İçimdeki göğün yerle bir oluşunu izliyorum her sabah.Sisin buğusunda,ayazın karanlığını işliyorum ruhuma.
Yağmurların gözyaşlarımla dans edişini,güneşin mutluluğumla eşdeğer güreştiğini,karın soğuk sözlerimle birebir örtüştüğünü görüyorum her yıl.
Tekerrür eden hareketlerimin arasında bunlar mı yatıyor acaba?
Kafamda;çimlerin arasına uzanıp uzun uzun iç çekiyordum sanki.Ağaçların tepesine tırmanmaya çalışırken ayağım her seferinde kayıyordu.En sonda burkuldu.Sonra kanadı,artık yara bandım da yoktu buna tahammül edecek.
Bileğimden oluk oluk kanlar akıyordu hala.
Sonra kafamdaki bu dünyadan çıkıp gerçek hayata kendimi adamaya çalıştım.