Yazarın notu:Şarkıyla birlikte dinlemeniz şiddetle önerilir. :D :D
Daha sonra Jack'İn eline telefon numarasını yazan kızın arkadaşı Cody'nin eline telefon numarasını yazdı. İşte bu kadarı fazlaydı. Ayağı kalktım ve elimde pastayla kızların masasına gitttiğimde onlar gülüşüyordu. Pastayı kızın suratına attığımda arkadan "OOO" sesleri geliyordu. Ben geri dönecektim ki kız saçımdan çekti.
Saldır kızım!! Parçala onu!!! Sürtük vs Ekho.
İç sesimle ilk kez aynı düşüncedeyiz. Başımıza taş yağacak.
"Sen kimin yüzüne pasta atıyorsun sürtük!" deyince ben artık daha fazla sabırlı olamam değil mi? Sabırda bir yere kadar. Ben kızın kolunu büküp ısırmaya başladım. Pek birşey yapamıyordu ancak saçlarımı bırakmıştı. Ve şuan acı çeken sadece oydu.
Kahkahalarla "Kuduz olmasan bari." diyen kızın arkadaşına sert bir bakış atınca sus pus oldu. Ben kızla kavga ederken herkes çevremize toplanmış. Herkes kahkaha ile kızın haline bakıyordu.
"Kimin sevgilisine telefon numaranı verdiğine dikkat et güzelim." deyip kızın yüzündeki pastayı güzelce sürdükten sonra bıraktım ve masaya hiç birşey olmamış gibi oturdum. Herkes şaşkınca bana bakıyordu. Dean ağzını açtı sonunda.
"Vay bee. Sana kesinlikle bulaşmamız gerekiyor sanırım." deyip güldü.
Onun iç sesi benim yavrum. Tabi bulaşmıyacaksın. Adam ol.
Gülerek karşılık verdim. Herkes suskundu. Cody kulağıma yaklaşıp "Gitsek iyi olur. Tanrıça merak etmiştir." dedi. Kendi annesine neden tanrıça der ki ? Bunu hiç anlayamıyacağım.
"Olur. Bekle Jack'e sorayım." dedikten sonra Jack'e sordum ve "tamam" deyince Cafe'den ayrıldık. Yol boyunca uyumuşum. Yoruldum sonuçta. Ve o kadar güzel uyumuşumki kendi odama nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Nasıl unuttum ya? Yoksa yaşlandım mı ben? Kesin yaşlandım. Ömrümü çürüttüler.
Ben bu düşünceler içindeyken birden odama biri girdi.
"OMG!"
"Kesin hayal görüyorum."
"En iyisi yüzümü yıkayım ben."
yüzümü yıkamaya gittiğimde Jack de arkamdan banyoma kadar geldi. Hayır, hayır. Bu Jack değil. Yüzümü yıkasamda karşımda anıra anıra kahkaha atan Jack hala vardı.
"Jack?" diye kekeledim. Yolda ölmüştük de ben cennette miydim yoksa?
"Efendim." dedi kahkaha atmayı kesip. Ama hala gülmek istediği halinden belliydi.
"Nasıl buraya gelebildin?" dedim hayalet görmüş gibi.
"Dün sen uyuyakalınca Cody tek taşıyamadı ve ben yardım edeyim diye bir iksir verdi ve bak kuyruğum oldu." Kuyrukla daha mı sexy olmuştu ne?
Terbiyesiz!! Cody'in var senin. O phenim. Yavşama. Uza!
İç ses sen hala uykulu musun? Senle ben aynı kişiyiz hani hatırlarsan. Neyse iç ses sen biraz daha uyu sonra döneceğim ben sana.
"Hmm. Burada mı kalacaksın?"
"Saçmalama. Burada eğlencenin zerresi yok ve mağaranın dışında yatağa atacak çok kız var." dedi gülerek. Gıcık!
"İğrençsin!" dedim gözlerimi kısıp onun kahverengi gözlerine bakarak.
"Buyrun efendim." diyerek daha da yaklaştı. Aramızda çok az mesafe vardı.
"Şapşal."
Birden dudaklarıma yapıştı. Onu iteklesemde pek işe yaradığını söyleyemem. En sonunda geri çekildi ve gülerek "Nasıldı?" dedi.
"Nasıl mı? Kafayı mı yedin sen! Çık git odamdan!" yüzündeki gülümseme gitmişti. Birkaç saniye sanki üzgün gözüktü ama benim hayal ürünüm olmalıydı. Daha sonra üzüntü yerine ciddi bir hal aldı ve odadan çıktı.
****Jack'in Ağzından****
Gerçekten benden hoşlanmıyor muydu? Oysaki Cody denen çocukla çıkmadan önce beni yanağımdan öpmüştü. Sanmıştım ki... Siktir et! Odadan çıkmıştım. Ve bir daha görmek istemiyordum onu. Ve bir daha bu peri saçmalıklarınıda duymayacağım.
LAN!! Kime çarptım ben? Of başım... Kafamı kaldırdım ve karşımdaki kıza baktım. Gerçek bir kızdı. Kanatları yoktu.
"Özür dilerim şey?" Adını bilmiyorum. Ne deyim yani.
"Artemis... Adım Artemis."
"Bende Jack." deyip elimi uzattım. Gerçekten kendine özgü bir tarzı vardı. Buradaki yaratıklardan ya da her ne haltsa onlardan farklı giyinmişti.
"Neyse... Sonra görüşürüz." dedi. Vay bee... Kız bana pas vermemişti.
"Telefon numaran var mı?" diye seslendim arkasından. Numarasını arkasını dönüp söyledikten sonra uzaklaştı. Suda bile kızlar bana bayılıyor... Yapacak bir şey yok. Çok yakışıklı olmak benim suçum olamaz ya.
What the fuck?! Sözde buradan uzak duracaktım. Cody dışarı çıkınca düzeleceğimi söylemişti. Mağarayı bulup gitsem iyi olur.
1 SAAT SONRA;
Dean az önce bara girmemize rağmen 2 kızı ayarlamıştı şimdiden. Benim ise canım sıkılıyordu ve yediğim tokatın acısını çıkarmak için bişeylerle uğraşmalıydım. Artemis denen o kıza mesaj atabilirdim.
'Selam. Ben Jack.' yazıp yolladım. Birkaç dakika sonra cevap gelmişti.
'Bugün çarpıştığım Jack mi?' gerçekten ilk kez bir kız bana bunu diyordu. Kesinlikle küçük düşemezdim.
'Doğrusu hangi kız olduğunu bende hatırlamıyorum. Buraya gelip kim olduğunu hatırlamama ne dersin?' dedim. Yine çok zekiyim.
Evet arkadaşlar bölümü bu kadarlık yazdım istediğim kadar vote gelmediği için. Kusura bakmayın ama çoğu okuyan vote vermiyor. Neyse inşallah beğenirsiniz. :)) İyi okumalar çaklıtlarım.
Multimedia Artemis. :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sular Altında
Science FictionSular Altındaki Şehirde yaşayan ve perilerden oluşan bir dünya. Ekho çok güzel bir su perisi. Bir gün bir mağara keşfeder. Bu mağarada tanıştığı Jack onun hayatını çok değiştirecektir. Acaba neler olacak? Bir su perisinin hayatını bir insan nasıl d...