İçtenlikle söylüyorum okuyucu sayısı bana göre çok fazla bu kadar beklemezdim. Ama okuyucu sayısı 1 olsa bile o 1 kişinin hikayeme yorum yapmasını istiyorum. Multimedia; minnak F4 <3 :D İYİ OKUMALAR :D <3
Adamı göndermiş olan annem eve girip sevinçten dans etmeye başlamıştı ki cırtal sesimle bağırdım;
-Anne !
-Bağırma bana ! Eğer gözlerin görüyorsa, şuna bir bak !
Dediği yere bakınca, babamın ve kardeşimin sevinç içinde o okulun üniformasını salladığını gördüm. Aynı zamanda da kardeşim ölümsüzleşsin diye kayıt altına alıyordu.
-Shinwa Lisesi hop !
-Shinwa Lisesi hop !
-Noona, kim bilebilirdi böyle bir günün geleceğini ? Hayatımda ilk defa, senin kardeşin olmaktan gurur duyuyorum.
Saçma dansları ve konuşmaları bitince üniformayı okşamaya devam ettiler. Tabi ki annem konuşmasına kısa bir reklamdan sonra devam etmeye başladı.
-Onlar öyle olsa bile, hala gitmek istemiyorum diyebileceğini mi düşünüyorsun ?
Bu sefer ''Hadı b' gitmede ben seni napıyorum'' bakışı attı.
-Ve eğitim ücreti ne kadar biliyor musun sen ?
-Hala istemiyorum gitmek.
Devamında içtenlikle yalvarırcasına konuştum.
-Anne, gerçekten gitmek istemiyorum !
-Paraları ve beyinleri olduğu halde, oraya giremeyen insanlar deliye dönerken, nasıl olur da sen istemezsin ?
Sakinliğimi bozmamamak adına derin bir nefes alıp verdim.
-Zengin aptallar, para ile gösteriş yapıyor ve kendileri için okul açıyorlar demiştin, hatırlamıyor musun ?
Eskiden özel okul düşmanı olan annem şimdide başıma özel okul sevdalısı kesilmişti
-O zaman durum başkaydo ve ben çok kıskanmıştım. Hey, bu gökten para yağması gibi bir şey, kım kabul etmek istemez ki ?
-Bilmiyorum ama burnuma kötü kokular geliyor.
Yumuşadığımı zannederek gülümsemeye başladı sonra yine birden çıkıştım;
-Ne söylersen söyle ben yine de gitmeyeceğim , bunu kabullensen iyi olur tamam mı ?
Hepsine birden anladınız mı bakışı attım. Odama girerken annemin lafıyla durmak zorunda kaldım.
-Ama sen yüzmeyi severdin. Hep yüzme havuzu olan bir okula gitmek istediğini söylerdin.
Yüzümü ona çevirip;
-Sen beni ne sanıyorsun ? Yüzme havuzu ile satın alınabilecek bir çocuğamı benziyorum ben ? Gitmeyeceğim ! İstemiyorum ! Gitmeyeceğim işte !
Birkaç gün sonra...
O okula şu anda gitmemin tek sebebi yüzme havuzunun olması. Geçen hafta yabancı adamın gitmesi ile, o günden itibaren ısrarları bitmek bilmedi birazda sadece susmalarını sağlamak için şu an bu okuldayım. Babam okulumun ilk gününde adeta bir şöfor havasındaydı. Kuru Temizleme arabamız babamın giyindiği takım elbiseyle tam bir tezat oluşturuyordu. Okulun içine girdiğimizde ise son model arabaların arasında bizimki tekrardan ayrı bir tezat oluşturuyordu. Şöforler son model arabalardan bir bir süper zengin çocukları indiriyordu. Babam arabayı durdurdu. Arabanın kapısını açıp, inmeye hazırlanırken babam bir şöfor edasıyla;
-Bekleyin !
Etrafına bakındı ve;
-Lütfen bekleyin bayan !
Arabadan atlayıp kapımı açmak için koşarak yanıma geldi. Ardından kapımı açtı.Bende sıkıla sıkıla ona bir şöformüş gibi davranarak;
-Lütfen kendinize iyi bakın bayım !
Böyle diyince ne dediğimi anlamış olacak ki ;
-Kızım ! Geum Jan Di ' Fighting !
-Fighting ! diyerek karşılık verdim.
-Git hadi şimdi.
Zor kapanan kapıyı büyük bir darbeyle kapatmasıyla arabanın Kuru Temizleme dükkanımız için hazırladığımız ses tüm harikalığıyla çalmaya başladı.
-Kuruu temizlemee, buradaa kuruu temizlemee, jan Di kuru temizlemeeeeeee.
Sesle birlikte ben utancımdan kızarırken, babam sinirden morarırken, yani kısaca biz renk patlamaları yaşarken etraftakilerde ukala ukala gülme peşindeydi. Derin bir of çekerek elimdeki hiçte yardımcı olmayan kılavuzla, aynı zamanda öğrenciliğin ''ö''sünü anımsatmayan tipleri takip ederek havuzu bulmaya çalışıyordum. Herkes birbirine yeni aldığı pahalı gözüken ama pazarda 5 wona satılan şeyleri gösteriyordu.
-Bu küpeler gerçekten de çok hoş, değil mi ?
-Kesinlikle, mükemmel.
Küçücük bir küpe için şaşırmasına, şaşırmamdan bile daha çok şaşırdı kız o derece. Diğerleri ise daha inanılmazdı.
-Dünyada sadece iki tane var bu kıyafettem. Bir tanesi burada ve diğeri kimde biliyor musunuz ?
-Kimde ?
-Gu Jun Pyo.
-İnanmıyorum !
-Ama sence bana daha çok yakışmıyor mu ?
-Ödünç ver bana !
-İlk bana, ilk bana !
Bir kumaş parçası nasıl kocaman dünyada yalnız 2 kişide bulunabilir ? Ayrıca Gu Jun Pyo denilen kişide olması neyi değiştirir ? Saçmalamalarına daha fazla katlanamayıp işe yaramaz kılavuzla havuzu aramaya koyuldum. Hah işte bu tarafı gösteriyor. Kılavuzun gösterdiği yöne gittiğimde kendimi orman misalini anlatan bir yerlerde buldum. Sağda solda havuzu aramaya çalışırken bir yerden keman sesi duydum. O tarafa doğru ilerlediğimde beyazlar içinde bir hurinin keman çaldığını gördüm. Aman Allah'ım o ne öyle siz diyin melek ben diyim huri o derece. Çocuk sanki dünyamız için gönderilmiş bir öldürme makinesi. O müthiş keman sesi ve onun tipi, rüyada gibiyim. Biri beni uyandırsın. Varlığımı hissedince birden durdu. Sırıtarak onu izlediğimde bana döndüğünü beynime sinyal olarak gönderdim ve yüz ifademi düzelttim.
-Uh...Yüzme havuzu nerde acaba ?
Duyamasamda kesinlikle muhteşem olan sesini bana bahşetmeyip kemanın sopasıyla ne tarafa gitmem gerektiğini gösterdi. Ben de gösterdiği yöne doğru dönerek;
-Ah, orada mı ? Teşekkürler. Rahatsız ettiğim için üzgünüm, siz devam edin lütfen.
Bu nasıl bir manyak diye dehşet gözlerle bana bakarken;
-Hoşça kalın.
Dediği yere doğru ilerledim. Havuz gerçekten mükemmeldi. Tekrar derse katılmak için okula geri döndüm. Merdivenlerden çıkarken kızlar bir yerlerini sıkmış gibi bağırıyorlardı.
-F4 ! Çabuk olun bu F4 !
Bir yerden kesinlikle hatırladığımı zannederek sesli düşündüm;
-F4 mü ?