~Tıkırtı~

135 13 1
                                    

Tam sandığın kapağını kapattığım esnada arkamda duyduğum tıkırtıyla irkildim arkamı dönmemle beraber gözlerimin fal taşı gibi açılması bir oldu.
--------------------------------------------------
Babaannem kapının önünde durmuş öfkeden alev alev yanan gözleriyle bana bakıyordu.
-Ne yapıyorsun sen burda!
Sesindeki öfkesi korkumu katlarken kekeleyerek
-Hi hi hiiiç sadece dolaşıyordum. Diyebildim.
-Sandığı açtın mı? Dedi. Bu bir sorudan ziyade uyarı gibiydi.
-Ha ha hayır, za zaten yeni geldim.
-Umarım öyledir! Çabuk içeri geç! Dedi ve ben odadan çıkar çıkmaz kapıyı iki kez kilitleyip anahtarını cebine attı.

"Sandığı açtın mı?" derken bile bu kadar öfkeli sorduysa ya içindekileri alırken görseydi ne yapardı hayal bile edemiyordum. Oturma odasına geçtiğimde ise babamın öfkesinden ve annemin asık suratından anlamıştım ki babaannem bizimle gelmemekte kararlıydı, onu bu eve bu kadar bağlayan neydi ki? Dedemle yaşadığı onca yılların anısı mı yoksa daha farklı birşey mi o zamanlar bilemiyordum.

Babaannemle vedalaşıp kırmızı renkli cefakâr külüstürümüze binmiştik. Uzun bir yolculuğun ardından nihayet evimize varmıştık, üzerimizi değiştirip kasvet dolu bir akşam yemeği yedikten sonra odama geçmiştim. Yatağıma yatmamla gözlerimin kapanması bir oldu.

Odama esen soğuk rüzgarla uyku mahmurluğunu üzerinden atmaya çalışan göz kapaklarımı araladım. Gözlerimle bu soğuk rüzgarın kaynağını ararken açık olan penceremi farketmem uzun sürmedi, sanırım ben uyuduktan sonra annem evi havalandırmak için açmıştı. Kalkıp suratıma tokat gibi çarpan rüzgarın girdiği pencereyi kapattım ve bir anda odam sessizliğe gömüldü, sessizlikten nefret ederdim hatta korkardım da diyebilirim. Tam yatağıma döndüğüm esnada dışarıdan bir ses duydum "Cenk!"

Birisi fısıldayarak adımı söylüyordu. Kendi kendime bunun beynimin bana oynadığı bir oyun olduğunu telkin edip tesadüfen yoldan geçenlerin birbiriyle konuşmasından ibaret olabileceğini söylüyordum. Telkinlerimi sıklaştırıp yatağıma ilerledim ve yorganı kafama geçirdim, bunun beni tüm kötülüklerden koruyabileceğini düşünüyordum, korkudan kalbim göğüs kafesimi zorlarken kendimi uykuya bırakmıştım bile. Herşeyin daha yeni başladığından habersizdim.

Bu olaydan sonra bir hafta boyunca gayet rahat uyumuştum ancak tam bir hafta sonra herşey tekrardan başlamıştı. Geceleri adımın fısıltılar halinde seslenilmesiyle uyanıyor tıkırtılar eşliğinde yorganımın altına sığınarak uyuyordum. Birkaç kez anneme ve babama anlatmaya çalışsam da ilgi çekmek için söylediğimi düşünüp her defasında susturuyorlardı. Hergece aynı sesleri duymaktan, uykumdan uyandırılmaktan usanmıştım artık.

Yine bir gece fısıtılar eşliğinde adımın söylenmesiyle uyandım. Bu lanet ses yüzünden adımdan nefret eder hale gelmiştim, bu kez korkmuyordum öfkeliydim kalkıp
-Sus artık! Diye bağırmaya başladım. Annemlerin sesimi duyup geleceklerini umuyordum, ancak gelmediler. Biraz kendime gelip durduğumda ise fısıltıların kesildiğini farkettim, o gitmişti! Ya da ben öyle sanıyordum.

Ertesi gün bir farklılık vardı ses yoktu! Sadece tıkırtılar geliyordu. Garip ama bu bir yandan canımı sıkarken bir yandan da beni mutlu etmişti. Tam onu kovduğumu düşündüğüm esnada odamın penceresinin patlamasıyla yerimden zıplamam bir oldu, korkudan ne yapacağımı bilemez bir halde yatağımın altında cenin pozisyonu aldım korkunun etkisiyle gözyaşlarıma engel olamıyordum bu esnada ensemde soğuk bir el hissettim beni güçlü bir şekilde tuttuğu gibi çekti ve kendimi havada buldum...
--------------------------------------------------
Yeni bölümü beğendiyseniz vote ve yorum atmayı unutmayın. Şimdiden teşekkürler.

Kelime sayısı: 466

Kırk 6: Eski DostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin