2

31 5 6
                                    

Dudağımın kenarında kendime ait olmayan parmağı hissettiğimde ne yapacağımı bilemedim çünkü hiç böyle birşey başıma gelmemişti.
Hemen yüzüne odaklanmaya başladım karşımda oturan kişiye.

Saçı siyah,mavi gözlü ve yüz hatları belirgin bir çocuk.Çocuk demeye bin şahit ister,vücudu gelişmiş ve geniş omuzluydu.

Parmağını çektiğinde gülümsedi,
ben  neden izin vermiştim buna?
Yaklaşık 4 saniye bakışımızdan sonra
Çantamı bir hışımla alıp hızlıca dışarı attım kendimi.

Temiz havayı içime çektim,az önce neden heyecan yaptim ben?
Karşımda ki kişi Can olsaydı haddini bildirirdim ama neden kalbim hızlı attı?

Sessizce kimsenin duymadığı şekilde
"Salaklaşma Toprak"dedim kedi kendime ve nedensiz bir şekilde gülümseyip dışarı çıktım.
Öğleden sonra okula gitmek istemiyordum anneme bi bahane bulurdum.
                             ***

Tam 15 dakikalık bi yürüyüşten sonra nihayet eve varmıştım.

Kulaklığımın bir tanesini çıkarıp
anahtarı cebimden çıkardım.
Kilidi kapıyı tam döndürecekken
tanıdık ses geldi.

"Seni rahatsız ettiysem özür dilerim."

Sapık mıydı lan bu benim evime kadar gelmişti.Hızla arkamı dönüp sinirlice bakmaya başladım

"Sapık mısın oğlum sen?Bi kızı evine kadar takip ediyorsun."

Çocuk dalga geçer gibi gülümsedi
ve bana yaklaşmaya başladı.Bugun bir tartışma daha mı yaşayacaktım okuldan bunaldım zaten bi de sen g üstüme.

"Kötü bir niyetim yok korkmana gerek yok."

Yüz hatları şimdi ciddi bir hale gelmişti.

"Ne istiyorsun?"diye sordum kabaca bir kaşımı kaldırarak.

"Bir şey istemiyorum,benim yüzümden mi okula gelmiyorsun?"

"Hayır,tanımadığım birinin parmağı dudağıma değdiği için değil."

"Özür dilerim sos vardı onun için-"

"Varsa var sana mı kaldı silmek?
Benim elim kolum yok mu?Yabancılara karşı özelliklede bana mesafeli olursan iyi olur."

Tehdit edercesine salladığım baş parmağımı anahtarı üzerinde olan kapıya yönelttim ve kapıyı açtım.

Sanırım hala gitmemişti neyi bekliyordu bilmiyordum ama arkada bana doğru bakan birini hissedebiliyordum 6. Hissim kuvvetli heralde.

İçeri adımımı attım ve tam kapıyı kapatayım derken bir ayak engel oldu buna.Sinirlice ayağın sahibine baktım

"Oğlum bak sen çok oluyorsun,
Siktir git belanı benden bulma."

Tedirginleşmeye başlamıştım,çocuğun gözünü korkutmak için ağır ve ciddi konuşuyordum ama çocuk benim iki katımdı.Lafa gelirdim ama icrat yok.

Ki karşımdaki Burcu olsaydı şimdi ambulansla hastaneye götürürlerdi ama o bile beni evime takip edecek kadar mal degil.Kapıyı biraz araladım.

"NE İSTİYORSUN?"

Sinirlendim git gide.Çocuk ise bana duygusuz bir şekilde gözlerini kenetlemişti.Of ben neden bu çocuğun gözlerine bakamıyordum?

"İçeri gelebilir miyim?"

Tabikide neden olmasın hatta gel başımın üstünde gezdirim seni.
Gülümsedim sinsice ve

"Tabi ki de-"

Çocuk umut dolu gülümseyen yüzüyle bana bakıyordu ve bir adım attı ki bende yarıda kalan cümlemi tamamladım.

KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin