-CAROLİNE-
Kendimi gelmemle onu ittirmem hemen hemen aynı anda oldu. Yaptığım şeyin yanlış olduğunun farkındaydım. Ve ben Klaus Mikaelson'a hemen teslim olacak bir kız değildim. Ben Caroline Forbes'tım. Arkadaşlarımın tanımıyla inatçı, zor elde edilen ve bir o kadar da cesur. Peki bu beni ne sanıyordu? Bir gecelik kızlardan mı? Eğer öyle sanıyorsa bilmeli ki ben öyle değildim.
Kafamdan geçen düşünceleri bastırıp ona sertçe tokat attım. Elim acımıştı ama. Klaus Mikaelson spor yapmayan bir çocuk gibi gözükebilir. Ama elimin sızısını şuan bile hissediyordum. Tokat attığımda ağzından tek bir kelime çıktı;
"Ouch."
"Sana sence bir günlük kızlarından biri gibi mi gözüküyorum?" dedim. Sinirliydim. Ve o anki öfkeyle onu kendimden uzaklaştırdım.
"Eğer öyle olsaydı sen bana gelirdin." dedi ve gülümsedi. Tamam gol yemiştim. Hemde en güzelinden.
"Sana asla gelmeyeceğim Klaus. Eğer elde edilecek bir kız arıyorsan emin ol bu ben değilim. Olmayacağım ve olmam da. Bunu o küçük aklına sokman bu kadar mı zor?" dedim.
"Bak, aşkım" demesiyle sözünü kestim.
"Aşkım mı !? Hadi ama. Bu cesareti nereden buluyorsun? Derhal çık evimden, hemen !" dedim.
"Kapa çeneni. Seni öptüğüm ilk an ne yapacağını şaşırdın. Hadi ama. İçerlerde bir yerlerde benden hoşlandığını biliyorsun. Yoksa şuan kalbin bu kadar hızlı atmazdı. Terliyorsun bile hayatım." dedi ve gülümsedi.
Gülümsemesi etkileyiciydi. İnsanı baştan çıkartıyordu. Ona bakmamak için arkamı döndüm. Fakat o usulca arkama yaklaştı ve kulağıma fısıldadı:
"Beni seviyorsun. Ve seninle uğraşmamıda seviyorsun. Eğer seninle uğraşmaktan vazgeçersem hiç mutlu olmayacaksın. Zor kızı oynuyorsun ama bunlar bana sökmez, aşkım." dedi.
Gülümsediğini hissediyordum. Ve buna karşılık konuşamadım. Yine.
Hızlıca ve ayakkabılarımdan ses çıkmasını sağlayarak yukarıya yani odama çıktım. Ne yaptığımı bilmiyordum. Nefes nefese kalmıştım. Bana bu kadar yakın davranması hoşuma gitmiyor değildi. Ama olmamalıydı. Kötü birisiydi.
Arkamdan onunda ayak seslerini geldiğini fark ettim. Ama dönüp bakmadım bile. Bakmaya karar verdiğimde yatağımda uzanmış ve ayımı kucağına almış bana sırıtıyordu.
"Bak. Sorunlusun. Bunu biliyorum hatta tahmin edebiliyorum. Herkes tahmin ediyor. Ama benimle uğraşmayı kes. Gerçekten." dedim.
"Seninle uğraşmaktan zevk alıyorum. Ve sana sahip olduğumda daha da zevk alacağımı biliyorum. Kim bundan vazgeçmek ister ki?" dedi.
"Ailenden hiç insanlara nasıl davranılacağı eğitimi almadın mı sen !?" dedim.
Bu sözüm üzerine gözleri tek bir noktaya odaklanmıştı. Duvarda duran ailemle çekildiğim resme. Bir şeylerin ters gittiğini anladım. Aile onun hassas olduğu noktası mıydı acaba? Hadi ama. Kırılmış olamazdı değil mi?
"K-klaus?" diyebildim.
Birden eski haline döndü.
"Bak hayatım. Ailem hakkında bir kelime daha edersen sana aklına gelmeyecek delilikler yaparım. Emin ol bu iyi yüzüm. Kötü yüzümü ortaya çıkartırsan beni hiç tanımadığının farkında olursun." dedi.
"Beni tehdit mi ediyorsun sen şimdi !?" dedim.
"Tehdit olarak algılıyorsan ürkek bir kedi gibi davranıyorsun" dedi.
"Damarına bastım galiba. Yoksa annen kiminle yatıp kalktığını bilmediği için mi senin gibi birini doğurdu acaba? Yoksa içimden geçirdiğim gibi bir piç misin !? Nesin sen Klaus ?! İnsanları incitmekten hoşlanıyor musun? Bu kadar kötü kalpli olmanı sağlayacak ne yaşadın ? Anne sevgisi göremedin mi yoksa?" dedim. Bunları nasıl söylediğimin farkında değildim.
Bana baktı. Gözleri acımazsızca bana bakıyordu.
Yataktan kalkıp benim yanıma geldi. O kadar yaklaşmıştı ki geri gittiğimde duvara yaslanmıştım. Nefesi soğuktu ve hala gözlerimin içine bakıyordu.
"Sen az önce ne dedin ? Anlayamadım !" dedi. Bağırmasıyla yerimden sıçradım. Evet, onun deyişiyle ürkek bir kedi gibi korkuyordum. Karanlık yüzünü ortaya çıkarmaya başlamıştı.
Sonra tekrar yüzünde bir gülümseme belirdi.
"Beni kolayca sinirlendiremezsin. Ve hassas noktamı bulmaya çalıştın ama bu değildi." dedi ve işaret parmağıyla burnuma dokundu. Sonra muzipçe sırıttı.
Aferin. Yine eski haline dönmüştü. Gitmesini istiyordum. Nolur gitsin.
İçimden düşündüklerimi anlıyor ve sanki inadına yapıyordu. Bunları düşünürken yatağa yayıldı.
"Gün yeni başlıyor aşkım." dedi ve gülümsedi.
Yere baktım.
"Şuan sana kötü davranmak istemiyorum. Ama zamanı geldiğinde benim olacaksın ve bana o kadar bağlanacaksın ve beni hiç kaybetmek istemeyeceksin. Benden kortuğun kadar beni kaybetme korkusundan da korkacaksın." dedi ve gülümsedi.
"Asla seni sevmeyeceğim" dedim.
"Beni sevmeyeceksin. Bana aşık olacaksın. İkisi çok farklı şeyler." dedi.
"Sana aşıkta olmayacağım." dedim.
"Olacaksın. Belli etmesen bile aşık olduğuna pişman olacaksın. Çünkü sana o kadar sahip çıkacağım ki aile sevgisinin kimin görmediğinin farkına varacaksın." dedi.
"Aile sevgisi gördüm ben!" diye bağırdım.
"Peki o resimde sadece neden annen ve ufak kız kardeşin var? Baban nerede? Yoksa babasız mı büyüdün? Bunlar umrumda değil Caroline. Ben seni mutlu etmeye çalışıyorum. ailenin bile mutlu edemediği gibi. Sadece beni sevmeni istiyorum. Ve istemekle kalmayacağım. Bunu sen kendin isteyeceksin." dedi.
"Bunu ben istemeyeceğim. Beni bir dağ evine kaçırıp zorla sahip olamazsın sonuçta değil mi?" dedim ve güldüm.
"Keşke sana zorla sahip olmak gibi iyi bir kişiliğe sahip olsaydım. O zaman daha çok severdin. Ama benden nefret edeceksin. Ama bana olan aşkın bu duyguyu bastıracak." dedi.
"Ne güzel konuşuyorsun sen öyle? Aşık olacak insanın bile seni öldüresi gelir." dedim.
"İleride sahip olacağın hisler tam bunlar" dedi.
Konuşmadım. Açıkcası bu adam kötü olmayı seviyordu. Bu şehirde kötü birisi olarak tanınmayı da seviyordu. Ama içinde iyilik vardı. Bu iyiliği kim görebilirdi bilmiyorum. Ama benim göremeyeceğim kesindi.
Ama sonunda bu adama aşık olmak istemiyordum. Çünkü bu adam sonunda beni bırakabilirdi. Ne kadar mutlu etmeye çalışsa bile.
Ama duyduğum kadarıyla bu adam hiç birisine böyle davranmamıştı. Kendi de demişti: Kızlar onun ayağına gelirdi. Peki benim farkım neydi?
Ben farklı değildim. Belkide sıradan oluşum beni bu kadar farklı kılıyordu.
"Sen özelsin Caroline. Benim özelim." dedi.
Ve o an yanaklarımın kızardığını hissettim. Ardından ise istemsiz bir gülümseyiş geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Day
Fanfictionİmkansız bir aşkın gerçekleşmesi ihtimali var mıdır? Kötü bir adamın masum bir kıza aşık olması gibiydi bu. Milyonda bir ihtimal bile olsa.. Gerçekleşebilirdi. Ya sonra? Devam eder miydi karanlığın derinliklerine çekilene kadar?