NEVER FORGET ABOUT YOU

New Neighboor New Friend

Üzerinde yıllar geçmişti. Tamı tamına beş yıl! Mike telefonunu değiştirmiş, okulundan ayrılmış, her ne kadar Rose'u bıraktı gibi görünse de onu her zaman izlemişti. Ondan kopmak istemiş, ama yapamamıştı. Günden güne kıza daha da aşık olurken, Rose onun için günlerce ağlamıştı. Ama artık hazırdı. Mike büyüdüğüne ve hislerini kontrol edebileceğine inanıyordu. Ve bu yüzden kararını verdi, sevdiği kızın karşısına çıkacaktı. Ama hayır, ona asla açılamayacaktı. Hiçbir zaman o kadar cesur olamadı. Ve Rose'un ona yaşattıklarının aynısını yaşatacaktı.

Bu sırada Rose hayatında Mike'ın eksikliğini hissediyordu. On yıllık arkadaşlık, Beş yıllık ayrı kalmak. Beş yıldan sonra umudu kalmamıştı.. Kendine en yakın gördüğü kişiydi Mike. Ama asla aşk anlamında bir şey hissetmemişti, ya da o öyle düşünüyordu. Bu yüzden yapmıştı, söylemişti o sözleri başka bir arkadaşına. Daha doğrusu eski sevgilisine. O günü hatırladıkça kendinden tiksiniyordu, ve bu yüzden Mike da ondan tiksinmeye başlamıştı. Kendi bile neden yaptığına anlam getiremiyordu. Ama olan olmuştu. Şimdi Luke adında bir çocukla konuşuyorlardı, onların karşısındaki eve taşınmıştı arkadaşı ile. Arkadaşının adını bilmiyordu, zaten taşındıkları gün de görmemişti. Hoş, daha taşınalı iki gün olmuştu ama gene de meraklı bir kızdı Rose.

Kısa süre sonra Luke kalkması gerektiğini söyleyerek yerinden kalktı. Evden çıktığında Rose hala onu izliyordu. Kendi evinin kapısında durup birilerini bekleyen Luke'a dikkatle bakıyordu. Bu çocuk bir gruptaydı ve Rose her zaman müziğe büyük bir ilgi duymuştu. Aynı zamanda insanların özel hayatına da büyük bir merakı vardı. o yüzden camdan izledi, izledi. Ve en sonunda gelen araba ile o da mutlu oldu. arabadan inenlerin yüzünü görememişti. Sadece başında bandana olan bir çocuk ve kıyafetleri gibi saçı da siyah olan başka bir çocuk indi arabadan. Luke ile konuşmaya başladıklarında arabadan inen başka birini gördü, arkadan. Kırmızı saçlı bir gençti o da. Saçlarındakinin boya olduğu çok belliydi, asla doğal bir saç bu kadar parlak olamaz çünkü. Ve hepsi hızlıca içeri girdiler. Rose ise perdeyi çekerek odasına gitti. Düşündüğü tek şey hangi çılgın çocuğun saçını kırmızıya boyamış olabileceğiydi.