Yemek Aşkı!

460 25 17
                                    

Son derste bitmişti ve kol ile ben arabada son ses müzik dinleyerek kopuyorduk. Ben şahane sesim ile şarkı söylerken kol bir anda drift atarak arabayı durdurdu.

"Nihayet işkence bitti. Hope yeğenimsin diye söylemiyorum sesin karga gibi!" Dedi kol.

"Ama kol çok ayıp. Ben senin biricik güzel sesli yeğeninim. Küseceğim... Küsüyorum... Küst-" Sözüm rebekahın sesi ile bölündü.

"Hey! Orada didişmeyi kesinde yukarıya gelin. Hope için bir süprizim var." Ne bu süpriz? Neden bana söylenmiyor!?

+SÜPRİZ OLDUĞUNDAN OLMASIN ZEKİ KIZ!

Doğru söyledin iç ses ama ben meraklı şaziye olduğumdan şu an kendimi yiyorum.

+DAHA FAZLA SENİN SANA KATLANAMAYACAĞIM, BEN  GİDİYORUM!

Aman be git, çok meraklıydık sana!

"Hope! Hey! Daldın gittin?" Dedi rebekkah.

"Ha! Evet. Neymiş süprizin?"

"Gelde gör." Vampir hızımla eve gittim. Birde ne göreyim!? Allahım sana geliyorum! Yaprak sarma malzemeleri! Anında ağzımdan ufak bir sevin çığlığı çıktı. Ardından rebekkahın üzerine atladım ve sıkıca sarıldım.

"Hey! Hope nefes... Nefes alamıyorum!"

"Rebekkah sen zaten vampirsin, nefes almana gerek yok!"

"Bu kıza bu zeka çok fazla!"diye itiraz etti reb. Sarılmayı bıraktım ve çığlığım üzerine toplanmış evdeki kökenlerle göz göze geldim. Ayyy kıyamam! Hepside uzaylı görmüş masum gibi bize bakıyorlar. Buraya en son gelen annem aldığı kokuyla masanın üzerine atladı ve hemen bir yaprağın içine azıcık dolma içi koydu ve yaprağı sarmadan büzüştürüp ağzına attı. Babam dayanamayıp atladı.

"Ne oluyor burada? Hope sen iyimisin?"Dedi bize anlamsız bir bakış atarak.

"İyi az kalır. Anlatmaya heç gerek yoh, görüyorsunuz, mühemmel! Çünki benim biricik, harika, en sevdiğim halam -ki freya hala sen de buna benzer bir süpriz yaparsan rebekkahın yerini alabilirsin- rebekkah bana sarma malzemeleri almış!" Bunlar bana hala aynı anlamazlıkla bakıyorlar.

"Siz sarmayı bilmiyormusunuz!?"Tabi siz diyceksinizki "bu kız sarmayı nereden biliyor?" benim orta okulda bir arkadaşım türktü ondan öğrendim.

"Bilmiyoruz." Dedi babam bana bakarak.

"Allahım, bunlar bilmem kaç asırdır yaşıyorlar ama sarmayı bilmiyorlar! Ne yapayım ben şimdi? Bunlar cahil kalmış. Cahiller! Cühelalar! Bu kadar mükemmel bir şeyi asırlardır öğrenmediniz öylemi? Allahım sana geliyorum!" Diye dizlerimin üstüne çöküp feryatlar yakınmaya başladım. Tabi bizim ailede gülmekten kayış koptu.

"Hope -kahkaha- bize artık -kahkaha- şunun ne olduğunu -kahkaha- açıklarmısın?" Diye sordu kol. Bende bunun mükemmelliğini, şahaneliğini, ne olduğunu ve nasıl yapıldığını anlattım. Tüm günümü bu sarmayı açıklamakla geçirdim, çünki bizim aile biraz anlama kıtlığı yaşadı😁😁😁. Ben sardığım yaprak sarmaların yarısını pişmeden miğdeye indirdim. Kıymalı olmadığı için gönül rahatlığı ile yedim (canınız çeksin biraz Nihaha yaşasın kötülük😈😈😈) sonunda sarmalar pişti ama benim miğdemdekiler şu an dışarı fırlamak için (yanlış anlamayın miğdesi bulanıyor!) savaş veriyor. Aniden miğdem bulanınca rebekkaha kaş-göz hareketleri ile durumu anlatmaya çalışıyordum. Çünki ağzımı açsam kusacaktım. Rebekkah anladığında lavaboya koştum. İçim dışıma çıktığında yüzümü yıkadım ve aşşağı indim.

"Ben sana söyledim hope. Miğden bulanır diye dedim. Ama sen her zaman yaptığın gibi tüm sarmaları pişmeden yedin ve aynı sonuç!" Boşalan miğdemi azar yiyerek doyurduktan sonra masaya oturdum. Sarmalara ailecek saldırdık ve sakince kafa dinlemek için odama kitap okumaya gittim. Kitabımın bitmesine son 10 sayfa kala aklıma 3 haftadır kan içmediğim geldi. Dolabıma baktım ama kan kalmamış. Aklıma kol amcama mesaj atmak geldi, çünki onda kesin kan vardır.

GÖNDERİLEN: IQ SEVİYESİ 1 OLAN AMCAM

-kol, en sevdiğim amcam, en karizmatik, en yakışıklı amcam. Ordamısın?

-Söyle bakalım yine ne oldu? Ya da ne istiyorsun?

-Şey sende taze ABpozitif  varmı?

-Var, niye sordun?

-Bende kan bittide. Sendeki kan insan kanımı, hayvan kanımı?

-Ayıp ediyosun. Tabiki insan kanı.

-Şey bana 2 torba getirsene. Bende kalmamışda. Ama kimseye söyleme.

-Tamam ama gelince her şeyi anlatcaksın.

-Tamam. Yeğen sözü.

İki saniye sonra kapı çalındı ve içeri kol girdi.

"Evet, neden annenlere söylememi istemedin?" Diye sordu kol.

"Annemler benim hayvan kanı içtiğimi sanıyorlar. Ama hayvan kanını bünyem kabul etmiyo. Zaten doğa üstü canlıların kanı beni tutuyo. Şu son 3 aydır insan kanı içiyorum. Annemlerin bundan haberi yok."

"Bunu söylememiz gerek. Önemli bir şey olabilir."

"Biz jess ile bunu araştırdık. Önemli büyücülere başvurduk, büyü kitaplarını aradık. En son elena bize ondada ilk vampir olduğunda buna benzer bir şey olduğunu söyledi. Ama o insan kanını torbadan içemiyormuş, en sonunda bir insanda içmiş ve işe yaramış. Bende aynısını hayvan üzerinden deneyim dedim ama hayvan derisi kalın olduğu için dişlerimi geçiremiyorum ve burada hayvan bulamıyorum." Diye açıkladım.

"Yinede bunu annenlere söylemeliyiz hope. Sen söylemezsen ben söylerim, çünkü biz sizden daha deneyimli kişiler tanıyoruz ve böyle durumlarla daha çok karşılaştık. Sadece insan kanı içenlerimiz bile en az yılda 1 defa hayvan kanıyla beslenmeliler. Şimdi bunu annenlere söyliycekmisin?" Diye bir soru yöneltti. Haklı olabilirdi, söylemelimiydim? Eninde sonunda bunu öğrenecekler.

"Bir hafta içinde bir çözüm bulamazsam söyleyeceğim, ama  çözüm bulursam bu aramızda sır kalır." Dedim.

"Anlaştık." Dedi kol elini uzatarak. Bende elini sıkarak

"Anlaştık." Dedim.

HOPE Mikaelson (Melez~The Originals)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin