l

1.2K 188 16
                                    

Min Hye, Jimin'i kucağından indirdi. Heyecandan terleyecek kıvama gelmiş Jimin'i sabit tuttu ve hayıflandı.

"Jiminie, sakin ol lütfen! Onu ilk defa görmüyorsun!"

Jimin, yaşına uygun bir şekilde omuzlarını silkti ve zıplamaya devam etti.

Güzel bir gün geçirmişlerdi dün. Taehyung biraz sessiz kalmış, Jimin'in sesiyle kalbini doyurmuştu. Jimin kendisini sürekli açmış, Taehyung'da bahsetmişti kendinden kısaca.

Güneş Jimin'in dudaklarına, gözlerine, kirpiklerine vurmuştu tüm gün. Taehyung ise sürekli Jimin'e bakmış. Aslında dün geçirilen zaman, en çok Taehyung'un aleyhine işlemişti. Küçücük kalbine, el izi damgalanır gibi bir isim damgalanmıştı. O küçük yol arkadaşı, kalbinde kendisi gibi küçük bir mayhoşluk bırakmıştı.

Daha çok yol yürüyeceklerdi beraber. Taehyung'u sıkıca tutacaktı Jimin, Taehyung ise Jimin'i izleyecekti. Jimin sürekli Taehyung'un kirpiklerine bakacak, Taehyung ise Jimin'in simsiyah saçlarına. Çok küçüklerdi, fakat birbirlerini çözecek zamanları çoktu. Çok güzellerdi.

Taehyung, kırmızı gül sokağına gülümseyerek giriş yaptı. Normalde küçük olan adımları Jimin'i görünce kontrolsüzce büyümüştü. Sürekli zıplayan meleğin yanına hızlı adımlarla ermeye çalıştı.

Jimin karşıdan gelen Taehyung'u hissedebilmişti. Aslında Taehyung'un yaptığı her hareketi hisseder gibiydi. Taehyung bulunduğu her ortam ona sıcak gelirdi ve bundan oldukça memnundu. Özellikle de heyecandan kanat çırpan kırmızı gül sokağı.

Jimin zıplamayı kesti ve koşarak Taehyung'un yanına ulaştı. Birbirlerine sarıldılar.

O sıra da Min Hye, Jimin'in Taehyung'a bu denli kapılmasına bir üzülüyor, bir seviniyordu.

red rose street: vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin