-Jimin-
Yoongi sadece gülümsedi ve başını öne eğdi.
***
"Park Jimin! Senin sıran!"
Jungkook ve Taehyung'un destek verici bakışları altında sahneye çıktım. Geçen sene sesim sayesinde gerçekten bir padişah gözdesini andırıp hocalar beni yanlarından ayırmadığından, sıram en son olsa bile herkes koltuklara oturmuş ve bana bakıyordu. Kai'nin neden piyanistim olamadığını anladım. Şarkım piyanoyla söylenecek bir şarkı değildi ki.
My hands, your hands
Benim ellerim, senin ellerin
Tied up like two ships
İki gemi gibi birleşmişler
Drifting, weightless
Sürükleniyorlar, ağırlıksız
Waves trying to break it
Dalgalar onu kırmaya çalışıyor
I'd do anything to save it
Onu kurtarmak için her şeyi yaparım
Why is it so hard to say it?
Bunu söylemek neden bu kadar zor?
My heart, your heart, sit tight like book ends
Benim kalbim, senin kalbin, kitap sonu gibi sıkıca oturuyorlar
Pages between us, written with no end
Aramızdaki sayfalar, sonsuz yazılmış
So many words we're not saying
Söylemediğimiz bir sürü kelime
Don't want to wait till it's gone
Gidene kadar beklemek istemiyorum
Buraya kadar her şey iyi giderken kalabalıkta beni izleyen Yoongi'yi gördüm. Beni dinlerken kafasını eğmiş olmalı ki tam ona baktığımda o da kafasını kaldırdı ve gözlerimiz birleşti.
You make me strong
Sen beni güçlü yapıyorsun
O an ellerim uyuştu, bacaklarıma kramplar girdi ve titremeye başladım. Felç geçirmiş gibi hissediyordum. Öylece durmuş, onun gözlerinin içine bakarak söylediğim cümleyi düşünüyordum. Kıpırdayamıyordum, sadece haddinden büyük bir üşüme; gereğinden ufak bedenimi sarmıştı ve havale geçiriyor gibi titriyordum. İnsanların ne yaptığını bilmiyorum, kimsenin çıt çıkarmadığına emindim sadece ya da duymuyordum. Yoongi yerinden kalkıp seri hareketlerle sahneye çıktı, piyanonun başına geçti. Sadece ikimizin duyabileceği şekilde, "Yapabilirsin." diye fısıldadı. Sahne ışıklarının altında henüz fark ettiğim siyah saçları parlamaya başlamıştı. Tanrım, bu sefer gerçekten hayatımı karartmaya mı geldin Min Yoongi? Kemikli ve uzun parmaklarını piyanoya yerleştirdi, ona olan hayranlığımla açılan dudaklarımın arasından şarkının devamı dökülmeye başlamıştı. Notalara bakmadan piyanoyu çalıyor, ses çıkarmadan sadece dudak hareketleriyle bana eşlik ediyordu. Ve sanırım o an dilimden dökülen o cümleler bizi daha iyi anlatamazdı.
I'm sorry if I say, I need you
Sana ihtiyacım var dersem, özür dilerim
But I don't care I'm not scared of love
Ama umurumda değil, aşktan korkmuyorum
'Cause when I'm not with you I'm weaker
Çünkü sensizken daha güçsüzüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back Off | Yoonmin
FanfictionHoseok gün ışığı gibiydi. Parlak, iç ısıtan, aydınlık... Jimin ise ay ışığı gibiydi. Sürprizlere gebe, sessiz, sakin ve biraz karanlık. Yoongi'nin gözleri ışıktan kamaşmışken, gecenin dinginliğini ona huzur verebilir miydi? Siyahı mı severdi, beyaz...