Dershane sabahki sıkıcılığından ödün vermeyecekti.Bunu şu ana kadar oturduğum sıraya beynimin akmasından anlayabiliyordum.Sanki herkes roldeymiş gibi takılmaya devam ediyordu.Sanki her şey erkeklere güzelmiş gibi.Ama bana göre bu dershaneye bir kral yerine kraliçe gerekiyordu.Hem de bu değişiklik acilen yapılmalıydı yoksa buradakilerin akıl sağlığı iyice egoizme kaçacaktı.Bir şeyler aklıma gelmiş gibi omzumun üzerinden göz ucuyla arkamda oturan süpermen kılıklı Aylin kurtarıcısına baktım.Adı Yağız'dı ama yine de ona adıyla seslenesim bir türlü gelmiyordu.Saçlarından bir tutamı önüne doğru dökülmüştü ve telefonunda takılıyor gibiydi.Kabul etmeliyim ki hafif kemikli ve sert yüz yapısı ile kesinlikle kızları çekebilecek bir av tuzağı gibiydi ama sabahki gibi düşünüyordum.Onu kullanmak hoşuma gidecekti ama uzun sürüşlerin insanı değildim.Bağlanıldığı zaman neler olduğunu görecek kadar şey yaşamıştım.Çoğu insanın da benim yaşadıklarımı yaşadıktan sonra intihara kalkışması gerektiğini anlamıştım ama hayat zaten kısaydı.Daha da kısaltmaya ne gerek vardı ki?
Gözlerimiz kesiştiğinde imalı bir şekilde belli belirsiz gülümsedi.Gülümsemesi bir hayalet gibi yüzünden geçip gittiğinde önüme döndüm.
"Bir daha bana öyle bakmanı sabırsızlıkla bekliyorum."
Arkama dönmeden cevabını kısaca verdim
"Zamanı durdurmanı sabırsızlıkla bekliyorum."
Sırıtışının yüzüne yayıldığını tahmin edebiliyordum.Bu tür dolaylı ve kendilerine karşı saldırı tarzı kullanılmış sözler erkekleri neden tahrik ediyordu çözemiyordum.Bence saçmaydı ama kızların da ava çıkması gerekiyordu."Yağız?"
Tizimsi sesle gözlerimi sabır dilercesine kapattım.Bu Aylin denen kızdı.Pardon.Aylin Heper.Hani kurtarıcının kızı.Kız kedi gibi Yağız'ın yanına kıvrıldığında zilin çalmış olduğunu fark etmiştim.Sahi,ben bu kadar takar mıydım giriş çıkış saatlerini?Gerçi dershanelerde giriş saati olur muydu ki?Hayret!
"Geliyor musun?Çeteyle bara gidiyorduk."
Yağız umrunda değilmiş gibi başını kaldırdı.Sanırım onun için çetesi çok da anlamlı değildi.Benim gibi yalnız takılmayı tercih etme gibi bir şansı da olabilirdi.Elinin tersiyle gitmesi için bir hareket yaptığında hafif kaşlarım çatılsa da belli etmedim.Bu hiçbir kıza yapılmamalıydı.Ona bile.Aylin tepesinde dikilip dudak büzdüğünde gözlerimi devirdim.Bir insan hayır kelimesinin sözlükteki anlamını bu yaşa kadar öğrenemez miydi acaba?Ya da gurursuzluk sınırlarını zorlamayı mı seviyordu?
"Aylin diretme."Yağız ayağa kalkıp parmaklarını saçlarının arasından geçirdi."Yokum bugün."
Ayağa kalkıp Yağız'ın yanına geldikten sonra Aylin'in taklidini ona bakarak yaptım.Cidden bu kız kedi gibiydi.Aldığı ters cevapla yerine sinerken bana bakan kötü bakışlarını ve gözlerindeki o kötücül pırıltıyı hissedebiliyordum.Yanımızdan uzaklaştığında tutmuş olduğum kahkaha dudaklarımın arasından kaymıştı bile."Vazgeçmiyor değil mi?"
Dudağının kenarı yukarı doğru kıvrılarak bana bir gülümseme bahşettiğinde dediğim şeye mi yoksa bana mı gülümsediğini anlayamamıştım.Onu da başka gün anlarım.Erkek psikoloğu değilim ya ben de.Okuldan çıktığımızda kotunun cebindeki sigara kutusundan bir dal alıp dudaklarımın arasına yerleştirdim ve karşıda gördüğüm siyah spor arabaya yaslanarak gözlerinin içine baktım.Çakmağını alıp bana iyice yaklaşarak beni arabayla kendi arasında sıkıştırdıktan sonra sigarayı yakmıştı.Duman yukarı doğru süzülüyordu ve zehir tüm ciğerlerimi kavurmuştu.Ellerini iki yanıma yaslayıp sonra tekrar gülümsedi ama gözleri dudaklarımdaydı.Çok sık gülüyordu sanki ve bulaşıcı gibiydi.Gülmemek için dudaklarımı birbirine sıkı sıkıya bastırdım.
"Zamanı durdurdum mavi göz."dedi boğuk bir tonda"Peki sen beni durdurabilecek misin?"
Sigarayı dudaklarımdan alıp sabah yaptığım gibi yere atıp ayağımın ucuyla üzerine bastım ve başımı geriye atarak ciğerlerimdeki son dumanı da havaya üfledim.Duman bir halka halinde havada yükselirken Yağız da dumanı izliyordu.Tıpkı benim onun tepkisini izlediğim gibi.
"Durdurmayacağım."
Bana tekrar baktığında açıkçası hiçbir şey hissetmiyordum.Sanki saydam gibiydi.Umrumda değildi.Boş ve anlamsızdı.
"Ama sen zamanın akmasını engellemek için çok uğraşacaksın."
Boynumu emmeye başladığında gözlerimi kapattım.Çünkü bu yaşananları görmektense karanlığımda boğularak zevk almayı tercih ederdim.
••••••
Arabanın kalitesine göre fena olmayan anlar yaşadıktan sonra telefonumun çalmasıyla elime kıyafetlerimi alıp yarım yamalak geçirip arabadan dışarıya çıktım ve telefonumu açtım.
"Efendim Tuğçe?"sesim biraz bitkin gibi geliyordu.
"Kiminlesin sen yine?Neden hiç aramıyorsun?Hala daha anlatmadın cehennemin dibi dershanesi nasıldı?Ay kızım konuşsana ayol!"
Sondaki ayoluyla taramalı tüfeklere taş çıkartacak gibi olan hızlı sorularına gülerek kalçamı arabaya yasladım.
"Adını hatırlamadığım Aylin Heper'in koruyucusuylayım.Aramaya vaktim olmadı.Dershane sıkıcıydı.Susman sayesinde de konuşmuş oldum."diye cevap verdim soruların sırasını hatırlayarak.Karşıdan onaylamazcasına bir ses geldiğinde derin bir nefes aldım.Birazdan yılın fırçasını yiyecekmişim gibi hissetiyordum.
"SEN YİNE Mİ YALNIZ DEĞİLSİN.KIZIM RAHAT DUR ARTIK!MERAL TEYZEYE DE Mİ YAZIK DEĞİL!BANA BAK ORAYA GELİRSEM-"
Arkadan bir gürültü gelince telefonu çat diye Tuğçe'nin yüzüne kapatıp önüme döndüm.Koruyucu meleğimsi fazlasıyla dağılmıştı.Sanki üzerinden kamyon geçmiş gibi duruyordu.Saçlarımı hafifçe savurup sürücü koltuğunun yanına oturduktan sonra ona baktım.Fazlasıyla keyifli duruyordu.
"Belki yarın da zamanı durdurmalıyız.Eğ-"
Lafını kesmek için işaret parmağımı dudaklarına bastırdım.
"Birden fazla zamanda yolculuk yapmak senin için tehlikeli."Başımı cama döndürüp aklıma gelen görüntülerle yumruklarımı sıktım"Benim için de."