-Sinem hadi ama dur artık!
Sesim gür çıkmıştı. Çünkü artık yorulmuştum. Neredeyse 15 dakikadır Sinem'i durdurmaya çalışıyordum.
-Artık peşimden gelme İzgi istemiyorum konuşmak!
Sesi titriyordu. Muhtemelen ağlamıştı. O an cidden içim acımıştı. Ne kadar sinirlensem hatta nefret bile etsem,Sinem'e kıyamıyordum.
Biraz da ben suçluydum. Ne derdimeydi ki onlara karışmak? Beraber büyüdüğüm bir insanı sevgili olarak nasıl görebilecektim?
O kadar da midesiz olamazdım.
Saat 12.30'u gösteriyordu ve hava çok soğuktu. Alkol aldığım için,üstümün açık saçık olmasına rağmen üşümüyordum.
-Sinem artık yordun. Yeter dur. Zaten bugece bizde kalacağız hatırlatırım. Hem kendini hemde beni yoruyorsun!
Son laflarımdan sonra yavaşlamıştı. Gördüğü bi duvar dibine yönelip yere oturmuştu.
Arkasından gidip yanına oturdum. Çantasından bulduğu sigarayı yakmaya çalışıyordu.
Ben hiç ağzıma sürmezdim ama Sinem hep sigara içerdi.
-Neden hep hayatımı mahvediyorsun? Tam mutlu olduğum anda gene bozdun herşeyi. Ben senin düşmanın değilim İzgi. Ne zaman kötü hissetsen yanında oldum. Ama artık yeter!
Diye haykırdı. Içinde tuttuğu hıçkırıkları dışarı vuruyordu. Bense sadece bakıyordum. Diyecek laf bulamıyordum. Bu durumdan beni kurtaracak kelimeler yoktu.
-Gene yapacağını yaptın ve şimdi de susuyorsun. Tam sana göre bu hareketler. Berke'ninde hayatını mahvettin herkesinkini mahvediyorsun!
Ups! Mert'in sözlerini söylüyordu Sinem. Milletin bilip benim bilmediğim birşey vardı. Bu kız benden bu kadar mı nefret ediyordu. Bütün nefretini kusmuştu resmen.
-Dünya senin etrafında
dediğinde lafını kesmiştim.
-Yeter artık kes sesini.
diyip kalkmıştım. Çok sinirliydim.Güya biz de kalacaktık. Ne bok yersen ye Sinem umrumda değilsin.
-Merak etmiyor musun Berke'ye ne olduğunu?
Duraksadım. Beynime oksijen gitmiyordu. Hayır merak edersem gene o yeni çıktığım bok çukuruna geri dönecektim. Öğrenmek istemiyordum.
-Defol Sinem!
Bu sefer sesi kesilmişti.
Sadece gitmek istiyordum. Eski insanları,eski anıları bırakıp gitmek istiyordum.
İsterlerse kaçmak desinler buna,umrumda olmazdı.
Madem herkesin hayatını mahvediyordum ne işim vardı?
Taksinin numarasını çevirdim ve bulunduğum adresi söyledim.
Çok geçmeden gelmişti. Uykum dahi yoktu. Tek amacım eve gidip eşyalarımı toplamaktı.
Taksi gelmişti ve kendime zor kütek taksiye atabilmiştim.Doruk bizim eve yakın bir mekan seçmiş olacak ki çabucak varmıştık.
Eve girdiğimde ev halkı çoktan uyumuştu. Sessizce odama girdiğimde üstümü değiştirip,kilerden bavulumu almaya yeltendim.
Yarın okul vardı,ama umrumda değildi zaten okullar bir kaç hafta sonra kapanıyordu.Tüm sınavlarımı da vermiştim.
Babam okuldan izinimi alırdı,bende çabucak giderdim.
Bütün yazlık eşyalarımı toparlamıştım,babetlerimi ve diğer ayakkabılarımı da aldıktan sonra hazırdım.
Saat 2 olmuştu. İnternetten girip uçak saatlerine baktığımda en erkeni sabah 7.30'daydı.
Anahtarımı alıp bahçeye çıktım.Çimlere yattığımda gökyüzünün sonsuzluğu içinde kayboluyordum.Ne güzel yıldızlar vardı.
O an mutluluğun çokta uzaklarda olmadığını anlamıştım.Hayatımda ne Berke'yi ne de Doruk'u istiyordum.Sinem zaten umrumda olmazdı.
Sabaha az kalmıştı,kalıp gün doğumunu izlemek isterdim ama geç kalacaktım.
Yukarı çıkıp,odamda masanın üstüne bir kağıt ve kalem çıkardım.
-Baba,bu yaptığım sana belki çok saçma gelecek belki bana çok kızacaksın ama ben artık kalamıyorum burada.Bir yere gidip kafamı toplamak istiyorum.Gideceğim yer,Bodrum. Sabah 7.30'da uçağım kalkıyor. Lütfen Doruk ve Sinem sorarsa eğer söyleme. Yanlız kalmak istiyorum.Sizi çok seviyorum.
Beni özlemen dileğimle.
Ve artık cidden gidiyordum belki 1 ay kalabilirdim.
Ama en azından kimsenin hayatını mahvetmeyecektim.
Sırt çantamı kurcalarken Sinem'in kitaplarının bende kaldığını farkettim.Birkaç kitap ve bir günlük.
Bakmamam lazımdı ama artık ne kazanacağım ne de kaybedeceğim birşeyim yoktu.
İlk sayfalar baya eskiydi,anlaşılan çocukluğundan başlamıştı yazmaya. Birkaç sayfa geçtikten sonra yazmaya başlamıştı.
-Bugün Berke'yi gördüm. O gerçekten çok yakışıklı biri.Onu görünce hep sakarlaşıyorum.Çok heyecanlanıyorum.Anneme bunu söylediğimde "büyükler buna aşk der meleğim" demişti.Aşkı yeni duymuştum. Ama güzel bişeydi bence.
Satırlarını okuduktan sonra kala kalmıştım.Hatırladığıma göre bir ara aynı mahallede oturuyorlardı Berke'yle.Ve Berke onun çocukluk aşkıydı... Ben,ben kendimden nefret ediyordum.
Daha sonraki sayfalarda 16 yaşındaki yazdıkları vardı.Gözüme takılan bir yer vardı;
-Berke'yle aynı okulda olamadım,İzgi'yle aynı okuldalar.Ve sanırım aralarında birşey var.En çok üzen ise yıllarca içimde büyüttüğüm aşkı,İzgi hiç çırpınmadan,uğraşmadan elde etti. Çünkü İzgi her zaman benden iyi.Hani en güzel değil de en çok seven elde ediyordu?Ama olsun İzgi benim dostum..
