BAŞLAYALIM O ZAMAN

64 10 9
                                    

Hayır hayır lütfen dokunmayın. Lütfen onlara zarar vermeyin lütfen lütfen hayırrrr.
Yerimden sıçrayarak uyandım, bir hışımla içeri girdi.
Öylece donup kaldım kıpırdayamadım anın şokunu atlatamamıştım.
Beni kollarımdan tutup sarstı.
"Neyin var iyi misin ne oldu bitanem?"
Şaşkın şaşkın bana baktı , ne olduğuna anlam verememiş gibiydi.
"Neden bağırdın ne oldu söylesene, sinirleniyorum artık bir cevap ver bana."
Ne yani ben gerçekten bağırmış mıydım?.
Hepsinin o kabusta olduğunu sanmıştım, Kollarımı sıktı.
" yeter artık şu lanet ağzını açıp birşey söyle."
"B-b-ben onları gördüm "
Yüzünde ki endişe hüzne bıraktı kendini.
Ellerini çekti kollarımdan
"Ben özür dilerim "
Tepki bile veremedim sadece donuk bir şekilde baktım yüzüne.
Şşşt tamam bebeğim sakin ol, sadece bir kabustu geçti bak ben yanındayım.
Sıkıca sarıldım ona aynı şekilde karışıklığını aldım, saçlarıma küçük bir buse kondurdu.
Yine şükürler ettim Tanrı'ya onları bana verdiği için .
Ne kadar öyle durduk bilmiyorum tek bildiğim Şuan iyi hissettiğimdi.
Birbirimizden ayrıldık, bana kocaman bir gülüş bahşedip
"Hadi ama o koca poponu kaldır ve yüzünü yıka kurt gibi acıktım, dahası uyanması gereken küçük bir cadı var."
Bunu beni güldürmek için söylediğini biliyordum, yalancıktan sinirli bir bakış attım ona.
" benim nerem kilolu be" diyip elime aldığım yastığı ona fırlattım. O da aynı şekilde kafama yastığı geçirdi.
Başladık yastık savaşına arkası dönük olduğu için karamelimi görmedi ona kaç göz işareti yaparak yerdeki yastığı işaret ettim yastığı alıp yavaşça arkasına geçti ve yastığı kafasına vurdu .
Ne olduğunu bile anlayamadı alık alık suratımıza baktı, fırsattan istifade edip bi tane daha vurdum yastığı.
" nein nein bana yastık atmayı kesin bu hiç adil degil " sitem ederek
" siz ikiniz bir olup bana tuzak kurdunuz.Ben size bunun hesabını sormaz mıyım?"dedi
Gözlerini kısıp.
Katıla katıla güldük o an ki yüz hali görülmeye değerdi.
______________________
Jay ve kumsal kahvaltı için aşağıya indiler bende banyoya ilerleyip kısa bir duş alıp çıktım.
Masaya oturmuşlar beni bekliyorlardı " bir ben mi kaldım sona "
"Sona kalan dona kalır demişler mavi boncuk "
"Bana bak jay sana bu lafları yediririm "dedim .
Bana dil çıkardı.
"Neyse hıh sen hariç hepinize guten morgen"
Carla'ma ve yekta amcama öpücük verip masaya oturdum.
Carla'ma dönüp;"döktürmüşsün yine sultanım" dedim.
" olur mu öyle şey ne yaptım ki senin için az bile , hem zaten gidiyorsun son kez alman yemekleri yaptım oralarda bulamazsın diye."
Suratı düştü bir anda .
"Asma suratını sultanım ben seni görmeye gelirim hem işimizi halledip gelicez zaten."
" o iş ne kadar sürer biliyor musun ? Ben nasıl alışacağım sizsizliğe."
Yekta amcam" hayatım ben varım ya yetmez mi " dedi.
Sırıtarak
"Hem bir balayı gibi olur bunlardan fırsat kalmıyor ki ."
Carla ablamın yüzü kıpkırmızı oldu .
Hep bir ağızdan kahkaha attık, o dahada kızardı. "
Sussana yekta ne saçmalıyorsun çocukların yanında"
Jay " hiç fena olmaz bir kardeş olsa."
Carla abla çay kaşığını jay'e fırlattı.
" Seni haylaz çocuk sus sen bakim bu yaştan sonra ne bebeği."
" Ne varmış hayatım yaşımızda hem hiçte fena olmaz."
"Yektaaa sussana çocukların maskarası olduk hem dört çocuk neyine yetmiyor."
Onlar benim ikinci ailemdi ailemin yokluğunu onlar doldurmuştu,
Yine kızarmış sultanım.
"Tamam hayatım şaka yaptım" dedi yekta amcam.
"Tamam tamam daha da uzamasın konu, girdim iyice yerin dipine,
hadi bittiyse yemeğiniz masayı kaldıralım.
Kumsal " tamam validem kaldırırız beraber siz geçin oturun,biz masayı hallederiz."
________________
Masayı toplayıp yukarı çıktım.
Yatakta uzanırken kumsal ve jay içeri girdi.
Onlara ne oldu bakışımı atıp konuşmalarını bekledim.
Söze girdi kumsal telaşlı sesiyle...
"Sabah ne oldu, baktım sesler geliyor gireyim içeri dedim."
Üzüntüsü ve telaşı yüzünden belli oluyordu.
" kötü birşey mi oldu ?"
"Birşey olmadı karemelim".
Yüzünü buruşturdu
"Bana karemelim diyip durmasana ya "
"İşte bu yüzden seviyorum o şekilde hitap etmeyi".
" hadi söyle ne oldu".
Dedi merakla birazda endişe vardı yüzünde.
" sadece kabus gördüm o kadar".
Jay" bende bağırış seslerini duydum hemen daldım, odaya birşey oldu sandım".
Kumsal" ne gördün peki" dedi.
Bende gözlerinin içine baktım anla beni der gibi...
İşte anlamıştı ne demek istediğimi beni söylemeden sadece bakışlarımdan anlayan nadir kişilerden.
Sıkıca sarıldı bana.
" yanındayız her zaman her şekilde, herşey yoluna girecek.
" biliyorum on senedir bunu bekliyoruz biz".
Jay" hadi aşağıya inelim biraz spor hiç fena olmaz".
Gerçekten de hiç fena olmaz dedim içimden.
" marş marş bende rahat birşeyler giyip yanınıza geliyorum".
Gergin ortamı dağıtmak için dedi ama ben daha da hırslandım.
Piç sırıtışımı yüzüme takınarak hadi gidelim dedim.
İkisi birden gözlerini devirdi, erkeklerin ne kadar göz devrimesini sevmesemde jay'in o mavi gözlerine yakışıyordu.
Aşağıya inip kum torbasının yanına geldim.
Yumruklarımı sert bir şekilde indirmeye başladım.
Gözümün önüne onları getirdim.
Her ne kadar vurursam vurayım yetmiyordu, hiç sönmüyordu bu içimdeki ateş.
Ne kadar sağlak olsam da solumu daha çok kullanırım, her iki kollarımı ve bacaklarımı dengelemek için, bu beni daha da güçlü yapıyor sonuçta; her ikiside öldürücü darbeler yapıyor.
Ellerimi kullanmayı azaltıp bacaklarımı kullanmaya başladım, olmuyordu işte içimde bitmeyen nefret daha da büyüyüp bir girdap oluyordu ve bu girdap gitgite büyüyordu.
Yaklaşık iki saatin sonunda bitirdim sporu odaya gidip güzel bir duş aldım, kendimi yatağa atıp uykunun kollarına kendimi teslim ettim.
___^^^___^^^___^^^___^^^___^^^
Akşam yine döktürmüş sultanım ona sultanım demeyi çok seviyorum öz annem gibi çok sevdi...
"Ooo sultanım schwarzwölder Krischtartesin'e kadar yapmışsın".
" ya ne yapsaydım çocuklarım gidiyo sevdiklerinizi yaptım bunları orada yiyemezssiniz siz" yine üzülmüştü işte
"Üzülme sultanım" diyip sulu kocaman bir öpücük kondurdum yanağına.
" yerim seni ,ellerine sağlık carla'm benim".
" afiyet olsun mavi boncuğum hepsi senin için."
Jay durur mu hiç başladı yine...
" ya anne bizde varız burda".
Birde yalandan sitem yapıyorlar.
Kumsal" evet ya anne kıskanıyoruz amaa".
" hahahaha kıskanın tabii benim sultanım bana yaptı hepsini, size yok" diyip yemeklerimi önüme çektim.
Sultanım gülüp "hepinizin yeri bende ayrı, kıskanmayın birbirinizi" gülerek.
Hepimize öpücük verip yerine geçti.
" sadece bir öpücük yetmedi ama neyse " dedi jay yalandan surat asarak, gözlerini kısıp bana bakarak seninle sonra görüşürüz küçük hanım bakışı attı, bu bakışları nasıl yapıyoruz bende anlamış değilim.
Bende dil çıkardım.
Yekta amcam da masaya otururken "hani bana hayatım öpücük millete şapur şupur kocana da yarabbi şükür mü ".
Hepimiz bastık kakhakayı.
" Aa sana olmaz mı hiç koca bebek". Diyip yekta amcamın dudağına öpücük kondurdu.
Bizde ooo diye bağırmaya başladık.
Carla'm yine kızarmıştı hepimize susun bakışlarını fırlattı, bizde sustuk tabii tersi kötü olur sultanımın.
Masayı toplayıp bizimkilere iyi geceler diyip odaya çıktım, yarın son günüm, akşam başka bir yerdeydim.
Bavulumu hazırladım, herşey tamamdı yatağıma uzandım...
Kabus geldi aklıma.
___^^^___^^^___^^^___^^^___^^^___
Ben Esfa çetindemir nam-ı diğer girdap.
Nasıl bu hale geldim nasıl bir canavara dönüştüm bilmek ister misiniz?
Eee hadi başlayalım o zaman.

NOT: Arkadaşlar bu benim ilk kitabım daha yolun çok başındayım, kusurları mazur görün zamanla daha da iyi olacağım desteğinizi esirgemeyin şimdiden çok teşekkür ederim hepiniz seviliyorsunuz 😍😘😊
DİP NOT: Schwarzwölder kirschtarte, Almanya'nın meşhur pastasıdır pamuk yumuşaklığında özel vişne şurubuyla yapılan bir pastadır
Schnizel, dana ve tavuk etinden yapılan kıtır kıtır panelerek hafif yağ da yapılan bir yemektir .

GİRDAP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin