"Toprak?"
İkimizde bir hışımla arkamıza döndük ve bana seslenen kişiye baktık. Gelen Annemdi.
Hemen Berkin üstünden kalkıp toparlandım.Annemin elinde poşetler şaşkınca bize bakıyordu. Anlaşılan o ki o da benim gibi Berki tanımamıştı.
Annemin yanına hızla gittim ve elindeki poşetleri alıp mutfağa götürdüm.İçimden 'acaba annem ne düşündü' diye geçirirken annemin kahkahalarını duydum.
İçeri gittiğimde annem Berk'in yanına oturmuş gülerek konuşuyorlardı.
Biraz karşımda duran güzel tabloya baktım.Annem mutluydu.Çocukluğum küçüklüğümün kahramanı da bu mutluluğu onunla paylaşıyordu.
Bir süre beni fark etmediler Yanlarına gittiğim de ise beni ilk fark eden Berk oldu. Öyle içten gülümsedi ki bana eriyip gitti içim.
Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar mutlu oldum.
Annem
"Annen nerde Berk özledim onu,kaç sene oldu canım"dedi tüm içtenliğiyle gülümseyerek.
"Annem"dedi gözlerini kaçırarak.
"Annen?" diye tekrarladım soru sorarcasına.
Annemde bende gözlerimizi Berk'e kenetlemiştik,ikimizde meraklı gözlerle Berk'i dinlemeye başladık.
"Annem yaklaşık bir buçuk sene önce kayboldu bir buçuk senedir ulaşamıyoruz."
Öyle bir yutkundum ki tükürürüm neredeyse boğazımdan geçmeyecekti.
Elim ayağım hareket edemez oldu, gülümseyen suratım ise kayboldu.
Annemde dehşetle Berk'e bakıyordu."Nasıl yani?hiç haber yok mu?bi iz falan"dedi annem.
O da çok üzülmüştü Çünkü çok severdi Berkin annesini. Ben hala şoktaydım, şaka olması için içimden dua ediyordum. Ama Berkin Şaka yapar gibi bir hali yoktu
" Şuan hiçbir iz yok ama yaşadığı konusunda ümidimiz neredeyse sıfır."
Berkin gözü dolar gibi oldu. Ben ne diyeceğimi bilemiyordum. Yanlış bir şey deyip canını yakarım diye sustum. Birden annemin telefonu çaldı,Bir saniye deyip gitti.
Berk'in yanına iliştim hemen. Birbirine kenetlendiği Ellerini tuttum, eli sıcacıktı.
" Berk üzülme tamam mı Hem umudunu hiçbir zaman kaybetme Biz senin yanındayız" dedim.
Dolan gözleriyle bana baktı gülümsemeye çalışarak.Kalbimde hangi duyguyu yaşayacağını şaşırmıştı, Berk geldi diye sevineyim mi annesi kayıp diye üzüleyim mi zaten üzülüyordum hatta kahroluyordum.
Annem elindeki telefonu kapatırken,
"Kusura bakmayın çocuklar acil işim çıktı bunun telafisini yapacağız maviş"
deyip göz kırptı ne kadar üzülse de belli etmemeye çalıştı. Annem gittikten sonra ikimiz baş başa kaldık." Kahve yapayım mı sana?"
"Olur"dedi burnunu yavaşça çekerek.
Mutfağa gidip ikimize birer kahve yapıp salona döndüm. Berk gözlerini silmiş çift kişilik koltuğa oturmuştu. Yanına gidip sağ elinmdekini ona sol elinmdeki kendi kahvemi masaya koydum.
Biraz konuşmalıydık kaç sene geçmiş aradan, hatta biraz değil çok konuşacak şeyimiz vardı ama annesinin konusunu açıp onu üzmek istemediğim için başka konu açtım.
" Tekrar Antalya'ya mı taşındınız?"
Küçükken babasının işleri dolaysıyla Ankara'ya taşınmışlardı.
" Evet yaklaşık 1 hafta önce yerleştik hemen alt sokaktayız."
Kahve fincanını masaya bıraktı ve bana doğru dönüp "Seni çok özledim" dedi gözlerime bakarak.
"Bende seni."
Gülümseyip kahve fincanı aldı tekrar ben de kahvemi alıp yudumlamaya başladım.
" Bugün yeni okulumdaki İlk günümdü, sağol çok yardımcı oldun" dedi sırıtarak.
" Ya oğlum niye daha önce demedin benim okuluma geleceğini?"
" Sürpriz olsun istedim birtanem."
Dayanamayıp sarıldım tekrar Berk havalı değildi, kötü çocuk hiç değildi o çok iyi bir melekti. Okulda beni yalnız bırakmazdı hem çete kurardık o erkekleri alır ben de kızları döverdim.
"Bugün bizde kalsan?"
" Malesef minik kuşum, gitmem gerek evde yemek yapacağım daha. Hem daha önümüzde bir sürü gün var ne acele ediyorsun."
Saate baktım 5'e geliyordu.
" Daha zaman var kal yanımda" deyip kucağına uzandım.O da gülümseyip saçlarımdan öptü.
Zaman ne kadar hızlı geçiyordu keşke durdurma gibi bir şansım olsaydı.Ben Berke soruyordum neler olup bittiğini Berk soruları cevaplayıp bu sefer o bana soruyordu.
Yaşadığı komik anılarını anlatırken koltuktan düştüm gülmekten. Hayatımda babam öldükten sonra ilk defa bu kadar mutlu olmuştum. Berk bana çok iyi geldi, keşke daha önce gelseydi ya da hiç gitmeseydi hayatımdan.
Aman neyse insan şuana ve geleceğe bakmalı. Ve benim şu anda da geleceğimdede Berk vardı, artık ne o bırakırdı beni ne de ben onu.
Zaman hızla geçmişte 8 olduğunda Berki son bir kez öpüp, sarıldıktan sonra yolcu ettim. Yarın sabah ve diğer okul sabahları birlikte gidecektik artık.
***
Arka balkona çıktım, yüzümde hala bir gülümseme vardı.Cebimden sigaramı çıkardım dudaklarıma götürüp yaktıktan sonra derin bir nefes çekip geri dışarı üfledim.Belki bende mutlu olabilirim,
Belki benimde bir şansım vardır?Kendimi salak düşüncelerimden ayırıp bitmekte olan sigaramın yanan ucuna baktım.
" Saçmalama, cehennemdekilerin mutlu olmaya hakkı yoktur, sende cehennemin dibindesin Toprak"
Az kalan sigaramı sol bileğime bastırıp söndürdüm.
Dişlerimi acıdan sıkarak çekip attım sigarayı.
Bileğimdeki şişen yaraya bakarak
" Sen mutlu olamazsın olsan bile geçicidir.Ama mutsuzluk senin tek arkadaşın Toprak, kabullen, sen mutsuzluğa ve kaybetmeye mahkumsun."
Gökyüzüne bakıp,
" Buradaki ve benim daha göremediğim binlerce yıldız şahidim olsun ki bir bir gün hayatıma son vereceğim, tıpkı..."
Gözümden akan gözyaşlarım çeneme doğru yol aldı.
Korkağın tekiydim ben, götüm yemiyordu intihar etmeye. Ama bir gün yapacaktım.Ölmeyi bekleyemiyordum.
"Ecelim gelmezse,ben giderim ona."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil
Mystery / ThrillerErkekler maviyi sever,cici kızlar pembe rengi severler.Ben ise gökkuşağı tarafından dışlanmış siyahı seçtim...