3-Bir Şansım Daha Olsun

48 7 2
                                    

Yazım hatalarından dolayı özür dilerim. İyi okumalar vote verirseniz sevinirim.

Bölüm şarkısı:MÜSLÜM GÜRSES - SİGARA

Bir sızı vardı içimde sevdiğimi kaybetme korkusu. Nasıl yaşardım ki giderlerse. Bulut olmak istedim özgürce uçmak, güneş olmak istedim onun gibi parlak, yıldız olmak istedim onun gibi bir sürü, ama ben pencerenin önünde unutulmuş bir çiçektim. Solmuş, susuz kalmış, hayaleri umutları bir bir yok olmuş.

Herşey çok farklıydı insanoğlu çok dertliydi. En küçük bir şeyi bile kafamıza takardık. Sınanırdık en
Büyük dertlerle belki de bu da
Benim imtihanımdı.
Başa gelen çekilirdi savaşacakdım
Pes etmek yoktu. Bunu bana hayat
ögretmişti. Savaşmazsan
Sabırlı olmazsan pes edersen kaybedersin.

Bu sefer kaybetme kelimesini es geçiyorudum. Çünkü kaybetmemem gerekiyordu.

Kıraçın odasına gitmiştim belki işe yarar birşeyler bulurum umuduyla. Aradım taradım ama bir şeyler yoktu silah bulmuştum ama şu sıralar katil olmayı kaldıramazdım.
Saat 9 da çıkacaktım yolla 10. 00gibi orda olurdum.
Odama geçip hazırlandım siyah bir Jean siyah tişört ve siyah deri ceketimide aldım.
Filmlerden gördüğüm kadarıyla eldiven de almıştım parmak izimden beni bulabilirler di. Başka bela alamadım başıma kıraçı kurtarıp mutlu bir hayat yaşamayı düşünüyordum.
Tansiyonumun düşmemesi için bir kaç şey atıştırmıştım. Biraz erken gitsem birşey olmazdı. Orayı gözetlerdim orda plan kurardım.

Evden biraz para alıp çıktım. Hava güzeldi yumuşaktı.  Sokağın başındaki taksici durağına gidip bir taksiye binmiştim ve adresi vermişim.
Taksici bana öyle bi bakmıştı ki ne işin var bu semtte diye. Haklıydı gittiğim yer Ankaranın sayılı zenginlerin yaşadığı yerdi.

45 dkkadır yoldaydık. Trafik de baya vardı iyi ki erken çıkmıştım. "ne kadar kaldı?" diye sordum. Saate bakıp 10 dkka ya oradayız dedi.

Korku basmıştı çok ama çok korkuyordum.

Ya yapamazsam ya kıraç ölürse. Sakin olmalıydım yoksa berbat edecektim herşeyi.

Taksi durunca parayı ödeyip indim aşağı.  Göz gezdirdim etrafta bi kaç tane villa vardır gerisi ormandı.
Sesler geliyordu hemen duvarın köşesine sakladım.

Köşeden dikkatlice baktığımda sarışın upuzun saçları olan kırmızı bir elbise giymiş 35 - 37 yaşında bir kadındı. Yanında hafif kilolu uzun boylu esmer oda sanırsam 45-50 yaşındaydı.
Kadın dudak büzerek "ya aşkım nerde kaldı bu şöför geç kalıcaz davete" demişti.

Kadının dudakları gibi yapmaya çalışmıştım çok komik olmuştu. Sessizce kıkırdadım.
Adam bıkkın bir tavırla "geldi işte" demişti.

Şanslıydım bu gün galiba. Ev sahipleri davete gidiyorlardı. Ama içeride başka birileride olabilirdi.

Ses çıkarmaya özen göstererek arka bahçeye gittim. Duvar vardı biraz yüksekti ama tırmanırdım. Telefonları sessize alıp, eldivenleri giyip tırmandım duvara.  Atladım bahçeye kimse yoktu, derken bir ses gelmeye başladı, hemen koştum ve çalılığın arkasına saklandım.
Ellerim korkudan titriyordu kalp atışımı hiç saymıyorum saniyede bin tane atıyordu galiba. Gelen hizmetçiydi galiba telefonla konuşuyordu.

VUSLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin