"HapŞUĞ" (burun çekme sesi, peşinden "ağğhh" diye verilen nefes sesi)-Aaayyy... Doktora gidelim noğlor. Sesim de çıkmıyo zaten. Off..
Jaehee gözlerinin ve vücudunun şişliğini alsın diye maskesini yapıp balkona çıktığında, orada öylece uyuya kalıp, şifayı kapmıştı.
-Bugün dinlensen iyi olur.
Dedi soobin, hastalığın ona bulaşmasımdan korkar bir hali vardı. Jaehee'ye temkinli adımlarla yaklaşıp nefesini tuttuktan sonra Eunbyeol'un yaptığı bitki çayını yatağının yanına bırakarak tekrar korunaklı olduğunu düşündüğü bölgeye geri döndü.
-Olmaz!
Üzerindeki yorganı güçsüz koluyla çekmeye çabalıyordu.
-Bugün Yoongi oppa çalıştıracak.
Soobin ona anlayışla baktı. Jaehee'nin Yoongi'ye olan düşkünlüğünü biliyordu. Fakat bu şekilde provalara giderse hem kendisi hem de grup arkadaşları azar işitirdi.
-Jaeheeyaa... Yoongi bir yere gitmiyor. Hastasın ve sağlığın daha önemli. İstersen senin için başka bir gün ayarlayabiliriz Yoongi ile.
Jaehee'nin aniden degişen yüz ifadesiyle irkildi Soobin. Gözleri yaşlı masum bir kedi edasıyla hayranlıkla bakıyordu ona.
-Bana şöyle bakma. İçim ürperiyor.
Jaehee en iyi olduğu şey yani aegyo ile konuşmaya başladı.
-Unnniiiğ... Teşekküy edeyim çannaağ.
Yanaklarını şişirip işaret parmağını da uzattığı dudaklarına götürdü.
-Ay. Cidden katlanamıyorum sana Jaehee.
Soobin, odadan çıktığında içindeki ürperti dışına da yansıdı. Kollarının dirsekten kırıp, göz hizasına getirerek:
-Iyy... Tüylerim diken diken oldu.
Holde hazırlanan arkadaşlarının yanına gitti.
-Nasıl?
Soobin dudak bükerek cevap verdi. Yüzünden anlaşılıyordu birşeyelerden hoşnutsuz oluşu.
-IĞRENÇ!
Ayakkabılarını giyerken de sinirliydi. Grup arkadaşları gülmüşlerdi onun bu durumuna. Jaehee'nin aegyolarına verdiği tepki her zaman bu şekilde olurdu. Bu kez biraz abartmış olmalı diye düşündüler.
-GÜLMEYİN! Hazırsanız çıkın! Yoksa her an birinizi boğabilirim. Yemin ediyorum tüylerim diken diken. Ayy... İçim ürperdi. Öğğ..
ΩΩΩΩΩΩΩ
Provalar boyunca hiç ara vermeden çalıştılar. Uyumları normale göre çok daha iyiydi.
Şimdiye kadar bir çok dans figürü ve koreografi öğrenmişlerdi. Şimdiyse yavaş yavaş kendi kareografilerini oluşturup, onları grupça uygulamak için çalışıyorlardı.
Koreograf her ne kadar Songdeuk olsa da, fikrin sahibi Angelina'ydı. Amerika'dan gelmiş olması ve melez olması, onu dans ve vokalde bir adım öne taşıyordu. Seçmelerde her ne kadar batırsa da üç seçmeye 8 kez katılmış olsa da, Sondeuk ondaki azmi ve her seferinde gösterdiği yenilik ve gelişimi görmüş ve onu özel kontenjanla şirkete almıştı. Şimdi de grurla bakıyordu öğrencisine. Onca stajyer arasından sona kalan bu 5 kızdan biri olduğu için ikisi de birbirine minnettardı. Songdeuk; yüzünü kara çıkarmadığı için esmer kıza, kızsa; ona bu şansı veren dans hocasına minnettardı. Birinin minneti sonsuza dek sürecekti elbette...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Violet Flame 🌈Bighit's New Girl Group (with BTS)
HumorHayallerin, hayal kalacağı Yine de cümlelerin fazlasıyla gerçek olduğu bu Dünya'da Neden cümlelerimizi sizinle paylaşmayalım ki? 3 deli bir araya gelirse ne olur? 2 deliyi de kendi işlerine alet ederek 5 kişilik bir menekşeye dönüşürler. Olan biten...