Uzun geçen okul günlerinin ardından sonunda tatil gelmişti. Defne ve Funda ailelerinden zar zor izin alarak okullarının düzenlediği yat turuna katılmayı başarmışlardı. Her şey hazırdı, yola çıkacakları saati iple çekiyorlardı. İkisi de saatlerce bu tatil hakkında konuşmuşlardı. Tatilleri 5 gün sürecekti. Ve artık o saat gelmişti aileleriyle kucaklaştılar ve öğretmenleri ile yata bindiler. Bu tatilleri çok güzel geçmeliydi. Yıl boyunca çalışıp didinmişlerdi. Artık özgürlük zamanıydı.Bu iki sıkı dostun beraber geçirecekleri ilk tatildi. Fakat Defne'nin içinde bir sıkıntı vardı. Her ne kadar onu kovmaya, güzel düşünmeye çalışsa da o sıkıntı yine baş gösteriyordu. Yine de geçirecekleri güzel günleri düşünerek yata bindi. Özgürlüğün ona kollarını açtığını yavaş yavaş hissetmeye başlamıştı. Yat giderken Defne ile Funda da yatın köpürttüğü sulara bakıyorlardı. Tam daldığı sırada Funda birden suda bir şey görür gibi oldu. Biraz daha dikkatli bakmaya çalıştı fakat ne olduğunu çözemedi. Baktığı şeyin hareketli olan bir canlı olduğunu gördü. Ufak bir çığlık atarak Defne'nin kolunu tuttu. İkiside o gelen canlının köpek balığı olduğunu düşünüyorlardı. Ama nereden bileceklerdi ki tatillerini berbat edecek şey şu an tam da karşılarında.. O şokla hemen hocalarına seslendiler. Herkes oraya toplanmıştı fakat gördükleri şey orada yoktu, gitmişti. Yat gezisi şimdiden ikisinin de içine oturmuştu. Geri dönmek istiyorlardı. Defne o an içindeki sıkıntının yersiz olmadığını da anlamış oldu. O bunu düşünürken öğretmenleri ve arkadaşları da yerlerine geri dönmüştü. Tam düşüncelere daldığı sırada Funda'nın "Kevseeer !" diye haykırdığını duydu. Kevser'in burada işi neydi anlayamamıştı. Yoksa o gördükleri şey.. Kevser miydi ? Funda’nın yanına gittiğinde göz yaşları içinde olduğunu gördü. Ona sıkıca sarılarak saçlarını yüzünden aldı. Onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir anda karşısında dikilen ve onlara doğru sırıtan Kevser’i gördü. Gözlerine inanamamıştı. Bu gerçek miydi? Kevser onlara doğru bir adım atarak yaklaştı. İkiside ne yapacağını bilemiyordu. Çaresizce Kevser'e bakakaldılar. Kevser yaklaştıkça ilk dikkat çeken şey bıyıkları olmuştu. Yine çok uzamışlardı. Ama Kevser'in bıyıkları şuan düşünülecek en son şey bile değildi. Birden kızlara doğru yaklaştı ve;
-Sizi teknemin çıkardığı dalga köpüğüyle boğarım piremsesler nihahahahah
diyerek onları kovalamaya başladı. Defne Funda'nın yere düştüğünü gördü. Dizi fena halde kanıyordu. İkiside bu küçücük yattan nasıl bu baş belası Kevser'den kurtulacaklarını bilmiyorlardı. Defne kaçmayı bırakıp Funda'nın yardımına yetişti. Çok kan kaybediyordu. Defne'nin bir şeyler yapması gerekiyordu, Kevser'e hiç bakmamaya çalışarak tişörtünden hızlıca bir parça kopardı. Funda'nın yarasına bastırmaya çalıştı. Ancak Funda en küçük şeyde bile çığlıklarını tutamıyordu. Funda'nın bağırışı Kevser'i sinirlendirmişti. Birden
-Bağırma lan kappeee diye haykırdı. Kevser sanki bugün normale göre daha sinirliydi. Deniz ona yaramamıştı. Birden telefonunu eline alarak Funda'nın yarasını durdurmak için Defne’nin bastırdığı kumaş parçasının fotoğrafını çekti ve #birgünaşklarbiterhatıralarkalır hashtag'iyle instagramda paylaştı. Kevser'in instagramda çok takipçisi vardı. Çünkü her fotoğrafın altına #takipedenitakipederim yazıyordu. Dudak uçuklatacak kadar beğeni sayısı da vardı. Ama gelin görünki çoğu fotoğrafı aynadan çekilmeydi. Gittiği tüm yerlerdeki aynalarda fotoğrafları vardı. Fotoğrafı paylaştıktan sonra Defne ve Funda’ya doğru döndü.
-Acaba sizi retrica ile çeksem benim kadar güzel çıkabilir misiniz ? Nihahahah.
diyerek kızlarla alay etti. Bu arada Funda'nın dizinin kanaması durmuştu. Kevser Funda'nın dizine bakıp;
-İyi görünüyorsun gıız, şimdi gidiyorum yine geleceğim pmp dedi ve kendini serin sulara bıraktı. Defne ve Funda bu olanlara bir anlam veremiyor, suya atlayan Kevser'in ardından boş boş bakıyorlardı. Funda ve Defne çaresiz durumdaydılar. Yanlarına yeniden gelen öğretmenleri otele az kaldığını birazdan gidecekleri yere varacaklarını söyledi. İki arkadaşın içleri birazda olsun rahatlamıştı. Otele gidip güzelce bir uyku çekseler güzel olacaktı ve bu kabusun bir daha asla gelmemesi en büyük dilekleriydi. Sonunda otele geldiklerinde ikisi de kendilerini yataklarına bıraktılar. Yolculuk onları yormuştu. İkisi de kapının tıklatılmasıyla uyanmışlardı. Gelen oda servisiydi. Defne ağır adımlarla gidip kapıyı açtı ve açtığı anda gözbebekleri kocaman oldu.
