1. Bölüm

11.7K 246 62
                                    

İlk bölümde kore isimleri olarak yazmayı düşündüm eğer beğenmezseniz aynısını türk isimlerine çevirip yazmayı düşünüyorum. Ayrıca bilginiz olsun diye söylüyorum Kore'de isimler soyad- ad şeklinde yer alıyor. Örnek olarak Geum Jan Di  şeklinde olan birinin geum soyadı Jan Di adı oluyor. Bide bazı yerlerde para birimleri olucak eğer kore isimleriyle devam edersem koreye özgü olcak o yüzden okurken şaşırmayın. Multimedia Lee Min Ha :D İYİ OKUMALAR <3 :D 

Sabah kalkmış her zamanki gibi Kuru Temizlememizin teslimatlarını yapmak üzere yola çıkmıştım. Bisiklete atladım ve gideceğim yere doğru yola koyulmaya başladım

-Ziyaretinin amacı ne ?

-Ah şeyy... Ben Jan Di Kuru Temizleme'den geliyorum.

-Tamam.

Güvenlik kısa konuşmamızın ardından sonunda kapıyı açabildi.

-Teşekkürleeer. 

Bisikleti sürmeye devam ederken derin bir oh çektim.'' Vay be ne kadar büyük ve harika bir okul. Okul, okul değil sanki saray hay maşallah !!!.'' Bisikletten indim. Giysilerin sahibini bulmam gerekiyordu. Okulun  Okulun içide dışı kadar bir hayli şatafatlıydı. Öğrencileri görünce ağzım ''O''  şeklini aldı. :o Hayatımda asla gidemeyeceğim halbuki devlet okullarında yemekhane diye nitelendirilen bu lüks restaurana indim. Serviste olan yemekleri görünce karnımdaki canavarın sesiyle kendimden utandım. ''Burası gerçekten okul mu ?'' olur olmaz hayallere dalarken arkamdan gelen çocuğun sesiyle irkildim.

-Hey! Çatı! Çatıya bakın! Lee Min Ha çatıya çıkmış.

-Ne? Ne gerçekten mi ?

-Gösteri filanmı yapmaya çalışıyor ?

-Hayır her tarafı kan içinde!

-Oh ciddi misin ?

diyerek hepsi çatıya doğru koşmaya başladılar. Eeee tabi haklılar böyle bi okulun bir günü olaysız geçermi hiç ? Bi dakika Lee Min Ha ? Lee Min Ha giysilerin sahibi olduğunu anladığımda koşarak bende bisikletime atlayıp peşlerinden gitmeye başladım. Herkes bir yere toplanmış yukarı bakıyorlardı. Bende kalabalığı delerek bakabilince dehşete kapıldım. O sırada konuşan çocuklar dikkatimi çekti.

-Ne dedim ben size ?

-Bir hafta bile dayanamadı.

-Hey en azından 3 gün dayandı.

-Ama sadece 3 gün direnebildi.

Ne dediklerini bir türlü anlayamadım ne 3 günü ? ne dayanması ? Ahhh hiçbişey anlamıyorum bari gidip çocuğun kendisinden öğrenmeliyim. Yukarı çıktığımda müşterimiz tam kendini atmaya hazırlanıyorduki;

-Bekleeeeee!! Bekle Öğrenci Lee Min Ha! Sayın Müşteri!

-Kim...Kimsin sen ? Yüzü kanlar içindeydi.

-Ahh ben mi ? Şeyy, kendimi tanıtayım, ben Kuru Temizleme'den geliyorum diyerek elimdeki temizlenmiş giysileri gösterdim. ''Jan Di Kuru Temizleme, 30.000 won lütfen ! diyince herkes birden gülmeye başladı. Çocukta bir an komik bulmuş olacak ki güldü. Bu kadar komik olan ne varsa anlamadım. Kıyafetleri temizleyince parayıda almamız gerekir. Yalnız çocuğun sirk yapar gibi bir hali vardı. Demirlerin üstünde bir o yana bir bu yana gitmesi beni geriyordu. Cevap vermeyince benle pazarlığa kalkıştığını anladım.

-Tamam, tamam, 20.000 won ? yeniden cevap vermeyince elimle göstererek ''5.000 won'' bakışı attım.

Kan içinde kalan eşofmanlarını görünce;

-Eşofmanlarınız servise dahil. Sürekli müşterimiz olmayı sakın unutmayın.

-Öldüğüm zaman faturayı eve gönderebilirsin.

-Ahh ! Ama yapma böyle şimdi ' Ö...ö...ö... ölecek misin ? Şimdi mi öleceksin ? etrafıma bakınarak ''Neden? Harika bir okula gidiyorsun.

-Hayır, burası okul değil cehennem !

-Affedersin ? 

Şaşırarak tekrar soru sordum.

-Gerçek cehennem bu okulun dışındakı dünayada. Sen hiç üniversiteye giriş cehennemini duydun mu ? dediğimde ateş saçan gözleriyle birden bana;

-Sen hiç F4'ü duydun mu ?

-F...f...f ne ? F4'mü o ne ?

-Onlarda kırmızı uyarıyı aldığın zaman, bil ki bütün bir okul için ava dönüşmüşsündür. iyi hatırla bunu...

 

Boys Over Flowers (Yabani Çiçekler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin