- BÖLÜM 2 -

39 7 0
                                    

Şu yaşıma kadar hayatımda hep kızım olsun istemiştim. Ama onu tanıdıktan sonra bu ezberimi de bozdum. Sadece kirpikleri, dudağının yanındaki minik çizgileri, delikanlılığı ona benzeyen bir oğlum olsa yeterdi.
Bir gece telefonda konuşurken sanki bunların yaşanacağını bilirmiş gibi bana "Düşünsene ikimizde başkalarıyla evleniyormuşuz çocuklarımız karşılaşıp aşık oluyormuş" demişti. İkinci kısmı bilmem ama, sanırım o ilk yola çoktan gitti. Şayet, ben birgün o ilk yola gidersem, "kızımın" ilk kırıklığında ona, bu adamdan bahsedeceğim. Anılarımızdan, gençliğimizden ve en son gidişinden bahsedeceğim.  "Oğlum" olacak olursa, muhtemelen çoktan hayata dönmüş; hayat sınavımı geçmiş olup, herşeyi rayına oturtmuşumdur. Cebinizde cehennem taşısanız bile sevdiğiniz insanla uyumak, cenneti dünyaya indirecektir. Ve siz alkolik değilseniz bile, tek öpüşle aşk şarabını içmişe dönüp müptela olacaksınızdır. Aşk; sarhoşken ilk aranan, ayıkken ilk ağlatandır. Ne yaparsan yap, bağrına taş basmaya gelmez. Hatta öyle haindir ki, tek kişinin yokluğu sizi yapayalnız bırakmaya yetecektir.
Kalbimin içini açıp ona göstermek istiyordum. Tahminen canımın şarapnellerinden çok, giderken ayaklarıyla ezdiği yerler çürümüştü. Kalbimin bu kadar sızlamasının başka açıklaması olamazdı. Ona çok kızgın ve kırgındım. Ama o benim en büyük tutkum, herşeyden önce tutacağım tek aşkımdı. Çoğu gece bu sevgiyle tutuşuyordum. Ama artık sesi bile yoktu. Herkesten herşeyi apayrıydı. Kalbimdeki yerinden, telefonumdaki zil seslerine kadar herşeyi özeldi. Ve ben o gittikten sonra bir telefondaki zil seslerine kadar hasrete düştüm. Ama o beni giderken bir kez olsun düşünmedi.  "Gitme"dedi; " sen farklısın" "ben senin evinim" dedi, kendi beni evsiz bırakmayı göze alarak gitti.
Onu ilk tanıdığımda yarası kanıyordu. Sargı bezi olmaya çalışmıştım. Kan, sargı bezine de işliyordu ama ondan öteye gidemiyordu. İşte aynen böyle, yarası bende sızlıyordu. Ben ona ev olabilmek için; kendimle insanlar arasına ördüğüm duvarın tuğlalarından harcadım. Sırf ona iyi gelebilmek için kendimden harcadım.Bak şimdi duy, yalnız kaldım bir başıma beni öptüğün o sokaklarda, tırmanıyorum çocukluğunun geçtiği parkın dar ağacına, urganım da boynum da senin ellerinde. Gittiğinden beri aradım o caddelerde seni. Yoksun elimden ne gelir? Yaktım bütün gemileri...

ÇIKMAZ SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin