Jonahı görünce yüzümde ufak bir gülümseme belirmişti o olduktan sonra burdan çıkmamızın ihtimalini bile tartışmazdım.O Jonahtı can dostumdu çünkü.Beni onun bir yanındaki koğuşa tıktılar,tıpkı Ana nın ihanetinden sonra olduğu gibi.Jonah benim duvarıma bir kaç yumruk atmıştı sonra fısıldadı
[Jonah : Lara noldu neden burdasın.Anaya noldu.
[Lara : Ana vurulmuştu ben hayattaydım beni bilerek vurmadılar istedikleri Anaydı ama ben Ana yı kurtarmaya çalışınca benide buraya getirdiler.Sen,sana ne oldu
Jonah yutkunarak cümlesine başlıyacaktı hep böyle yapardı yaptıda.Aniden ışıklar kapanıp açıldı ufak bir sarsıntıdan sonra alarmlar ötmeye başladı.Herkes bağırıyordu telsiz sesleri falan filan önümüzden geçen bir askeri tuttum elin sıkışmıştı demirlerin arasına.Sonra telsizini alıp elimi içeri sokmaya çalıştım.Elime bir tekme attı kırılmış gibi oldu ama birşey olmamıştı kolumu içeri soktum.Anahtarını çıkarıp beni alacaktı ama bir sarsılma daha bir patlama gibi.Yere düştü telsizden duyduğum sözler şunlardı
[TELSİZ : Peş peşe 2 patlama köylü görünümlü bir adam binaya dinamit yerleştirmiş bulun onu ve efendimize götürün.
Bu o olabilirmiydi Nick.
Peki yeni efendi kimdi Konstantinin yerini kim almıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rise Of The Tomb Raider 2 - Trinty'nin Gölgesi
Historia CortaBen Lara,Buda Günlüğümden Bir Maceram Uzun Bir Aradan Sonra Sağ Salim Bu Günlüğü Yazmak İçin Masamın Başındayım,Başımdan Nelermi Geçti?...