e

1.1K 187 39
                                    

"Ö-ödev-ödevini gö-görebilecek mi-miyim?"

Taehyung ile Jimin, topladıkları yıkanmış kirazları yerken, bir yandan da Taehyung sordu Jimin'e. Dün Jimin'in geçiştirmesinden sonra gece rahatça uyuyamamıştı, nedenini bilmediği bir şekilde rahatsız etti onu.

Jimin, kendisine yöneltilen soruyla Taehyung'a döndü. Küçük parmaklarının arasındaki kirazı dişleriyle ısırdı. Kafasıyla onayladı Jimin.

Taehyung, cevabını aldıktan sonra sessizce önüne döndü. Elindeki kiraz sapıyla oynadı bir süre. Jimin'de dudaklarını hafifçe aralık bırakarak sıcak meltemi hissetmeye çalışıyordu.

Taehyung, hastaydı ve ölme ihtimali çok yüksekti.

Sadece hastaneden kaçıyordu ve bunun ona iyi gelmesini umut ediyordu. Jimin ona iyi geliyordu, çok iyi geliyordu hem de. Fakat bazen Jimin'e bakamıyordu, kendini suçlu hissediyordu. Jimin'i kendisine alıştırıyordu, kendisini Jimin'e alıştırıyordu.

Sadece hayatı, minik parmaklarındaki kiraz sapı gibiydi. Her an kırılacak, her an rüzgara karışacaktı. Korkuyordu. O sadece çok küçüktü ve minicik bedeni ölümü kaldıramazdı. Ölmeyi hak etmiyordu. O Jimin'i hak ediyordu. O Jimin'le beraber kat edecekleri yolu, Jimin'le beraber oluşturdukları anıları hak ediyordu.

Jimin sessizce çubukla oynayan Taehyung'a dikkat kesildi. Rüzgar kendini gün yüzüne vurdukça saçlarından teller eksilen meleğine döndü Jimin. Küçük ellerini, Taehyung'un ellerine kapadı. Endişeli bir şekilde konuştu.

"Bir şey mi oldu Tae?"

Taehyung kafasını olumsuz bir şekilde salladı. Aslında sürekli bir şeyler oluyordu fakat meleğini üzemezdi, üzmek istemiyordu. Bu güzel elleri olan ve güzel gülümsemesi olan çocuğun onu bırakmasından korkuyordu.

Bu yüzden, dayanabildiği yere kadar dayanacaktı.

Taehyung, Jimin'in sıcacık olan ellerini kavradı ve Jimin'e sokuldu. Vücudundaki titreme ve göğüs kafesinin gürültüyle sallanmasına artık daha fazla katlanamıyordu.

Jimin, göğsünde titreyerek hayat bulan çocuğu sardı. Neden sarıldı bilmiyordu, neden üzgündü bilmiyordu. Hiçbir şey bilmeden sarıldı ona, sıkıca, canını verircesine.

red rose street: vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin