarı örenin kendisi olduğunu biliyordu Rose. Ama Mike'ın unuttuğu bir şey vardı. Rose da en başından beri o duvarların içindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEVER FORGET ABOUT YOU
FanfictionUnutmam dedi Unuttu... Unutmam dedim Unutabilmeyi diledim...