Jimin Taehyung'un arkasından yürüyordu.
Aslında evine giden yol bu kadar uzun değildi.
Fakat bir şekilde o çocuğun peşine düşmüştü.
Ama içinde çok tuhaf bir korku vardı.
'Çok fazla titriyor. Yere düşer mi?'
Jimin'in minik ve masum aklı, endişeyle dolmuştu.
Minicik olmasına rağmen, tek başına yürüyordu sokakta.
Hava da kararmak üzereydi.
Halasını beklemesi gerekirken, kendi başına yollara düşmüştü.
Ama içinde bir dürtüsü vardı.
Minnacık göğsünde minik minik yükselmeler vardı.
Ara sıra minnacık elleriyle göğsünü yokluyordu.
Ve sürekli önündeki çocuğun paytak adımlarını kontrol ediyordu.
Bunları yaparken rahattı çünkü önündeki hasta çocuğun evininin bu yöne gittiğini düşünüyordu.
Bu yüzden Taehyung heyecanlansa da, bunu vücuduna aktarmamaya çalışıyordu.
İki tane çiçek kokulu adım, en sonunda bir çiçekçiye yöneldi.
Hava karardı.
Jimin öylece Taehyung'un arkasından bakakaldı.
Dudaklarını minik diliyle ıslattı.
Koşmaya çalışan çocuğa bakarken, aklından bir sürü kötü düşünce geçmişti.
'Hava karardı ve soğudu... Korkar mı?'
Jimin öylece düşünse de, yoluna yürüdü.
Minik adımlarının asla eskimeyeceği kaldırımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red rose street: vmin
Fanfictionçikolata çocuk, kırmızı güllerin arasında. cr: bloodontheyon