Mayıs ayının ilk haftası ve bugün bir okul yemeği etkinliği vardı oraya bütün hocalar öğrenciler ve görevliler gidecekti. Herkes oradaydı ve gözüm Işık'ı aradı artık hoca diyesim yok ama mecbur diyorum. Işık hocayı orada otururken gördüm yanına oturdum ve diğer yanına resim hocasının oturduğunu görünce içten içe çok sinirlenmiştim. Yemek yerken ince bir sesle "Işıkcığım tuzu uzatır mısın ?" Dediğinde çok sinirlendim ve bana daha yakın olan tuzluğu avuçlayıp hemen ona uzatıp gülümsedim. Yüzü düşmüştü ve mutlu olmuştum. Gün sonunda okul çıkışı Işık Hocayı aradı gözlerim yanıma geldi ve bana "Deniz Hanım'ın benim ile konuşacakları varmış özür dilerim akşam konuşsak olur mu ? Bizi görürse zaten biteriz" dediğinde hem kızdım hemde hak verdim daha sonra yere eğilip bağcıklarımı bağlıyor gibi yapıp önüme geçmelerini sağladım çaktırmadan konuşmayı dinledim ve Deniz Hocanın Işık Hocaya "hayatında birinin olmadığını düşünüyorum ve bu akşam seninle yemek yemeyi çok isterim" dedi. Neredeyse ağlayacaktım o kadar tuhaf olmuştum ki ama hiç bozuntuya vermeden Işık Hocanın konuşmasını bekledim. Ona "hayatımda biri var aslında ama sizinle iki dost gibi yemek yemeyi çok isterim" dediğinde gözümden teler teker inen yaşları elimle silmiştim ve hızla yanlarından geçerek dikkati üzerime çektim. Eve gittikten sonra Işık Hocadan gelen mesajı açtım ve bana "özür dilerim ama hayatımda birinin olduğunu zaten söyledim sadece arkadaşça bir yemeğe evet dedim" yazmıştı. Ona "gerçekten konuşmasak her şey daha iyi olabilir" yazdım ve telefonu sessize alıp yatağımın üzerine fırlattım.