Dershane fena değildi.Alışkın olduğum ortama benzemesi beni rahatlatmıştı.En azından bir kere bile olsa üvey babam intikam almaya çalışırken çok iyi bir şey yaptı.Ona minnettar mıydım peki?Asla!Dershanedeki herkes alkol içiyor ve konuşuyorlardı.Kızlar mini mini etekler ve makyajlarla geziniyordu.Sanki Amerikan lisesinin vücut bulmuş hali gibiydi ortam.Ben etekten kaçarken herkes neden koşa koşa bu saçma kumaş parçasını giyiyordu ki?Saçımı tekrar düzelttikten sonra kendi kendime içimden bir dua okuyarak hatta hatim indirerek oflaya oflaya binaya doğru yürümeye başladım.Bu sırada arkadan bir ses geldiğini duydum.Tabi ki de normal karşılanacağımı sanmıyordum.
"Hey yeni!Burada istediğin gibi dolanamazsın."
Arkamı dönüp sesin geldiği yöne baktım.Ama bu kadar saçma bir şekilde karşılanmayı da ummamıştım.Karşılama komitem tabiki de etekli kızlardandı.Alayla güldükten sonra üzerine doğru yürümeye başladım.Belki de onunla birazcık eğlenmeye hakkım vardı.
"Öyle mi."dedim sakince"Bence istediğimi yapabilirim."
Kızın kahverengi saçları ve iri kahverengi gözleri vardı.Gözlerini kısarak bana baktı.Benimle uğraşmak isteyen oydu.
"Ah hiç sanmıyorum!"yanındaki kızların ve çoğunluklu erkeklerin arasından resmen kıvırtarak çıktı."Kim olduğumu bilmediğin için özrünü kabul ediyorum.Ben Aylin Heper.Burası bana ait."
Sinirlenmemeliydim.Yani sabahtan beri avcumun içi resmen çıldırırcasına kaşınıyordu ama yine de bu kıza haddini bildirmeliydim.Burası kimseye ait olamazdı.Olsa bile ona ait olacağını sanmıyordum.
"Öyle mi?"dedim aynı yapmacıklıkla"Beni tanımadığın için ben de birazdan özrünü kabul edeceğim.Ben İrem Gencer.Buranın sana ait olup olmaması pek de umrumda değil."
Gözlerini pörtleterek üzerime yürümeye başladığında avcumun boşuna kaşınmadığını fark ettim.Kız gerçekten ciddi bir şekilde dövülmek ve aşağılanmak istiyordu.En azından biraz ısınmış olurdum.İki gündür sokak kavgalarına karışmıyordum ve milyonlarca kavga kazanmıştım.Kaybettiklerim de oluyordu ama bu kadar basit bir kıza yenilmezdim.Elini havaya kaldırdığında hiç beklemeden hızla kolunu tuttup ters çevirdim ve sırtına yasladım.Bu sırada başka bir ses benim onu aşağılamamı kesmişti.
"Yeter Aylin."
Aylin kendini çırpınarak benden kurtarmaya çalıştığında onu bıraktım ve geri çekildi.Bu da kimdi şimdi?Kızın süpermeni falan mıydı?Bu kız kendini koruyamayacak kadar aciz miydi?Sabah sabah bunlarla uğraşmak istemiyordum.Hem de hiç.Başımı kaldırınca sesleneni gördüm.İşte karşımdaki süpermenle kesinlikle uğraşırdım.Çocuk siyah saçlarını geriye atmıştı ve çikolata rengi gözleri vardı.Kısacası bir tanrı gibi gözüküyordu.Hem de en havalısından.Kollarımı serbestçe iki yana bırakıp duruşumu gevşeterek umrumda olmadığını gösterdim hatta resmen şu an umrumda değilsin diye ona bağırıyordum.Tek kaşını kaldırarak önüme geldi ve öylece durdu.Duruşu benim tersime sert ve meydan okuyucu seviyede ciddiydi.Birbirimize baktıktan sonra gözlerini kısıp hafifçe yüzüme doğru eğildi.Değişik ve erkeksi bir kokusu vardı.
"Kimsin bilmiyorum mavi göz ama belanı arıyorsun."dedi tıslarcasına
Sesinde tarif edilemez bir sertlik vardı.Evet bu çocuğu kesinlikle kullanacak bir zaman bulmalıydım.Elinde dumanı yukarıya süzülerek gevşek bir şekilde duran sigarayı fark edince yavaşça elinden aldım ve içime çekip dumanını yüzüne üfledim.Duman yüzünü yalayıp geçerken tepkisizdi.Tıplı bir duvar gibi.
"Evet sanırım o sen oluyorsun."dedim parmağımı göğsüne koyarak"Ya sen?Sence de bulabileceğin en büyük belayı az önce bulmadın mı?"
Yarım yamalak bir şekilde gülümsedikten sonra sakinleşmeye çalıştı ama yumuşamaya başlamıştı bir kere ikimizin de aklındaki konu aynıydı.Yüzeysel bir cinsellik konusu bir erkeklerin bir bakışından anlaşılabiliyordu.Eliyle naziklikten uzak bir şekilde çenemi kavradı.
"Belki."
Mırıldanmasına engel olamamış gibiydi.Zafer kokusu sigaranın kokusunu dibine kadar bastırmıştı.Dudağımın kenarı hafifçe kıvrıldı ve gözlerimi gözlerinden ayırmadan ona bakarak dudaklarına doğru fısıldadım"Zamanın daralıyor"
Gözleri dudaklarıma kayarken etraftaki insanların tepkisi pek de umrunda değil gibiydi.İşin aslı benim de umrumda değildi.Kim ne derse desin bu benim kim olduğumu etkilemeyecekti.
"Durdururum."
Onu kuvvetli bir şekilde çekip alt dudağını dudaklarımın arasına alıp yavaşça emdikten sonra bıraktım.Dudaklarının yumuşak olması işleri daha da güzelleştiriyordu.Elimdeki sigarayı yere atıp ezip geriye çekildim.Aylin Heper bize tüm kızgınlığını kusarak bakıyordu ve sanırım konuyu yavaş yavaş çözüyordum.Ona alayla gülüp tanıştığım süpermenin kulağına eğildim.
"Evcil hayvanlarını arada dışarıya çıkarmalısın."
Sonra arkama dönerek binaya girdim.Hiç de zor olmamıştı.Sadece yeni bir ortama girmiştim ve bu ortam kesinlikle benim için anaokulu gibiydi.O çocuk kötü durmaya çalışıyor olabilirdi ama bu sefer kitaplar tersine dönüyordu.Kötü olan bendim.