Güneş ışığı gözüme hücum ediyordu acımasızca,gözlerimi aralayıp yatağıma göz attım.Yorgan yere düşmüştü bi hareketle yerden alıp bütün bedenimi sardım yorganla.Artık güneş ışığı gelmiyordu uykuya dalmak için gözlerimi tam kapatıyordum ki tekrar yorgan üstümden çekildi ama bu sefer yere değil ayak ucuma çekilmişti.
"Evet bi haftasonununda sonuna geldik, hadi Toprak uyan artık."
Annem odadan çıktığında yataktan kalkmaya çalıştım.Bitkinim ve yorgunum bu saatte kim kalkmak ister ki?Dolabın önüne geçip kendime baktım.Ay ne kadar ka çirkinim çok mutluyum ne bekliyordun ki kendini sevmeyen birinin kendine özen gösterip güzel olmaya çalışmasını mı?
Siyah kıyafetlerimi giydim.DolabımdaRenkli kıyafetler yok çünkü hayatım renksiz.Çantamı hazırlayıp odamdan çıktım ve mutfağa doğru ilerledim.
Mutfağa vardığım da annem kahvaltıyı hazırlamış yiyiyordu.Tam sofraya oturdum ki
"3'e kadar sayıyorum hemen yüzünü yıkayıp geliyorsun küçük hanım."
"1"
"2"
Ve ben bir tazı gibi koştum banyoya.
***
Kapıyı kapatıp yürümeye başladım.
Azap başliyacaktı yine,okula gitmek istemeyen ben ve beni ölsemde o okula gönderen annem.Ne yaşadığımı bilmezdi okulda çünkü günün nasıl geçti diye sorsa hep üzülmesin diye iyi geçti derim.O benim bu hayatta sahip olduğum en değerli şey.Babam 3 yıl önce vefat etmişti.O bana hem annelik hem babalık yapıyordu hatta bazen arkadaşım dostum oluyordu.Okula vardığımda acıyla baktım etrafa.Yine geyiklik yapan şebekeler,Özürlü gibi davranan salaklar,okulu podyum sanan kızlar ve elinde testle dolaşan inekler.
Hiç kimseyi takmadan merdivenleri çıkmaya başladım ellerim cebimde kafamdada kapşon havalı olmak için değil, kimseyi görmemek göz göze gelmemek için herzamanki gibi başımı öne eğdim ve sınıfa yürümeye devam ettim.Aniden biri bana çarptı ve refleks olarak ona baktım.Yüzüne alışık olduğum okulun popüler dediği çocuk Can."Yavaş ol lan kör müsün?"
Sırıtmaya başladı salak,"Aa özür dilerim bilerek oldu Toprak hanım."
Herkes dönüp bize bakmaya başladı, tabii karşımdaki felç beyinli, dikkatleri üzerine çekecek ya ses tonunu sanki Amerikaya duyurmak için yükseltmişti.Bu işi uzatmanın anlamı yoktu beyin hücrelerimi bu salakla konuşup öldürmeye değmez diye düşünüp yoluma devam ettim.
Arkadan bazı sesler gelsede dönüp bakmaya tenezzül etmedim.Sınıfa girdiğimde az kişi vardı dikkatlerini çekmeden kendi sırama en arka pencere kenarına kuruldum hemen.Telefonumu açıp biraz oyalandıktan sonra yerine katıyordum ki sınıfta hareketlenme oldu.Telefonu bırakıp olaya odakladım bana da izleyecek film çıkmıştı.
"Kızım sen neden bu kadar ineksin ya her gördüğümde illa bi kitap yada test mi çözmek zorundasın?"
Ahh Burcu.Sınıfın hatta okulun popüler olmaya çalışan ve olan illet kızı.Gözlüklü kızın kitabını eline alıp havaya kaldırmıştı.
Gözlüklü kız"Ya Burcu ver kitabımı hem kimseyi rahatsız etmiyor benim kitap okumam."
"Beni ediyor ama napcaz?Kızım seni gördüğümde değerli gözlerimden kan gelicek diye korkuyorum.Göz zevkim bozuluyor anlıyor musun beni?Hı understand me?"
Gözlüklü"Burcu ver ya kimse rahatsız olmuyor sana bi zararım yok ki ver hadi."
Burcu sınıfa baktı teker teker sormaya başladı rahatsız mısınız diye.
4 ödlekte korkup evet dediler,sıra bana geldiğinde ise gözlüklü kız bana bakıyordu üzgün şekilde."Hı Toprak?Rahatsız oluyorsun demi sende?"dedi Burcu
"Hayır" dedim net bir şekilde.
Burcu kitabı sertçe masaya bırakıp yanıma gelmeye başladı.Of bide bununla mı uğraşacaktım.
"Senin derdin ne?"
"Bak Burcu kafamı bozma uza yanımdan."
"Kafanı bozarsam nolur?"
"Seninle uğraşamam"deyip sıradan çıktım tam gidiyordum ki Burcu kolumdan tutup kendine doğru döndürdü beni.Sinirlice koluna bakıp"3 saniye içinde kolumu bırakmazsam belanı benden bulursun."
Birilerinin bana temas etmesinden nefret ederdim hep.
Arkada ki ses gözlüklü kızın sesiydi
"Toprak bırak ben kitabımı kaldırıyorum."
Kıza bakmadım bile çünkü gözlerimi Burcu'ya kenetlemiştim ve saymaya başladım.
"1"
"2"
"Peki sen istedin"
Kolunu çekip döndürmeye başladım Burcu çırpınmaya başladı sonra diğer eliyle saçıma gitti eli.İşte en nefret ettiğim şey kavgada saçımın çekilmesi.Saçımı çektiği eline vurup iki elide boşlukta kaldığında karnına tekme attım ve kafasi tahtada
***
"İyice zıvanadan çıktı bu okul hatta okul bile demek ne haddime."Müdür gözlerini ben ve Kafasına buz koyan Burcudan ayırmıyordu.
"Hocam be-"
"Sus" dedi müdür elini sertçe masaya vurarak.Burcu kendini savunmaya çalışıyordu ben ise sesimi çıkarmıyordum.
"Toprak bu kaçıncı buraya gelişin sayamadım da."
Burcu sinsice gülümsüyordu ki müdür onu da azarladı
"İkinizi birdaha bu şekilde karşımda görmek istemiyorum ki eğer görürsem ne yapacağımı biliyorsunuz."
Tabiki de biliyordum uzaklaştırma.
Biraz daha azarlandıktan sonra dışarı attım kendimi benden sonra Burcu çıktı"Sana bunu ödeyeceğim,görürsün!"
"Elinden geleni arkana koyma götüm"
Dedim sırıtarak.Sinirlice yanımdan uzaklaştı.Kol saatime baktım dersin bitmesine 10 dk kalmıştı.Yukarı çıkmak yerine kantine yol aldım.Kantinciden kahve alıp kimsesiz banka eşlik ettim,etraf sessizdi ders sırası olduğu için kimse yoktu.En sevdiğim sey sesszik,ölüm sessizliği.Kahvemin yarısına gelmiştim ki lanet olası zil çaldı."Sıçim böyle işe ya"deyip bardağımı alıp sınıfa ilerledim,nerdeyse bütün sınıf Burcu'nun başına toplanmıştı,aldırış etmeden sırama gittim.Telefonumu çıkarıp aldırış Kimseyi etmeden kulaklığı takıp sesli bi müzik açtım.Şarkıya kapılmıştım ki birisi yanıma oturdu,of yalnız kalamayacak mıyım ben?
Umursuzca yanıma gelen kişiye baktım,gözlüklü kız.
Sıkıntılı bi ifadeyle yüzümü de buruşturarak kulaklığı çıkardım.
Ne oldu anlamında bakışlar eşliğinde yüzümü salladım."Şey rahatsız ettiysem özür dilerim"
"Evet rahatsız ediyorsun rica etsem gider misin?" Evet soğuk kanlı biriyim bunu kabulleniyorum ve yalanlamıyorum,kesin bana yalakalık yapıp teşekkür edecekti ve ben samimiyetsiz insanları hic sevmem.
"Ben teşek-"
"Önemli değil şimdi git."
Kız birşey demeyip gitti.
"Afiyet olsun gençler"diyen hocaya bizim sınıf eşlik etti.Öğle yemegini evde yemezdim annem çalıştığı için,ya kafede yada ara sıra okulda.Bugün de okulda yicektim sıraya girip beklemeye başladım.Yemeğimi alıp bos bir banka oturdum.Yemeğinin yarısına gelmistim ki bir ses bana seslendi,
"Her yer dolu senin masana oturabilir miyim?"
Babamın malı olmadığı için birşey diyemezdim kafamı onaylar şekilde bakmadan salladım.Karşıma oturdu fakat ben yüzüne dikkat etmeden yemegimi yiyordum,ama bana baktığını hissediyordum."Afiyet olsun."
Bir süre sonra cevap vermeyeceğimi anladı sanırım tekrar konuşmaya başladı
"Konuşmak istemiyorsun herhalde."
Bunun benimle ne derdi vardı,zorlamı kardeşim konuşmuyorum allah allah.
"Dudağının kenarinda sos kalmış."
Elimi dudağıma götürdüm ama elime birşey gelmedi.
"Orda deil yukarda,biraz aşağı sol-"
"Benimle taşak mi geçi-"demeye kalmadan bana ait olmayan bir baş parmağı dudağımın kenarında hissetim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil
Mystery / ThrillerErkekler maviyi sever,cici kızlar pembe rengi severler.Ben ise gökkuşağı tarafından dışlanmış siyahı seçtim...