Kafamı Karıştırıyorsun

51 6 0
                                    

-Jimin-

(Park Jimin'in Evi)

Mesaj : Kim Taehyung

İyi misin? (10.46)

Hala uyuyor musun? (10.58)

Jungkook evini basmamız için beni zorluyor. (11.24)

Umarım sadece uyuyorsundur. (12.00)

Bir şeye ihtiyacın olursa lütfen yaz. (12.37)


Mesaj : Kookie

Günaydın turtam. (08.30)

Sadece yanında olduğumu unutmamanı istiyorum. (08.31)

Seni çok seviyorum. (09.40)

Okula gelmeyecek misin? (10.25)

Ah pekala ben sana geleyim mi? Yani biz, maalesef Taehyung da var. (11.20)

Kim Taehyung, hemen saklandığın tuvaletten kıçını kaldır ve yanıma gel. (11.22)

Turtam, önceki mesajı önemseme lütfen. (11.23)


Uyandığımda saat ikiyi geçiyordu. Telefona baktığımda ikisinin de içinde endişe barındıran mesajlarını gördüm. Haklılardı, yine tek başıma atlatmaya çalışacaktım. Abimin ölüm yıl dönümünde.. Şu yıl dönümleri, kabuk bağlayan yarayı her seferinde yeniden koparmak gibi. Hani ufakken arnavut kaldırımlarda yürürken ayakkabımızın ucu takılır ya da bir kedinin peşinden giderken fazla hızlı koşar ve düşeriz, dizimizde yaşımızdan büyük bir yara olur ya. O yara kabuk bağlayınca onu yolmamayı da öğrenmemişizdir. Yoldukça yoldukça o yaranın izi kalır ya hani dizimizde, yıl dönümleri de öyle işte. Kabuğun kendiliğinden düşmesine izin vermeden bilinçli şekilde koparıp, isteyerek iz bırakıyoruz kendimizde. Ne aptalca ama...

Öylece yatakta oturuyorum ve tek düşündüğüm senin olmayışını neye benzetebileceğim. Bu yıl dönümüne yaptığım gibi basit bir betimleme olamazdı sanırım. Şu, balonunu rüzgara kaptıran bir çocuk olayları filan. Saçma çünkü ben senin gidişini, rüzgara kapılan bir balonu arkasından izlediğim gibi izleyemedim, bir çocuk da değilim. Düşündüm ki belki de seni kaybetmek, kendi bedenimin ve ruhumun yarısını başka bir yerde bırakmış olmak gibi. Kolumu, bacağımı kesmişler ya da sikik bir apandist ameliyatı olmuşum gibi. Bir uzvum gitmiş, hala yaşayabiliyorum ama eksik yaşıyorum. Tam değilim işte, farkındayım bunun. Sonra hemen bu betimlemeden de vazgeçiyorum. Ben en yakın arkadaşı başka ülkeye taşınmış biriyim. Telefonla ulaşamıyorum, görüntülü de konuşamıyorum. Mail ya da mektup atamıyorum ama konuştuğumda onun bir şekilde beni duyup hissettiğini biliyorum çünkü en yakın arkadaşlar böyledir değil mi? Gezdiğimiz sokakları, kestiğimiz erkekleri, yedip içtiğimiz yerleri geride kalan ben olduğum için her daim görüp hatırlayacağım. O da benim oralardan korkmadan, onu anarak geçtiğimi bilecek. Çünkü onu tamamen kaybetmedim, eninde sonunda tekrar göreceğim. Bulutların üstünde bir yerde ya da yerin yedi kat dibinde ama seni tekrar göreceğim değil mi abi? İşte tam da bu sebepten o anıları hüzünlü hatırlamaya gerek yok, senin ve benim için gülümseyeceğim. Sadece, seni çok özledim..

Mesaj : Kim Namjoon

Bu akşam evde dur güzelim, işlerim var. Mekan kapalı.

Gerçekten mi? Sevdiğin adam o zırvalar yüzünden intihar etti, bugün yıl dönümü ve sen bugün bile uyuşturucu mu satmayı planlıyorsun Namjoon? Hatırlamıyorsun bile değil mi, hatırlasan da önemsemiyorsun. Zaten nasır tutmuş kalbine bir türlü yara açılmıyor. Ya da o kadar çok yara almışsın ki bugün hangisinin sızladığını anlamayacak derecedesin. Gerçi sen alsan alsan bıçak yarası alırsın, olmayan bir ruha manevi zararı kim verecek ki. Ama bugün, hem abim hem de kendim için sana bir şekilde zarar vermeye yemin ettim, sevgilim. Bekle beni.

Back Off | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin