Kelebek gibidir aşk; sen kovaladıkça o kaçar
En iyisi bırak uçsun...Medya; Pelin Bozdağ
♤♤♤
Özlediğimiz zamanlar olduğu gibi insanların o özlediği anı geri getirmek için çabaladıkları zamanlar var.
Mesela ben küçükken misafirliğe gittiğimizde kuytu köşede uyuya kalıp, yatağıma kadar kucakta taşınıp sabahları üzerim örtülü bi' şekilde uyanmayı özlüyorum. Bazı kişiler gibi birine sarılmayı değilde okul çıkışında annemin yaptığı kızartmanın kokusunun bütün apartmanı kaplamasını özlüyorum.
Her neyse... Bu arada ben Pelin.. Pelin Bozdağ... ATT'yim. Evet bir ambulansta çalışıyorum ve işimi çok seviyorum. İnsanları kurtarmak güzel bir duygu. Aslında hayalim hep polis veya doktor olmaktı. Ama ikiside olamayıp doktora yakın bir şey oldum. İşimde daha 3. ayım felan. Çok olmadı yani. Mükemmel bi aileye sahibim. Bir üç katli aile apartmanimız var. En üstte babaannem olmak üzere onun altında biz varız. Babaannemin karşı dairesi Onur amcamın, bi nevi küçük amcam. Ama o babaannemde kalmayi tercih ediyo. O daireye daha girmek nasip olmadı. Bir nevi boş. Amcam kiraya verip parasını yemeyi düşünürken buna babaannem izin vermiyor. Sonucta bir aile apartmanında yabancı istemeyiz. Kim ister ki? Her neyse, bizim karşı komşumuz ise Haluk amcamların. Babamın bir küçüğü. Haluk amcamın çocukları var. Mert, yurt dışında eğtim görüyor. Adını biliyor olsamda daha onu hiç görmedim. Annrm ve yengem küçükken çok tartıştığımızı ve anlaşamadiğımızi söyler. Ama ben bunları hatırlamıyorum. Bizim altımızda ise Aslı teyzem var, onun karşılarında ise Engin abim var. Canım abim. Onu çok seviyorum.
Evliydi ve 4 yaşında bir yigenim vardı. Onur amcam hep bi' gevşeklikler yaparak babaannemi sinirlendirsede çok seviyorum ailemi.
"Aman Allah'ım?" dedim aklıma gelen düşünceyle.
Hemen yattığım yerden kalkarak banyoya ilerledim. "Geç kalacağım," diye mırıldanarak yüzüme su çarptım. Ali için kek yapacaktım. Ali kim mi? Herşey zamanla bebeklerim..
♤♤♤
Pişen kekimi dilimleyerek saklama kabına koydum.
"Pelin?"
Annemin sesini duymamla küçük bir sıçramanın sonucunda arkamı döndüm. Sanki büyük bir suç işlemişimimde yakalanmış gibi hissediyordum kendimi.
"Annişkoo?" dedim bende bana seslenmesinin üzerine.
"Sabah sabah hayrola kokutmuşun her yeri,"
"Görev arkadaşlarıma 3. ayımın şerefine bi kek yapam dedim anne, kötümü etmişim?"
"Yapam değil, yapayım diyeceksin. Su diksiyonunu bi düzeltemedin," diyerek buz dolabını açarak bir şeyler çıkardı.
Arkasından sarılarak yanağına kocaman bi' buse kondurdum geri çekildikten sonrada elimle sildim. Biraz sulu öpmüş olabilirdim. No problem, temizledim.
"Ben çıkıyoree," dedim 'e' harfini baya bi' uzatarak.
"Bak geliyor oklava," derken kıkırdadım. "Kahvaltı etmeyecek misin?"
Sorunun cevabını hiç düşünmeden "hayır" dedim. Ayakkabılarımı giyerken ambulansın sesi duyuldu. Ali'm gelmişti. Canım süpermenim. Kornaya basmaya devam ederken sevdiğimi fazla bekletmemek adına hızla merdivenlerden indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Ömrü
Teen Fiction"Siz Hiç Aşk Acısı Çekerken Başkasına Aşık Oldunuz mu?" Beni onunla aynı karede yaşatacak kadar güzel değil mi fotoğraflar? O uzaklara bakarken benim ona bakıp uzaklara dalmam için yok mu yeterince iyi bir manzara? Onun kokusunu sarıp getiren bir r...