Fire

1.5K 123 28
                                    

Perşembe |18:50|

|Efe|

Lacivert kanken çantamı sırtıma atıp koşar adımlarla spor salonundan çıktım. Saçlarımı en son 3'e vurdurduğum için ılık bir rüzgar esse bile kafa derim üşüyordu.

Hava daha da kararırken arkama bir bakış atıp okul bahçesinden de ayrılarak ana caddeye doğru yürümeye başlamıştım. Bugün Batur denilen adi şerefsiz yüzünden sinirlerim acayip gerilemişti, bende o yüzden bu saate kadar spor salonunda tek başıma takılmıştım. Şimdi de annemin azarlarını işitmemek için eve koşturuyordum.

Sitelerin olduğu sokağa geldiğimde büyük parkın yanından geçiyordum ki bankalarda oturan birkaç grup ve tek başına ağaca yaslanmış bekleyen Batur gözüme çarptı.

Dilimi dişlerim üstünden geçirip dudaklarımın içini ısırırken onu göz ardı ederek cebimden bir paket çıkardım ve durduğum yerde dalı ateşleyerek sigaramı içmeye başladım.

Tekrar yürümeye başlarken bakışlarım, düşünceli duran bedene kayıyordu sürekli, açıkçası ona kızdıktan sonra bana 'özür' mesajı atacağını düşünüyordum ama o Batur'luğunu korumuş ve dediğim gibi kendinden taviz vermemişti gereksiz herif.

Bir nefes daha çekip dumanı burnumdan çıkarırken bakışlarıyla rastlaştım. Beni görünce hemen yaslandığı ağacın gövdesinden doğrulup göğsüne bağladığı ellerini çözmüştü. Üstündeki okul forması kırışmış ve kot pantolonu da yaslandığı için tozlanmıştı ama o bunu önemsemeden bana yürümeye başladı.

Ne yapacağını merak ettiğim için durup onu beklerken elim sol kulağımdaki halka küpeye gitti. Gerildiğim anlarda hep küpemle oynardım ve bu da şuan onun ilgisini çekmiş olacak ki bakışlarını hemen kulağıma çıkarmıştı.

En sonunda bana bir adımlık mesafe kadar dibime girdiğinde bende biten sigaramı avucum içine alıp dumanı kafamı çevirerek boşluğa üfledim. Yere sigara izmariti dahi olsa çöp atmayı sevmediğim için avucumda tutuyordum.

Koyu renk saçlarını dağıtıp yandan bir bakış attı. "Sigara içtiğini bilmiyordum." dedi hafifçe. Sesi sakin ve bir o kadar tereddütlü çıkıyordu.

Ve işte benim de kast ettiğim şey buydu! Aptal herifle birkaç zaman önce kavgalıyken şimdi on yıllık arkadaşmışız gibi havadan sudan, muhabbet açıyordu! Aptal herif işte.

Bende ona sert sert bakarken "Artık biliyorsun," dedim ve daha fazla yanında durmanın saçma olacağını düşünerek kanken çantamın kollarına asılarak bir adım attım. Ama bir diğer adımım Batur benim önüme geçtiği için havada kalmıştı.

Kaşlarım saniyesinde çatılırken elim yeniden küpeme gitmesin diye çantanın kolunu daha sıkı kavradım.

"Hayırdır?" dedim bir kolu bana temas etmeden hala önümde dururken. Sıkıntılı bakışları arada bir yüzümü arşınlıyordu.

"B-ben, seninle konuşmak istiyordum." dedi kekeleyerek. Tanımasam bu adamın ağzıma sıçacak şekilde yumruk atacağı aklıma gelmezdi şu konuşmasından sonra. Hayretle açılan ağzımı hemen kapatırken devam etmesi için bekledim.

Sıkıntıyla iç çekip elini yine saçları arasına atmıştı." Ben kötü biri değilim." diye mırıldandı hızla. Bakışları hep çevrede dolaşırken o an hiç beklemediğim bir hareket yaptım.

Hafif sakalı çıkmaya başlamış çenesinden tutup kendime çevirmiştim.

Ne yaptığımın farkına daha yeni varırken sanki ateşe dokunmuş gibi elimi hızla çekip kulağıma götürmüştüm yine. Onun ise irkilen bakışları artık bendeydi.

"Kötü biri olduğunu hiçbir zaman iddia etmemiştim zaten." diyerek az önceki olayın önünü kesmek istedim.

Batur dudaklarının içini ısırıp elini beline atarken başını salladı. "Bunu senin yüzüne karşı söylemeyi düşündüm. Efe ben kötü biri değilim, hiç olmadım. Ve haklısın ki özür dahi dilememiş bir insanım." zorla konuşurken kısık çıkan sesi yüzünden ona biraz daha yaklaşmıştım.

"Kardeşine yapılan çok ayıptı," başını kaldırıp devam etti konuşmasına. "Sana yapılan çok ayıptı ve malesef ki bende bu ayıbın üstüne gidenlerden biriyim. Senden özür dilerim, şuan gerçekten kötü bir amacım yok. Ben sadece seninle arkadaş olmak istiyorum." Sağ elini uzattığında ne olduğunu anlayamamıştım.

Batur Sancak benden özür diliyordu, resmen aydınlanma yaşıyordum şuan!

" Hayır, hayır arkadaş da değil. "diye başını hızlıca sağa sola salladı. Kendi kendine konuşur gibi bir hali vardı ve ben bunu şaşkınlıkla izlemekten başka bir şey yapamıyordum.

"Biz sadece konuşsak olmaz mı?" dedi ısrarla. Ne kadar istekli olduğu göz bebeklerinden taşıyordu. Aramızdaki elini bir kez salladığında boş ifademle başımı çevirip dudaklarımı dilimle ıslattım. İki dakika da mal olmuştum resmen.

Tekrar ona dönerken bende sağ elimi uzatıp elini tuttum. Bedeninin titrediğini hissetmiştim.

"Dediğin gibi olsun bakalım." dedim ona nazaran daha sakin bir şekilde. Dudakları kıvrılırken "Sağol." dedi neşeyle. Baş parmağı elimi okşarken yavaşça elimi çektim onun sıcak avucundan.

Son kez ardıma dönüp ona bakarken bende kabaca "Eyvallah," diyip kendi oturduğum siteye yürümeye başladım.

Düşündüğüm garip şeyleri de ardımda bırakarak.

__________

Bir an hiç bitmeyecek sandım ama şükür sona geldik.
Efe'nin oricinal lacivert renk kanken çantası olduğunu biliyor muydunuz? Miikemmel bir çanta yahu❤❤

Ve umarım beğenirsiniz bölümü, bu arada BOYFRIEND diye yeni bir kurgu yazdım ona da bakarsanız sevinirim.

benimle yan |boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin