Çok karışık gelmiyor mu sana da her şey.
Kolyelerin uçları birbirine dolanmıyor mu? Çözmek gayret gerektirmiyor mu her bir derdi?
Kulaklarındaki tırnak sesleri,koltuklardaki misafir lekeleri,dolaplardaki okunmayan tozlu rafların üstündeki eski kitaplar...
Uçları inatla kırılan kalemlere benziyor halim bu aralar.Silginin yetmediği hatalar yapmaya başladım farkında olmadan.
Süsünü kaybetmiş bir bileklik,çiçeği solmuş bir vazo gibiyim.
Lambaları patlamış,ışığı sönmüş yollardan geçerken buluyorum kendimi.
Merdivenlere oturup uzun uzun düşünmeye başladım.
Eve vardığımda ise vücudumun hiçbir yerini hissetmiyorum.