Kaçış

10 1 0
                                    

- Gözlerinde bişey vardı be bülent, acı vardı, hüzün vardı, kurtar beni diyordu, Anlamadım onu. Anlasaydım eğer onunla ilgili kitap yazmak yerine şuan onu hayatımın bir parçası yapmıştım.

- mezarına gittin mi?

- en son geçen sene gittim. Sonra ailem yüzünden buraya geldim.

- ailen ne düşünüyor?

- biliyor musun aynı hayatın hayali doktoru gibi sorular soruyorsun.

- ama o hayatın intihar meleğiydi dostum, ben senin intihar meleğin olmayacağım.

- nasıl yani?

- onun mezarına gitmek ister misin?

- bunu her şeyden fazla isterim.

- buraya ilk geldiğim zamanlar senin gibiydim. Kendimi deli olduğuma inandıramıyordum, Sonra kaçış yolları aramaya başladım, ilk deneyimim lavabodaki klozeti kırıp sığacağım kadar delik açıp lağıma atlamaktı, Tabi ben daha delik açamadan yakalandım. İkincisi koluma yemekhanede çatal soktum, hastaneye gidince kaçarım diye tedavimi burda yaptılar, üçüncüsü bahçe duvarından atlamaktı, bacağımı kırdım.

- ee bunu neden bana anlatıyorsun?

- mezarlığa gitmeyi her şeyden fazla isterim dedin

- yani?

- dostum! 4. Deneyimimi seninle tadacağım hahahah

Deli gibi bağırıp dans ediyordu ki o zaten deliydi

- biraz daha bağırırsan deneyimimiz yarıda kalacak.

- ah! Doğru pardon

- ee nasıl yapacağız?

- akşam yemeğinde bir yere gizleneceğiz, herkes odasına dağıldığında yemekhanenin küçük camından çıkacağız, tabi her sey o kadar kolay olmayacak camdan hızlı çıkmalıyız, o sırada yatakhanede sayım başlayacak, yokluğumuz belli olduğu anda herkese haber salınacak...

O kadar karışıktı ki onu dinlemeyi bırakmıştım. 1 sene sonra onun mezarını görecektim. Toprağına dokunduğumda ona dokunmuş gibi hissedecektim.

- anladın mı şimdi?

- hı? Evet anladım

- eee hadi kalk başlayalım

- neye?

- dostum, yatağına yastıklardan sen varmışsın süsü vereceğiz ya, hani sayım başladığında seni burda sansınlar diye

- haa doğru

- herkes gitsin odadan başlarız.
 
Yarım saate odada kimse kalmamıştı. Yatağı hazırladık. Yatakhaneden tam çıkacakken durup, odadan yazdığım kitabımı aldım.

- dostum yemekhaneye gizli girmelisin.

- sen git ben arkadan gizlenerek gelirim

İnsanlar yataklara doğru yol alırken yemekhaneye gizlice girip bülenti buldum

- dostum hiç gelmeyeceksin sandım.

Ufak bir tebessüm ettim, beklemeye başladık. Sonunda yemekhanenin ışıkları kapandığında herkesin gittiğini anlayıp aceleyle işe koyulduk. 

- bak şu yukarıdaki camdan sığarız sırayla çıkarsak, önden sen çık sh ben arkanı kollarım.

Cama tırmanıp atladığımda bahçeye düşmüştüm. Bağırmamak için ağzımı kapatıyordum ki üzerime düşen beden ile nefesim tamamen kesilmişti.

- Bülent nefes alamıyorum, kalk üstümden

- pardon dostum pardon

Üzerimden kalktığında derin bir nefes alarak ayağa kalktım

- ee şimdi ne yapacağız

- sh beni dinlemedin dimi?

-birazcık

- güvenliklerin olduğu kapı duvarlardan daha alçak 1 sıçrayışta yapışıp tırmanamazsan plan çuvallar. eğer sıçrarsan kurtulursun dostum

- peki ya sen

3 yıldır buradayım hem dışarıya çıkınca ne yapacağımı bilemem dostum şimdi gidip iki güvenliği oyalayacağım sen de kaçacaksın. Anlaştık mı?

- dostum

Ona kocaman sarıldım. İlk defa dostum dediğim için ağlıyordu sanırım ya da benden ayrılacağı için.
Güvenliklerin dikkatini hoplayıp zıplayarak dağıtmıştı, şuan peşinden koşuyorlardı kapıdan uzaklaşmışlardı. O sırada zıpladım kapının üzerine tutundum. Kafamı çevirdiğimde Bülenti yere yatırmış ve vuruyorlardı, eliyle git hareketi yaptığında atladım. Koşuyordum şuan, nereye gideceğimi bilmeden sadece koşuyordum, yavrusuna koşan anne gibi koşuyordum, sevdiğime koşuyordum. Hayat'ıma koşuyordum.

Yorulduğumu anladığımda durdum. Yanımda duran arabaya kafamı çevirdim.

- iyi misiniz beyefendi?

- iiiyiyim

- öyle gözükmüyorsunuz. Gideceğiniz yere kadar götüreyim isterseniz.

-mezarlık

- anlamadım

- karacaahmet mezar..

Gözlerim karardığında yere düşmüştüm.

intihar meleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin